Gazeteciler Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, seçime sayılı günler kala partilerde yaşanan kavgalara dikkat çekti.
CHP içindeki kavgalar olduğu yönündeki iddialarla söze başlayan Ahmet Nesin, “Hiç de öyle gözükmüyor. İYİ Parti’nin Ankara toplantısında kavga oldu. Meral Akşener yönetimi görevden aldı. Arkasından Zafer Partisi’nin kavgasını seyrettin mi? Ümit Özdağ son on saniyede bağırmaya başladı. Bağırmak için niye o kadar bekledi. Anlamış değilim? Onların psikolojisini pek çözemiyorum. Irkçı ve faşist psikolojiyi çözmek kolay bir şey değil. Yada bizim harcımız değil. Erdoğan Urfa’da yuhalandı. Ne kadar herkes il başkanının adını açıklayınca yuhalandığını söylese de Erdoğan sahnedeyken yuhalamak AKP’liler açısından en son akla gelecek iş” dedi.
Urfa’da yaşananların uzun süredir AK Parti içinde çatışma ve çekişmeye yorumlayan gazeteci Serdar Öztürk, “Orada Yeniden Refah, belki de Yeniden Refah ile Erdoğan’ın karşı karşıya getiren en önemli illerden birisi diye düşünüyorum. Urfa’da bu kavga il başkanı üzerinden yürüyor. Ama biz onu AKP’nin içindeki kavganın dışa vurumu diye görebiliriz. Erdoğan o yüzden pek rahat değildi. Daha sonra belediye başkan adaylarıyla büyükşehirde mitingden sonra toplantı yapmış. O toplantıya il başkanının çağrılmadığı, katılmadığı söyleniyor. Elâzığ İl Başkanının açıklamaları da biraz enteresan. Erdoğan oralarda biraz sıkıntı çekiyor. Şamil Tayyar bunu çok sık dile getiriyordu. Parti içinde Erdoğancıların hatta sahte Erdoğancıların gittikçe çoğaldığını bunun da iktidarda bir gevşemeye yol açtığını söylüyordu” diye ifade etti.
AK Parti’nin içinde yaşananların on yıl önce Abdurrahman Dilipak tarafından dile getirildiğini anımsatan Ahmet Nesin, “AK Parti içerisinde bu dört çarpı dört arabalar çoğalmaya başladı. Bunlar partili değil gibi, hatta üstü kapalı garsoniyer tutanların çoğaldığını bunları ilk Dilipak dile getirdi ama kimse ciddiye almadı” dedi.
Tespitin doğru olduğunu söyleyen Öztürk, “Erdoğan aslında buna izin verdi. Erdoğan biliyor bu partinin böyle bir şeye dönüştüğünü. Çünkü bu kadar iktidar olunca devletin artık müdür kadrosunu boşverdim. Memur kadrosuna kadar müdahiller. Devletin hiçbir yerinde Erdoğan’ın iktidar partisinin sözünün dışına çıkılması mümkün değil. İktidar ortağı MHP ile bu işi yürütüyordu. MHP ile son tartışmaları bir kenara bırakacak olursak sonuçta AK Parti ilçe başkanı aslında o ilçede kaymakamdan daha yetkili. İl Başkanı validen daha yetkili. Onlar üzerinden bütün bu bürokratik işlemler. Bu işlemlerin böyle olması AK Parti’nin sonuçta getirip kendi zenginini de yaratmasına yol açtı. Gördüğüm kadarıyla milli görüşçülerde de ayrışma var. Saadet ve Yeniden Refah Partisi arasında. Yaş ortalaması biraz daha yüksek olanlar Saadet Partisi’nde siyasete devam ediyor. Ama biraz daha yeni siyasete başlayanlar yada Erbakan’ın oğlunun sıfatıyla birlikte hareket etmeye çalışanlar Yeniden Refah’ta örgütleniyorlar. Fatih Erbakan da aslında sanki siyaseti yeni yapan biri gibi görünmüyor. Sanki babadan kalma şeyleri çok ciddi bir argüman olarak kullanıyor. Şu anda bence Yeniden Refah Partisi; Saadet Partisi’nden daha başarılı. O anlamda yani. Milli görüşçüleri bünyesinde barındırma anlamında… İktidarla ortak olmanın nimetlerinden yararlandı. Milletvekilliği listelerinde kendi istediği gibi değişiklik yaptırarak kendisi için yeterli sayıda milletvekili çıkardı” diye konuştu.
Fatih Erbakan’ın, Temel Karamollaoğlu’ndan daha ağır bir duruşu olduğunu söyleyen Ahmet Nesin’e hak veren Serdar Öztürk de “Yeniden Refah Partisi bence bu seçimde Urfa gibi Anadolu’nun biraz daha muhafazakar illerinde başarı sağlayabilir ama asıl önemli faktörün Yeniden Refah Partisi’nin alacağı oylarla AKP’nin seçim kaybedeceği büyükşehirler” şeklinde konuştu.
Urfa’da CHP’nin de konuşulması gerektiğini söyleyen Ahmet Nesin, “CHP adayını çekerse yada üstü kapalı bir şekilde ima ederse Yeniden Refah Partisi ile DEM Parti’nin adayı arasında 0.5 puan var şu anda. Urfa’yı, DEM’in alma olasılığı Erdoğan’ı herhalde tam bir çıldırtır diye düşünüyorum” dedi.
“Urfa gibi yerlerdeki sonuçlar turnusol kağıdı olabilir”
Erdoğan’ın en büyük korkularından birinin de Urfa’nın da DEM Parti’nin iktidarına geçmesi olduğunu öne süren Serdar Öztürk, “O zaman hesaplarım bozulur diye düşünüyor ama bu seçim bence yerel bir takım faktörler çok önde. Samsun’daki seçmen davranışıyla Urfa’daki seçmen davranışı tamamen birbirinden ayrı. Büyükşehirleri saymıyorum. Onun dışında seçmen böyle genel politikalarla ilerlemiyor. Hele ki Urfa gibi yerlerde bu sonuçlar, en azından siyasi partilerin içinde bulundukları durumu göstermesi açısından belki bir turnusol kağıdı olabilir” dedi.
Urfa’nın Türkiye’nin ilk on muhafazakar şehrinden biri olduğunu söyleyen Nesin, “Sanki en az tepki Erdoğan’a yada ona benzer bir partiye olacakmış gibi gözükürken birdenbire yuhalandı. Öyle 10-15 kişinin yuhalaması değil. Ciddi bir konu” derken Öztürk de “Hatta müziğin sesini yükselttiler. Anadolu’nun en muhafazakar illerinden biri ama oradaki feodal ilişkileri de irdelemek lazım. Bucak aşireti siyasette etkin bir faktör. Onun gibi aşiretler üzerinden siyaset böyle şekilleniyor” diye ifade etti.
“Çıkar çatışması Erdoğan’a rağmen sürüyor”
Bucak aşiretinin yaklaşık yarısının HDP’den yana olduğunu söyleyen Nesin’e yanıt veren Öztürk, “Doğrudur. Ama siyaseten diğer yarısını özellikle sağ siyaset yapan partiler kullanmışlardır hep. Sanıyorum bu seçimlerde de AKP’den Siverek’ten Bucakların adayı var. AKP’nin içindeki tartışmanın nasıl bir noktaya geldiğini aslında bize gösteriyor. Artık AKP içinde de bir çıkar çatışması başlamış. Çıkar çatışması Erdoğan’a rağmen sürüyor.”
“Son iki haftada Erdoğan’ın ciddi tavizler vereceğini düşünüyorum”
Erdoğan’ın son seçimi olduğunu söylemesine ilişkin konuşan Serdar Öztürk, “Bunu da göz önüne aldığınızda AKP’nin ne durumda olduğu artık Erdoğan’ın dikkatinden kaçmıyor. Erdoğan da biliyor. Ve partiden uzak olmasının Cumhurbaşkanlığı makamına geçmesinin partideki kontrolünü yavaş yavaş kaybettiği izlenimini de veriyor. AKP’nin içinde eski siyasiler kalmadı. Siyaset üreten kimse kalmadı. Onların hepsi tasfiye edildi. Şu anda mevcut kadroda da Erdoğan’ın istediklerini yerine getirecek ekip de yok. Yukarıya bakıyorlar. Eğer patron izin verirse bir şey yapıyorlar. Kendi başlarına politika üretmek gibi dertleri yok. Bulundukları koltukları korumaya çalışıyorlar. O yüzden AKP’nin siyaset üretme miadı bitti. Erdoğan bir şey söylerse oluyor. Ben Erdoğan’ın önümüzdeki üç hafta boyunca elindeki bütün argümanlarını kullanacağını düşünüyorum. Bunu iki türlü söyleyebiliriz. Hem siyaseten hem de bürokratik olarak. Son iki haftada Erdoğan’ın ciddi tavizler vereceğini düşünüyorum. Bu kamuoyuna ne kadar yansır ne kadar yansımaz ama belli seçim bölgelerinde ciddi tavizler vereceğini çünkü iktidarının sarsılmaması gerektiğini O da biliyor, Erdoğan artık Batı’da da istenmeyen adam, Doğu’da da çevresi yok” dedi.
Zafer Partisi’nin kavgasına ilişkin analiz yapan Öztürk, “Zafer Partisi gibi partiler ideolojisi çok sert partiler. Bildiğimiz ideolojileri çok da sert olan partiler. O yüzden onların taraftarları gerçekten eğer bir ayrışmaya girerlerse parti içinde direk kavgayla sonuçlanıyor. Çünkü politik yönetme biçimlerinde o kavga etme mutlaka var gibi görünüyor. Politikayı sert yapıyorlar. Konuşmaları da söylemleri de sert. Hemen her gün bir yerde bu tür şiddet içeren eylemler görmek mümkün” diye konuştu.
Geçmişte ‘ilginç bir seçim dönemi’ dediğini ancak 2024’te ise ‘komik bir seçim dönemi başladı’ diyen Ahmet Nesin, “Herkes kendi partili arkadaşlarına laf söylemekten. Başka partilere laf söylemiyorlar gibi bir his var içimde. En son İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e laf söyleyerek kendi şeyini bırakıp başka partililere yine CHP’li başkana laf söylüyor. Ekrem İmamoğlu’na destek vermeye gitti diye aday şikayet ediyor. Hem kendi partisine niye destek veriyorsun diye belediye başkanına laf söylüyor” dedi.
“1 Nisan’dan sonra CHP’de kavga gürültü kopacak”
İktidarın 2019 yerel seçimlerinden sonra büyükşehirlerde UKOME sayısının bürokratlar lehine değiştiğini söyleyen Öztürk, “İzmir’de geçtiğimiz haftalarda konuşmuştuk. 120 dakikaya çıkartılması UKOME’den geçmemiş. Doğmadan öldürdüler. O da başka bir şey. Burcu Köksal’ın Afyon’da söylediği söz, İmamoğlu’nun ona gösterdiği yol. Özgür Özel’in dil sürçmesi dediği, kadının da özellikle dilim falan sürçmedi demesi peşinden de Tunç Soyer’in, İstanbul’a gitmesi. CHP yönetiminin aday olarak açıkladığı Cemil Tugay’ın da ‘Bu adam bizimle bir yere gelmiyor. Başka yere gidiyor’ demesi çok klasik CHP siyaseti. Ama şunu biliyorum. Tunç Soyer bundan sonra ulusal siyasete soyunuyor. Hatta yakın çevresine verdiği bir tarih var. 14 Nisan diye. Artık halk çoğu biliyor ki 1 Nisan’dan sonra CHP’de kavga gürültü kopacak. Yeni bir tartışma başlayacak. Tunç Soyer de bu gücün Ekrem İmamoğlu’nda olduğuna inandığı için zaten Özgür Özel ile arası iyi değil. İyi olsaydı yeniden aday gösterilirdi. Bence Ekrem İmamoğlu ile ittifak yapıp CHP yönetimine en kötü ihtimal genel sekreteri yada teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı olasılığı hesabı içinde olabilir. İmamoğlu’nun da bu işine geliyor. Özgür Özel’e karşı güç devşiriyor. CHP bildiğimiz CHP. İçinde bir tomar gruplar var. Farklı ekipler var. Bu ekiplerin inanın seçimin sonucuna göre hareket edebilecek en az 4-5 planları var. Çok halkı da şaşırtmıyor. Bence CHP yeniden bir kağıtlar karılır ama bu kağıtlar düzgün mü karılır yoksa daha mı yanlış karılır. O konuda pek emin değilim ama iktidar kadar muhalefetin de İyi Parti’de de çok gelişme olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden kalan artıklarını yiyorlar dediğim irili ufaklı partiler var. Bunlar da bu seçimden sonra çünkü 4yıl seçimsiz süre var. Bence Yeniden Refah Partisi de aslında 1 Nisan sabahı ortaya çıkacak seçim sonuçlarına göre geleceği konusunda ciddi adımlar atılacak. Ya kaybolacak bana göre yada AKP’yi bölmek için bir manivela olarak kullanılacak”
Erdoğan’ın İzmir’e gelmesinin Hamza Dağ’a katkı sağlamadığını öne süren Öztürk’e yanıt veren Ahmet Nesin, “Erdoğan şu anda elde olanları kaptırmayayım diye uğraşıyor gibi bir his var içimde. Çünkü Urfa’da gidiyor. Bursa gidiyor. CHP Bursa’yı alıyor. Ordu da bir ihtimal. Balıkesir gidiyor bir ihtimal” dedi.
Öztürk ise “Benim bildiğim Erdoğan son iki haftada bir şeyler yapacaktır muhtemelen. Çünkü dediğim gibi yerel seçimlerin yerel dinamikleri var. Erdoğan belediye başkanlığından gelme. Erdoğan bu sistemin artık yürümediğini AKP’nin de bölünmek üzere olduğunu o yüzden bunun farkında olduğunu ve kendisine en yararlı sistemin ne olduğunu kafasında düşündüğünü hayal ediyorum. Erdoğan her ortama uyabilecek siyaset üretiyor. Parlamenter sistemi elbette geri getirmeliyiz ama onun koşulları şöyle olmalı deyip oradan taviz verirken seçilme için gerekli olan yüzde 50+1 belki ikinci turda hiç rakama bağlamayacak. Tek soru Erdoğan’ın iktidar olmasına karar verenler yada iktidara taşıyanlar; ondan tamamen mi kurtulmak istiyorlar yoksa bizim koşullarımızla devam edebilirsin yeni koşullarımız şunlar mı diyorlar? Bu sıralar Erdoğan’ın siyaseti fazlasıyla Amerikancılaştı” dedi.
Gazeteci Nesin, “Urfa’yı DEM’in alma olasılığı Erdoğan’ı çıldırtır”
Yayınlanma :
11.03.2024 19:39


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: