Organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla 68 yıl hapis cezasına çarptırılan Bora Kaplan, “FETÖ” firarisi Cevheri Güven’e bilgi sızdırmakla suçlanan 4 polis hakkında açılan davaya katılma talebinde bulundu. Kaplan ayrıca bu polislerin işlediği iddia edilen suçlardan doğrudan zarar gördüğünü bildirerek suç duyurusunda bulundu.
“FETÖ”nün medya yapılanmasında yer alan firari Cevheri Güven’le bilgi ve belge paylaştıkları iddiasıyla Ankara Narkotik Şube’de görevli polis memuru Serkan Dinçer hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak”, Bora Kaplan operasyonunu yapan eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik ile eski KOM Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ve Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan hakkında ise “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, gizliliği ihlal ve görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 21 Şubat’ta görülecek ilk duruşması öncesinde Bora Kaplan’ın avukatı Oğuzhan Bilgin, öncelikle müvekkiline ağır mağduriyetler yaşattığını öne sürdüğü bu polisler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Av. Bilgin, 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği dilekçeyle de davaya katılma talebinde bulunurken şunları kaydetti:
“Bu davanın sonucu, Bora Kaplan’ı daetkileyeceğinden, müvekkilin uğramış olduğu haksızlığın giderilmesinde ve maddi gerçeklerin ortaya çıkarılmasında müvekkilin de menfaati bulunması sebebiyle huzurdaki davaya müdahale talebinde bulunma zaruretimiz hasıl olmuştur. Davaya konu iddianame kapsamında, polis memurlarının yürütülen yargılama ve soruşturmalarla ilgili gündem oluşturmak ve halkı kin ve nefrete sürüklemek amacıyla vatandaşların kişisel bilgilerini FETÖ mensubu Cevheri Güven’e, yurtdışına ve diğer FETÖ mensuplarına ulaştırdığı belirtilmektedir. İddianame içeriğinden de görüleceği üzere mağdurlardan biri de müvekkil Bora Kaplan’dır. Sanıkların isnat edilen suçları işleyip işlemediğinin tespiti, çapraz sorguya alınması, doğrudan müvekkile karşı suç işlenmiş olması, müvekkilin suçtan doğrudan zarar görmüş olması, somut gerçeğe ancak katılma talebimizin kabulü halinde ulaşılabileceği, müvekkilin kendi soruşturma ve kovuşturmalarında yaşamış olduğu mağduriyetleri bizzat bu dosyada dile getirmesinin dosyaya da katkı sağlayacağı, müvekkilin beyanlarının huzurdaki davada etkin rol oynayacağı değerlendirilmektedir.”
