İki Eğitimcinin İşkence Şikayetine Red

Emniyet savcılığa verdiği yanıtta şöyle dedi: “Bu tür mesnetsiz iddialarla emniyet güçlerince gerçekleştirilen başarılı operasyonları sekteye uğratmaya, personelin azmini olumsuz etkilemeye ve görevli kolluk kuvvetlerinin açık kimlik bilgilerini deşifre ederek örgütün hedefi haline getirmeye çalıştılar.”

Gülmen ve Özakça, 22 Mayıs sabahı evleri basılarak gözaltına alınmış, ‘silahlı terör örgütü üyeliği’nden işlem yapılan iki eğitimci tutuklanmıştı.

Özakça’nın eşi Esra Özakça ve annesi Sultan Özakça da aynı tarihte açlık grevine başlamıştı.

İki eğitimci 92 gündür açlık grevinde.

Suç duyurusu

Bianet’ten Ayça Söylemez’in haberine göre, suç duyurusu dilekçesinde iki eğitimcinin gözaltında kaldıkları süre boyunca kolluk kuvvetleri tarafından darp ve cebire maruz kaldığı, parmak izi alınması ve üst araması sırasında polislerin saldırısına uğradıkları belirtildi.

Spor salonunda 50 kişiyle birlikte gözaltında tutulan iki eğitimcinin avukatları, ‘işkence ve kötü muamelede bulunan görevliler hakkında’ suç duyurusunda bulundu.

‘Örgütsel tavır takınarak direnç gösterdiler’

Ankara emniyeti ise savcılığın soruşturmasına 15 Mayıs tarihli şu yazıyla yanıt verdi: “Şüpheli Gülmen ve Özakça, mevzuat gereği yapılması gereken işlemler sırasında (yakalama, parmak izi alınması, fotoğraf çekimi, üst araması vb.) direnç gösterdi. Şahsın direncini kıracak ölçüde bedeni kuvvet kullanmak suretiyle belirtilen işlemler gerçekleştirildi. Tüm zor kullanma işlemleri sırasında tutanak tutuldu ve sağlık durumu doktor raporuyla tespit edildi.”

Yapılanların hukuka uygun olduğu savunan emniyet şöyle devam etti: “Başta DHKP/C olmak üzere sol terör örgütlerine yönelik olarak yapılan operasyonlarda yakalanan şüpheliler, örgütsel tavır takınarak kolluk kuvvetlerine karşı direnç gösterdi, nezarethanelerde açlık grevi yaptılar. Kendilerine karşı işkence uygulandığı iddiasında bulundular. Bu tür mesnetsiz iddialarla Emniyet güçlerince gerçekleştirilen başarılı operasyonları sekteye uğratmaya, personelin azmini olumsuz etkilemeye ve görevli kolluk kuvvetlerinin açık kimlik bilgilerini deşifre ederek örgütün hedefi haline getirmeye çalıştılar.”

Savcılık: Delil yok

Emniyetin yazısından dolayı davaya gerek olmadığını belirten savcılık takipsizlik kararında şu ifadelere yer verdi: “Gözaltına alındıkları süre boyunca 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun verdiği yetkinin dışında kötü muameleye maruz kaldığına dair kendi iddialarından başka ve Emniyet Müdürlüğünün savunma niteliğindeki yazısının aksine kamu davası açmayı gerektirecek derecede delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.”