Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP'li belediyeleri SGK borçları üzerinden hedef almasıyla birlikte iktidar ile muhalefet arasında yeni bir polemik başladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuya ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
İmamoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Yönetme beceresini uzun süre önce kaybeden bu hükümet ve hükümetin başı beceriksizliklerini CHP'li belediyere kara çalıp örtmeye çalışırken aslında kendi başarısızlıklarını bir kez daha ifşa ettiklerini biraz daha gözler önüne serelim istiyoruz."
"VATANDAŞIMIZ OSMANLI TOKADINI SEÇİM SANDIKLARINDA PATLATTI"
Erdoğan'ın seçim kampanyası döneminde CHP'li belediyelere yönelik kullandığı 'Çöp, çukur, çamur' sözlerini hatırlatan İmamoğlu, "Vatandaşlarımız bu yalanlara hiç itibar etmedi. Yanıt vermek için sadece 31 Mart 2024'ü bekledi. Tabiri caizse, teşbihte hata olmaz tam bir Osmanlı tokadı şeklinde yanıtı seçim sandıklarında iktidar partisine patlattı." dedi
VEDAT IŞIKHAN'A ZOR SORULAR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın "CHP belediyeciliği; çöp, çamur, çukur belediyeciliğidir. Şimdi buna bir de borç belediyeciliği eklendi" sözlerine de yanıt veren İmamoğlu şöyle devam etti:
"Sayın Bakanın yönetimindeki SGK'nın durumu nedir önce ona bakalım. Birincisi 22 yıldır yönettikleri SGK'nın açığını tam 3 kat artırdılar. Yani, böylesi bir süreçte açığını bu kadar büyüten ve belkide ülkedeki insanlarımızın sosyal güvenlik açısından en büyük teminatları olan bir kurumu bu şekilde zayıflattıklarını belirtmek isterim.
İkincisi, yasal olarak mecbur oldukları halde 2016 yılından beri SGK'ya borcu olan şirketleri açıklamıyorlar. Hangi şirketlerin borcunu vatandaştan saklıyorsunuz? Hangi şirketlerin borcunu hangi özelliklerinden ve ayrıcalıklarından dolayı saklıyorsunuz? Kamu kuruluşu belediyeleri her gün vatandaşın önüne koyuyorsunuz da neden bu borçlu şirketleri açıklamaktan imtina ediyorsunuz? Kimden korkuyorsunuz ve nedir bu korkunun sebebi? Tekrar altını çizelim, 2016'dan beri açıklanmıyor. Üstelik yılda 2 kez açıklama mecburiyetleri olduğu halde saklıyorlar.
"2023 YILINDA SGK'YA AKTARILAN PARA BÜTÜN BELEDİYELERİN BORCUNUN TAM 10 KATI"
Üçüncü olarak, açık rekoru kıran SGK'ya vatandaşın vergilerinden sadece 2023 yılında tam 885 milyar TL aktarılmıştır. Bu rakam ne anlama geliyor biliyor musunuz? Neredeyse üstüne üşüştükleri ve 'Buradan nasıl CHP'li belediyeleri ezeriz' dedikleri belediyelerin borcu diye lanse edilen rakamın tam 10 katı.
Dördüncü olarak son 3,5 yılda SGK'ya vergilerimizden aktarılan tutar toplamı tam 2.3 trilyon TL. Yani bunu SGK'ya verilen borç gibi düşünebilirsiniz. Kamuya hizmet eden belediyelerin dile getirilen borcu hacim olarak ne anlama geliyor? Bu 3,5 yılda aktarılan kocaman bütçenin sadece yüzde 4,3'ü kadar...
Açık ve net ifade edeyim. CHP'li belediyeleri 'borç belediyeleri' olarak suçlayan Bakan beyin karnesi bu kadar bozuktur ve sefil durumdadır. Siz önce kötü yönetiminizle batırdığınız SGK'yı düze çıkartın.
Kendi başarısızlığınızın faturasını belediyelerden kesmeye çalışmayın.
Maalesef Türkiye de tıpkı SGK gibi çok kötü yönetiliyor. En acısı ekonomist olduğunu dile getiren sayın Cumhurbaşkanı ekonomi biliminin aksine, bazı kararlar aldı. Mucitlik yapılmaya çalışıldı. Bu kararlar sırasında çok sayıda ekonomi bankası, Merkez Bankası başkanı görevlerinden alındı tutarsızlık ve istikrarsızlık had safhaya ulaştı. Faizlerle deney yapan sayın Cumhurbaşkanı hem sebep dediği faizi hem de sonuç olarak gördüğü enflasyonu patlatmayı başardı.
Savaştaki Rusya'nın yıllık enflasyonu Türkiye'nin aylık enflasyonundan daha az. Savaştaki Ukrayna'nın yıllık enflasyonu ise bizim aylık enflasyonumuz kadar.
Dünyada Arjantin ve Suriye'den sonra Türkiye en büyük enflasyona sahip üçüncü ülke. Bu ülkede çalışanların neredeyse yüzde 50'si asgari ücret civarında bir ücretle çalışırken bu enflasyon altında ne yazık ki bırakın kira ödemeyi, yemek yemeyi, nefes alamaz hale gelmişlerdir. Enflasyon, faiz ve döviz kontrolden çıkınca dövize endeksli bir mevduat icat edildi. Adına Kur Korumalı Mevduat dendi. İnanılmaz bir gelir transferi yaratıldı, dünya tarihinde böyle bir şey yok. Zengin olan daha zengin oldu. Hatta böylesi bir mevduat alanına girmeyen cezalandırılmayla tehdit edildi.
Bundan 2 ay önce TCMB Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda "KKM'den kaynaklı Merkez Bankası zararı tam 833 milyar TL'dir" dedi.
Siz bana borç soruyorsunuz, ben size bunu soruyorum. Birisi aklına aniden gelen 'Ben bir şey buldum' diye bir şey denedi bu ülkenin sadece Merkez Bankası'nın 833 milyar TL'si yok oldu. Bu deneyin faturası dile getirdikleri belediye borcunun neredeyse 10 katı. Kaldı ki belediyelerin borçlanırken bir taraftan vatandaşlarına hizmet ediyor.
Belediyeler borçluymuş. Dönün önce bu memleketin sırtına bindirdiğiniz yükü düşünün. Önce kendi yarattığınız borcunuza bakın. Yarattığınız ekonomide devlet de millet de borçlanmadan yaşayamıyor. Herkes borçlu. Dünya tarihinde milletini bu kadar borçlandıran başka bir yönetim dönemi yaşanmamıştır.
Bugün Hazine borçlanma oranı yüzde 100'ün üzerinde. Borç stoğu katlanarak büyüdü. 2018 başında 892 milyar TL olan kamu borç stoğu 2024 haziran itibarıyla tam 7,9 trilyon TL'ye fırladı. Borcumuz tam 9 kat arttı. Bütçe açığı harcamalarda kontrol kaybedildikçe artıyor.
Şimdi vereceğim rakamlar Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın 2023 faliyet raporundan alınmıştır.
İki banka da kamu bankalarıdır. Bu bankaların kazançları arttığında daha fazla vergi öderler. Her yıl elde ettiği kar üzerinden Hazine'ye yani milletin kasasına aktarılacak iştirak kazancı çıkmış olur. Kamu bankalarının kazancındaki azalma ise bütçe gelirlerini olumsuz etkiler.
Kamu bankalarında yapılan her yanlış veya gereksiz her harcama nedeniyle bütçeye girecek para azalır. Yani sizlere hizmet olarak harcanacak paradan azalma olmuş olur.
Son 3 yılda sadece 2 kamu bankasından ödenen ilan-reklam harcaması 5 milyar 784 milyon TL. Oysa aynı 2 bankanın 2024 yılının sadece ilk 6 ayındaki zararı tam 42 milyar TL. Bu 42 milyar TL vatandaşın vergilerinden yani Hazine'den bu bankalara ödenmiştir.
6 ayda 42 milyar zarar eden devlet kuruluşları neden yaklaşık 6 milyar liralık 'reklam harcaması' ya da bir kısım ayrıcalıklı medya kuruluşuna para aktararak harcama yapmıştır? Bütçede devasa açıklar söz konusu iken, buna neden göz yumulmaktadır? Kalkıp SGK borcu üzerinden tepinmektedirler.
Öğretmenler odasındaki çaydanlığı 'tasarruf' diye kaldıranlar kamu bankalarının reklam harcamalarına neden sessizler? Biz bu sorunun cevabını aslında çok iyi biliyoruz. Yönetimin esası israf olmuştur. İsraf hayat felsefeleri haline gelmiştir. İsrafın kelime anlamını bile unutmuşlardır. Biz ise israfı kesip, devraldığımız borçlar azalan kaynaklara rağmen halkımıza iyi yönetim getirmeye çalışırken gündeme bizim getirilmemiz fırsatçılıktır. Halka hizmeti siyasete alet edip 31 Mart'ta halkın onlara atmış olduğu Osmanlı tokadının acısını yine milletten çıkartma girişimidir.
Söz veriyorum, ben sadece CHP'li değil, AK Partili, MHP'li diğer partili bütün belediyelerin hakkını sonuna kadar savunacağım.
Emekli maaşlarının ödenebilmesi için belediye borçlarının ödenmesi gerekiyormuş. Nereden nereye değil mi? Emekliye her kuruşu çok gören iktidar bu süreçten bir ajitasyon çıkartacak. Hadi oradan derim size.
Kendi sorumluluğunuz, kendi başaramadıklarınızı, kendi beceriksizliğiniz sakın bize yüklemeye kalkmayın. Kıstığınız kaynaklarla, bıraktığınız borçlarla israfı önleyerek yeni kaynaklar yarataracak belediyeleri biz yönettik.
Slogan atmayı, algı yaratma çabalarını bir kenara bırakın. Millet sizde icraat bekliyorum kardeşim. Bakın millet size 1 yılı aşkın süre önce oy verdi. Sizden hizmet bekliyor. Sloganla bu ülkeye bahar gelmez.
Göreve geldiğimizde bu yana halkçı belediyelerin gerektiklerini yerine getirdik. Sizin ekonomi politikalarınıza ve yoksullaşan emekçilerimize nefes olmaya çalıştık. Kent Lokantaları bugün dahil İstanbul'da 3.3 milyon İstanbullu'ya sağlıklı ve ucuz yemek verdi ve akın akın Türkiye'nin her yöresine bu iyilik merkezleri yayılıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: