9 Eylül Gazetesi köşe yazarı Serdar Öztürk, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da İZBAN grevi ile ilgili açıklamalarıyla ilgili, köşesinden ‘Grev ve asgari ücret başlığıyla’ bir yazı kaleme aldı.
Öztürk, “Aziz Kocaoğlu bunca süredir iktidarın mı, muhalefetin mi belediye başkanıydı. Eğer iktidarın belediye başkanı ise sözleri anlaşılabilir. Ancak muhalefetin belediye başkanı ise ve de aynı gün partisinin genel başkanı asgari ücret konusunda iktidarın yapmadığını kendi partisinin iktidarda olduğu yerel yönetimlerde yapacağını açıkladıysa, Kocaoğlu’nun sözlerini nasıl yorumlayacağız?” dedi.
İşte Öztürk'ün o köşe yazısı:
İZBAN grevi dördüncü güne girdi.
Günde 300 bin kişinin İZBAN’dan yararlanamayıp, diğer ulaşım araçlarına yöneldiğini düşünürseniz, alınan tedbirlerle trafik o kadar aman aman sıkışmadı.
Bu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başarısıdır.
Uzun süre sonra ilk kez tehlikeyi önceden fark edip, tedbir aldılar.
***
İZBAN’ı her gün kullanan biri olarak durumdan şikayetçi değilim.
Vapurla, tramvay ile tanışmama neden oldu.
Biraz zaman kaybı oluyor ama gayet güzel.
İzmir’in ulaşım alternatiflerinin çoğalmış olmasının da delili.
***
İZBAN grevi ile ilgili söylenecek çok söz yok.
Emekçinin yanındayım.
Haklarını istiyorlar ise haklarını almalılar.
Yakın zamanda alsınlar da isterim.
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2019 yılı bütçe görüşmelerinde önemli bir söz verdi.
2019 yılı Ocak ayından itibaren CHP’li belediyelerde çalışan tüm işçiler için asgari icret 2 bin 200 lira olarak uygulanacak.
Seçim yatırımı olsa da önemli bir gelişme.
Ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu doğrusunu yaptı.
***
Tam Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamayı yaptığı gün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da İZBAN grevi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Emekçilerin grevi sonlandırmasını isteyen Kocaoğlu’nun, “Bu süreçte merkezi hükümetin toplu iş sözleşmelerinde, memura, işçiye zamlarda vermeyi düşündüğü, tasarladığı rakamın üzerinde bir emsal teşkil edecek bir karar içerisinde olmamak. Devleti, milleti koruma açısından bir düşüncem vardı” sözleri ise beni hayrete düşürdü.
***
Aziz Kocaoğlu dünkü siyasetçi değil.
2019 yerel seçimlerinde aday olmadığını açıklamış bir isim.
Yani siyaseten bu sözler düşünülmeden söylenmiş sözler olamaz.
Bilerek, isteyerek söylenmiş sözler.
***
O zaman şöyle bir soru geliyor aklımıza.
Aziz Kocaoğlu bunca süredir iktidarın mı, muhalefetin mi belediye başkanıydı.
Eğer iktidarın belediye başkanı ise sözleri anlaşılabilir.
Ancak muhalefetin belediye başkanı ise ve de aynı gün partisinin genel başkanı asgari ücret konusunda iktidarın yapmadığını kendi partisinin iktidarda olduğu yerel yönetimlerde yapacağını açıkladıysa, Kocaoğlu’nun sözlerini nasıl yorumlayacağız?
***
CHP’nin emek politikasını Kemal Kılıçdaroğlu’nun mu yoksa Aziz Kocaoğlu’nun sözleri üzerinden mi değerlendireceğiz?
Doğrusu benim kafam karıştı…
Sosyal demokrat olduğunu söyleyen bir parti ve onun önemli bir isminin greve, emekçiye bakışı iktidara göre biçimlenebilir mi?
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!
Öztürk, “Aziz Kocaoğlu bunca süredir iktidarın mı, muhalefetin mi belediye başkanıydı. Eğer iktidarın belediye başkanı ise sözleri anlaşılabilir. Ancak muhalefetin belediye başkanı ise ve de aynı gün partisinin genel başkanı asgari ücret konusunda iktidarın yapmadığını kendi partisinin iktidarda olduğu yerel yönetimlerde yapacağını açıkladıysa, Kocaoğlu’nun sözlerini nasıl yorumlayacağız?” dedi.
İşte Öztürk'ün o köşe yazısı:
İZBAN grevi dördüncü güne girdi.
Günde 300 bin kişinin İZBAN’dan yararlanamayıp, diğer ulaşım araçlarına yöneldiğini düşünürseniz, alınan tedbirlerle trafik o kadar aman aman sıkışmadı.
Bu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başarısıdır.
Uzun süre sonra ilk kez tehlikeyi önceden fark edip, tedbir aldılar.
***
İZBAN’ı her gün kullanan biri olarak durumdan şikayetçi değilim.
Vapurla, tramvay ile tanışmama neden oldu.
Biraz zaman kaybı oluyor ama gayet güzel.
İzmir’in ulaşım alternatiflerinin çoğalmış olmasının da delili.
***
İZBAN grevi ile ilgili söylenecek çok söz yok.
Emekçinin yanındayım.
Haklarını istiyorlar ise haklarını almalılar.
Yakın zamanda alsınlar da isterim.
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2019 yılı bütçe görüşmelerinde önemli bir söz verdi.
2019 yılı Ocak ayından itibaren CHP’li belediyelerde çalışan tüm işçiler için asgari icret 2 bin 200 lira olarak uygulanacak.
Seçim yatırımı olsa da önemli bir gelişme.
Ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu doğrusunu yaptı.
***
Tam Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamayı yaptığı gün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da İZBAN grevi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Emekçilerin grevi sonlandırmasını isteyen Kocaoğlu’nun, “Bu süreçte merkezi hükümetin toplu iş sözleşmelerinde, memura, işçiye zamlarda vermeyi düşündüğü, tasarladığı rakamın üzerinde bir emsal teşkil edecek bir karar içerisinde olmamak. Devleti, milleti koruma açısından bir düşüncem vardı” sözleri ise beni hayrete düşürdü.
***
Aziz Kocaoğlu dünkü siyasetçi değil.
2019 yerel seçimlerinde aday olmadığını açıklamış bir isim.
Yani siyaseten bu sözler düşünülmeden söylenmiş sözler olamaz.
Bilerek, isteyerek söylenmiş sözler.
***
O zaman şöyle bir soru geliyor aklımıza.
Aziz Kocaoğlu bunca süredir iktidarın mı, muhalefetin mi belediye başkanıydı.
Eğer iktidarın belediye başkanı ise sözleri anlaşılabilir.
Ancak muhalefetin belediye başkanı ise ve de aynı gün partisinin genel başkanı asgari ücret konusunda iktidarın yapmadığını kendi partisinin iktidarda olduğu yerel yönetimlerde yapacağını açıkladıysa, Kocaoğlu’nun sözlerini nasıl yorumlayacağız?
***
CHP’nin emek politikasını Kemal Kılıçdaroğlu’nun mu yoksa Aziz Kocaoğlu’nun sözleri üzerinden mi değerlendireceğiz?
Doğrusu benim kafam karıştı…
Sosyal demokrat olduğunu söyleyen bir parti ve onun önemli bir isminin greve, emekçiye bakışı iktidara göre biçimlenebilir mi?
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!
