CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "sahte diploma" iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasında, Silivri'deki Marmara Kapalı Cezaevi'nin duruşma salonunda tarihi bir savunma yaptı. Dava dosyasındaki hiçbir detayı atlamayan İmamoğlu, suçlamaların siyasi bir komplo olduğunu ileri sürdü.
DURUŞMAYA YOĞUN KATILIM VE SLOGANLAR
1994 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce Bölümü'nden aldığı diploması 18 Mart'ta iptal edilen İmamoğlu, bir gün sonra başlatılan operasyonla tutuklanmıştı. Hakkında 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası istenen davanın ilk duruşması, cezaevinin duruşma salonunda yapıldı.
Duruşmaya, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri, belediye başkanları ve ailesi dahil olmak üzere geniş bir kitle katıldı. İmamoğlu'nun salona girmesiyle birlikte "Cumhurbaşkanı İmamoğlu" ve "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı.
Kimlik tespiti sırasında öğrenim durumunu "yüksek lisans" olarak beyan eden İmamoğlu, salonda alkışlarla karşılandı. Hakim, iddianameyi okurken sık sık araya giren İmamoğlu, "Anlattığınız hiçbir şeyin benle alakası yok" ve "Savcıyı biliyorum, kimin yazdığını" ifadelerini kullandı.
"BU İDDİANAMEYİ, BİR SONRAKİ SEÇİMDE KENDİSİNİ YENECEĞİMİ BİLEN KİŞİ YAZDIRDI"
Savunmasına 12.35'te başlayan İmamoğlu, iddianameyi "saçmalık" ve "rezalet" olarak nitelendirdi. İddianamenin kendisini "bir sonraki seçimde yeneceğimi bilen kişi" tarafından yazdırıldığını öne sürdü. Bugünün 12 Eylül olması sebebiyle, askeri ve sivil tüm darbeleri kınadığını söyleyen İmamoğlu, "Ne yazık ki şu anda da bir darbe sürecinin içerisinde olduğumuzun da altını çizmek isterim" dedi.
Konuşurken ceketini çıkarıp kollarını sıvayan İmamoğlu, diplomanın "ananın ak sütü gibi helal" olduğunu vurguladı. Yüksek Seçim Kurulu'na cumhurbaşkanı adaylığı için diploma sunulduğunu belirterek, davanın asıl amacının kendisinin adaylığını engellemek olduğunu söyledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24 Şubat'ta İstanbul Üniversitesi'ne gönderdiği "Acele et, hemen karar ver" ibareli yazıyı kanıt olarak gösteren İmamoğlu, savcının cumhurbaşkanı adaylığı telaşında olduğunu belirtti.
"O SARAYINDA ÇATLASIN"
Savunmasında, lise diplomasıyla da belediye başkanı olunabildiğini, dolayısıyla diploma kullanmaya ihtiyacı olmadığını belirten İmamoğlu, bu davanın "pespaye" ve "utanç verici" bir durum olduğunu söyledi.
Diyalog şeklinde geçen savunmasında İmamoğlu, kendisine inananların oranının yüzde 75 olduğunu ve hapiste olmasının siyasi bir cezalandırma olduğunu ifade etti. Sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim diplomam iptal edildikten sonra ben hapisteyim. İlk defa konuşuyorum. Beni çıkarsınlar. Kameralara konuşayım. Her şey yayınlansın. Bir konuşayım. (İddialara) Bu ülkede inanan kalmayacak. Bir kişi kalabilir belki. Onu da herkes biliyor, kim olduğunu. 12 metrekarede öyle özgürüm ki, o sarayında çatlasın."
İmamoğlu'nun Savunmasından Önemli Başlıklar:
-
Siyasi Komplo: Dava, bir sonraki seçimde kendisini yeneceğini bilen bir akıl tarafından hazırlandı.
-
12 Eylül Vurgusu: Mevcut sürecin bir darbe dönemi olduğunu ve bu sürece alet olanların millete büyük bir bedel ödettiğini söyledi.
-
Diplomanın Değeri: Diplomasını "anamın ak sütü gibi helal" kazandığını, 5 yıllık emeğinin bir çırpıda yok sayıldığını belirtti.
-
"Kıbrıs'ı Tartışıyoruz": Davanın KKTC ve İstanbul Üniversitesi gibi kurumları tartışma konusu yaptığını, bunun utanç verici olduğunu vurguladı.
-
Kreşler ve Adalet: Hapis cezasının, açtığı kreşler gibi halka yönelik hizmetlerden dolayı verildiğini öne sürdü.
-
Hukuk Devleti: "Hukukun olmadığı yerde devlet olmaz" diyerek, yargının siyasi rekabet aracı haline geldiğini ifade etti.
-
Mücadele Kararlılığı: "Bizi zannediyorlar ki zindanlarda susturabilecekler. Susmayız, susmayacağız" diyerek direniş çağrısı yaptı.
-
Milletin Desteği: Yerel seçimlerde 39 ilçenin 32'sinde birinci çıktığını hatırlatarak, yargıya sığınsa da en büyük güvencesinin millet olduğunu söyledi.
İmamoğlu, savunmasını, Nâzım Hikmet'in "Dört nala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim" dizeleriyle sonlandırdı.
Yorumlar
Kalan Karakter: