HEM HAYATLARINI HEM BÖBREKLERİNİ PAYLAŞTILAR

Böbrek nakli gerçekleştirilen Hakan Kantar’ın (44), 17 yıllık eşi Tülay Kantar(38) bu davranışının herkese örnek olmasını dilediğini ifade etti. Kantar “Eşim bir yıldır böbrek yetmezliği yaşıyor. Hastalık tansiyon yüksekliği ile başladı, daha diyaliz aşamasına gelmemişti ancak eşimin haftada 3-4 gün diyalize girmesine gönlüm razı olmadı. Sonuçta mutlu bir yuvada sevgimizi hayatımızı paylaşıyoruz, eşimle böbreğimi paylaşmaya hiç düşünmeden karar verdim” dedi.

TEK ARZUSU EŞİNİ SAĞLIKLI GÖRMEK

Beş yıldır diyaliz hastası olan Refika Eyigün (40) ise tıpkı Hakan Kantar gibi büyük bir özveride bulunan eşinin bağışıyla  tekrar sağlığına kavuştu. Refika Hanım’ın 27 yıllık eşi İlhan Eyigün böbrek bağışlamanın hiçbir sakıncası olmadığını ve günlük faaliyetlerini etkilemediğini ifade ederek kendisi için en büyük velinimetin eşinin iyileşmesi olduğunu söyledi. Eşinin hastalığının ayak ağrısı ve yürüme zorluğu şikâyetleriyle başladığını günden güne ağırlaşarak diyaliz aşamasına kadar gelindiğini anlatarak şimdiye kadar maddi zorluklardan ve yoğun çalışmaktan dolayı ameliyat için vakit bulamadığını söyledi. İlhan Eyigün, “Emekli olur olmaz eşimi diyalizden kurtarmak için ameliyat masasına yattım” dedi.

Organ nakil ameliyatlarını başarıyla gerçekleştiren Ege Üniversitesi Organ Nakli (Böbrek) Sorumlusu Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, hastaların durumlarının çok iyi olduğunu organlarını bağışlayan eşlerin birkaç gün içerisinde taburcu olabileceğini organ nakli yapılan hastaların ise önümüzdeki hafta içerisinde taburcu olabileceklerini söyledi. Organ bağışı konusunda insanları duyarlı olmaya davet eden Prof. Dr. Hoşcoşkun, “Ülkemiz organ bağışı konusunda çok fazla bilinçli değil bu yüzden kadavradan organ temin etmekte oldukça sıkıntı yaşıyoruz. İnsanların hayattayken organlarını bağışlaması ve bunu yakınlarına söylemesi  gerekir” diye konuştu.(ES-UŞ-MU/OK)