İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’de basın açıklaması düzenliyor. İmamoğlu’nun açıklamasından başlıklar şöyle:
“Bu ülkede asla olmaz denilen her şeyi ne yazık ki bu iktidar yaptı. Artık bizi ne şaşırtabilir diye konuşuyoruz. Meşhur kurbağa hikâyesi gibi. Özellikle son 10 yıl boyunca suyu yavaş yavaş kaynatıyorlar.
Menfaat vaadiyle kötülüğün kanatlarına hiçbir zaman sığınmayacağız. İstanbul’un iradesinin aksine gayri meşru, gayri ahlaki, antidemokratik müdahaleler bir takvim içerisinde üzerimize uygulanıyor. Kendileri de hukuksuzluktan mağdur edilmiş olmalarına rağmen hukuku, adaleti, millet iradesini ayaklar altına alan kaba bir zihniyet var karşımızda.Yargılandığım davanın hâkimin sürülmesi ve bana ceza vermesi için tehdit edildiği iddiasına HSK’nın hâlâ sessiz kalışı… Siyasi yasak ve hapis cezası aldığım dava öncesi ceza alacağımı bilerek yapılan skandal siyasi buluşmalar. Biri cumhurbaşkanı da olan iki siyasi parti liderinin pasta yerken 16 milyon İstanbullunun iradesiyle ilgili tasarruf planları yapılması.Devletin iki çok önemli bakanlığı olan Adalet ve İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturanların skandal icraatları. Bunlar öyle sıradan, alışılacak olaylar değil. Az sonra tanık olacağınız yalan beyanlar buz dağının görünen yüzü olduğunu ifade edeyim.Bu toplantıyı inanın İçişleri Bakanı'nı utandırmak için de düzenlemedim, Bakan beyi ciddiye alma zamanı çoktan geçmiştir.O kendini tüketmiş, son kullanma tarihini tamamlamıştır. Artık sayın bakanın ne şapkası ne de tavşanı vardır. Bir de sayın bakanın yarattığı kirlilikte gizlenen ve en az onun kadar karanlık olarak bir süreci yöneten bir bakan daha vardır. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ. Sözlerimizin adresi ne İçişleri Bakanı ne de Adalet Bakanı’dır. Onlar buzdağının sadece görünen yüzüdür. Asıl kötülüğün bu buzdağının altında saklandığını hepimiz bilelim.Haksız, hukuksuz soruşturmaların imal edildiği, hakimlerin, müfettişlerin bir çırpıda değiştirildiği, mahkeme kararının yüzümüze okunmadan ele alındığı bir merkez vardır, o merkez bellidir. Orası ruhsatsızdır, kaçak bir merkezdir. Orası merdivenaltı soruşturma üretim merkezidir.İlk basın toplantımızda sizlere söyledim.. İçişleri Bakanı asla adil değildir. Bu bakan 26 Kasım tarihli açıklamasında neredeyse CHP’li belediyeler kadar AK Partili belediyelerde de soruşturma açtığını ifade etmiştir.
AK Partili belediyelerde de personelle ilgili terör soruşturması açtın mı açmadın mı cevap ver. Yanıt veremedi. Son basın toplantısında buna değinmedi.Sayın Bakan, 'terörist sayısı' verdi ancak sekiz ay boyunca bu kişileri, yetkisi olmasına rağmen işten çıkarmadı. Bakan Soylu, bu kişileri işten çıkarmayarak net bir şekilde görev suçu işlemiştir. Sayın Bakan 'yetkim yok' dedi. 'Hele iştirak şirketleri özel şirket gibidir, işten çıkarma yetkisi kullanamayız' da dedi. (İzmir'deki örneğe dair belgeyi yayınladıktan sonra) Yasaya göre işten çıkartma İçişleri Bakanı onayıyla oluyor. Buradan sormak istiyorum, hani yetkiniz yoktu? Olmayan yetkinizi kullanıp nasıl oldu da 15 kişiyi, şirketinden olur vererek işten çıkarttınız? Bence bir toplantı daha yapmayıp neden sekiz ay boyunca bu yetkiyi kullanmayıp görevini ihmal ettiğini açıklamalı.Burada çok önemli, çok değerli bir ispat yapmış durumdayız. Bunu burada bırakmayacağız, hakkında suç duyurusunda bulunacağız.Burada çok önemli, çok değerli bir ispat yapmış durumdayız. Bunu burada bırakmayacağız, hakkında suç duyurusunda bulunacağız. (AKP'li belediyelere gönderilen "işten çıkarma" konulu belgeyi paylaştı) Bu belediyelerde çalışan personeller kamudan men edildiyse, bunun nedeniyle ilgili bilgilendirme açıklamasını derhal milletimize yapar mısınız? Bu AKP'li başkanlar için de bana uyguladığınız hukuku uyguladınız mı? AKP'li belediye başkanı arkadaşlarım, bunları açıkladığım için kusura bakmasınlar.