Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazır, halihazırda devam eden barış çabalarına katkıda bulunmaya hazır. Herkes katkıda bulunuyor zaten. Uluslararası İstikrar Gücü ile ilgili olarak ise halen çok etraflıca bir tartışma yürütülüyor. Nasıl hayata geçirilecek, özel olarak misyon ne olacak, nasıl bir angajman kurulacak. Uluslararası İstikrar Gücü ile ilgili olarak bence gerçekçi olmak gerekiyor, nüanslara dikkat etmek gerekiyor, Uluslararası İstikrar Gücü'nden beklentilerimizi kurgularken. Çünkü sahada belli gerçeklikler var" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Dışişleri Bakanlığı'nın ev sahipliğinde Doha'da düzenlenen 23.Doha Forumu'ndaki "Parçalanma Çağında Arabuluculuk" temalı bir oturuma katıldı. Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'ın da katıldığı oturumda Fidan, arabuluculukla ilgili şunları kaydetti:
"Suriye'deki kriz ilk başladığında bizim hedefimiz ilk aşamada bir açık kapı politikası yürütmek oldu, böyle bir politika benimsedik. Neticesinde çok sayılı Suriyeli mülteci savaştan kaçarak sınır kapılarımıza geldi. Bize içişlerimizde bir bedeli oldu bunun ancak insani hedeflere hizmet etmiş oldu bu politikamız.
Şu anda arabuluculuk ve barış inşası faaliyetleri kapsamında Trump'ın yapmak istedikleri Türkiye'nin çıkarlarıyla örtüşüyor. Biz en başında Ukrayna'da bir ateşkes istedik. Gazze'de ateşkes istedik. Suriye'de uluslararası iş birliği istedik istikrarın sağlanabilmesi için. Çünkü çok ağır dersler çıkardık biz mülteci krizinden, son 10 yıldır. Bölgemizde yaşanan sorunlara arabuluculuk yaparak insanların yaşadığı acıları hafifletmiş olduk."
"Uluslararası İstikrar Gücü ile ilgili gerçekçi olmak gerekiyor"
Gazze'deki ateşkesin uygulanması ve Türkiye'nin Uluslararası İstikrar Gücü kapsamında asker yollamayı düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine Fidan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazır, halihazırda devam eden barış çabalarına katkıda bulunmaya hazır. Herkes katkıda bulunuyor zaten. Uluslararası İstikrar Gücü ile ilgili olarak ise halen çok etraflıca bir tartışma yürütülüyor. Nasıl hayata geçirilecek, özel olarak misyon ne olacak, nasıl bir angajman kurulacak. Uluslararası İstikrar Gücü ile ilgili olarak bence gerçekçi olmak gerekiyor, nüanslara dikkat etmek gerekiyor, Uluslararası İstikrar Gücü'nden beklentilerimizi kurgularken. Çünkü sahada belli gerçeklikler var. İlk amacımız Uluslararası İstikrar Gücü’nün konuşlandırılmasından önce Filistinlileri İsraillilerden sınır hattında ayırmak olmalı. Daha sonra geri kalan konuları ele almaya başlamalıyız. Uluslararası İstikrar Gücü’nün yapacağı her faaliyetin tamamlanması gerekiyor, başka kuruluşlar ve birimler tarafından. Örneğin, emniyet güçlerinin eğitilmesi gerekiyor, oluşturulması gerekiyor. Yerel idarenin kurulması gerekiyor ve bir Barış Kurulu'nun oluşturulması gerekiyor. Bütün bu organların birlikte çalışarak senkronize hareket etmesi gerekiyor.
Bir sistem kurulduğunda Uluslararası İstikrar Gücü'nden gerçekçi beklentilerimizi sıralayabiliriz ama çok büyük bir güçlük var Uluslararası İstikrar Gücü’nün önünde. Çünkü Uluslararası İstikrar Gücü'nün oluşturulması, hangi ülkelerin Uluslararası İstikrar Gücü'ne katkı sağlayacağı çok büyük bir soru işareti. Komuta zinciri nasıl olacak, lojistik yapısı nasıl olacak, bütün bu ayrıntılı sorular da gündemde. Tabii ki komutanlarımızın uhdesinde olan hususlar var. Bizim ilk misyonumuz nedir? Bence Uluslararası İstikrar Gücü konuşlandırıldıktan sonra gerisi gelecektir."
"Rusya'nın da hiç kimseye güvenmemek için pek çok sebebi var"
Bakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşı ve Avrupa güvenliğiyle ilgili şunları söyledi:
"ABD'nin yokluğunda Avrupa'nın şu anda daha yaratıcı çözümlere ihtiyacı var gibi görünüyor, daha dirençli ve dayanıklı olmak için. Bence savaşı sonlandırmanın tek gerçekçi yolu inançla tarafları barış müzakerelerine zorlamak. Halihazırda müzakereler devam ediyor ve Avrupa'nın Rusya'ya güvenmemek için pek çok sebebi var ve tam tersi de geçerli, Rusya'nın da hiç kimseye güvenmemek için pek çok sebebi var. Onların da kendi perspektifleriyle baktığını biliyoruz.
Rus uçağının düşürülmesi hadisesinden sonra Ruslarla konuşmak durumunda kaldık. Çünkü farklı, karşıt pozisyonlarımız vardı Suriye’de. Her ne kadar sahada karşı karşıya gelsek de konuşmamız gerektiğini biliyorduk. Konuşabilmek için bir platforma ihtiyacınız var, bir ortama ihtiyacınız var angaje olabilmek için. Ukraynalı ve Avrupalı dostlarımıza en başından beri bunu tavsiye ediyoruz. Biden hükümeti sırasında Amerikalı dostlarımıza da bunu söylüyorduk. Bir çatışma var diye konuşamazsınız anlamına gelmiyor bu. Müzakerelere geçiş hemen savaşı durdurmayabilir, hemen acılara bir son vermeyebilir ama yardımcı olur muhakkak, sizin için fırsatlar yaratır. Şans doğurur savaşan taraflar için de ve bu savaşın yaşandığı bölgenin etrafındaki taraflar için de. Müzakere masasına oturmak, konuşmak her zaman çok önemli.
Kaja ve Manuel'e katılıyorum bir yandan da. Şüpheli yaklaşmak için pek çok sebepleri var onların. Umuyorum ki Amerikalıların yürüttüğü arabuluculuk başarıyla sonuçlanır. Biz de onlara yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz."
Yorumlar
Kalan Karakter: