İşçilere Zorunlu Arabuluculuğu Dayatan Yasa Görüşülmeye Başladı
Meclis’in 15 Temmuz’a kadar çalışmalarına ara vermesine karşın TBMM Adalet Komisyonu, emekçilere hak aramada ‘zorunlu arabuluculuğu’ dayatan ‘İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı’nı görüşmeye başladı
Yayınlanma :
20.06.2017 12:18


Komisyonun dün başlayan görüşmeleri öncesi, komisyonun CHP’li üyeleri tasarıya ilişkin muhalefet şerhlerini hazırlayarak sundu.
‘Bu da Torba’
Tasarının başlığının İş Mahkemeleri Kanunu olmasına karşın hükümetin alışkanlık haline getirdiği gibi bu metnin de “torba”ya dönüştürüldüğüne dikkati çeken CHP’lilerin tasarıya ilişkin eleştirileri özetle şöyle:
“» Düzenlemenin en çok tartışılan yanı, kanun, bireysel ve toplu iş sözleşmelerinde tanınan işçi ve işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmasının dava şartı haline getirilmesidir. Böylelikle arabuluculuk, başvurulması gereken zorunlu alternatif bir çözüm yolu olarak düzenlenmektedir.
‘Zorlama kabul edilemez’
» Arabuluculuk kurumu ile dava dışı ihtilafların çözülmesi, geciken adalet, yargılama sürecinin uzaması ve iş yüküyle ilgili olumlu etkiler doğurması tarafımızdan olumlu karşılanmaktadır. Ancak, çözüm yolunun zorunlu hale getirilmesi, bu anlamda sonucuna değilse de bu yola başvuruya vatandaşın zorlanması kabul edilemez. Arabuluculuğun zorunlu hale getirilmesi ile zayıf konumundaki işçi, güçlü işveren karşısında arabulucu huzurunda bir anlaşma sürecine başvuruya zorlanmaktadır. Her ne kadar, başvuru sonrasında çözüm zorunlu olmasa da bu sürecin zayıf konumdaki işçi aleyhine işleyerek onun hak kayıplarıyla sonuçlanması kuvvetle muhtemeldir.
» İşçinin belki de bir ömür boyu yapmış olduğu çalışmayı özel hukuk alanının pazarlıkçı anlayışına terk edemeyiz.
» İş Hukuku’nda ‘İşçiyi Koruma’ felsefesi hâkimdir. Dolayısıyla, güçlü işveren karşısında zayıf işçinin korunmaya muhtaç olduğu ya da ‘silahların eşit’ olmadığı iş hukuku uyuşmazlıklarında zorunlu arabulucuya gidilmesi kabul edilemez.
Anayasa’ya aykırı
» İşten çıkartılmış bir işçinin bir ay içinde açması gereken işe iade davasından önce, işvereniyle hemen masaya oturabileceğinin düşünülmesi ülkemiz gerçekleriyle bağdaşmaz. Masaya otursalar bile, henüz işçisini işten yeni çıkarmış bir işverenin, bir ay içerisinde işe geri alması ne kadar mümkündür?
» Zorunluluğun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırılığı da bir gerçektir.
KİT personelinin haklarına gasp
» KİT çalışanı 3 bin 500 personelin mağduriyetine yol açacak bir düzenleme öngörülmektedir. Anayasa ve yüksek yargı kararlarına karşın KİT personelinin özlük hakları ile ilgili ihtilaflara ait davaların İş Mahkemeleri’nce görüleceği hükmünün getirilmesiyle yapılmaya çalışılan ‘özlük haklarının otomatikman mevcut uygulamanın dışına çıkması’ şeklinde özetlenebilir. Bu olursa KİT personeli için temel hukuk kuralı ‘Müktesep (kazanılmış) Hak’ kavramı ortadan kalkmış olacaktır. KİT personelinin mevcut özlük hakları ve statüsü adeta bir ‘oldu-bitti’ye getirilerek değiştirilmek istenmektedir. Bu ‘oldu-bitti’ ile mevcut KİT personelinin özlük hakları adeta gasp edilmektedir.”
Adaletsiz ve vicdansız
Muhalefet şerhinde, hükümetin yargının sorunlarını, biriken iş yükünü ve geciken adaleti sorun olmaktan çıkarmazken işçileri, haklarını kaybetme pahasına bir pazarlık sürecine itmesinin “hakkaniyetsiz, adaletsiz ve vicdansız” olduğu vurgulandı.
***
Binlerce kamu personelinin iş güvencesi tehlikede
İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı’na bir tepki de TMMOB’den geldi. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, tasarıya eklenen bir madde ile binlerce kamu personelinin iş güvencesinin ortadan kaldırılacağını belirterek, “Bu hukuksuz düzenlemeden derhal vazgeçilmelidir” dedi.
Koramaz, yazılı açıklamasında, tasarıda yer alan “Toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında çalışan personel ile bu teşebbüs ve bağlı ortaklıklar arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işler iş mahkemelerinde görülür” şeklindeki değişikliği eleştirdi. Koramaz, bu değişiklikle birlikte, Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü, BOTAŞ, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, TEMSAN ve bazı kamu iktisadi teşekkülleri ile Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı portföyündeki bazı kuruluşlarda çalışan binlerce “kapsam dışı personelin” kamu personeli olma statüsü değiştirilerek iş güvencesinin ortadan kaldırılacağını ve idarelerin bu çalışanları kolayca işten çıkarmalarına yönelik keyfi uygulamaların önünün açılacağını vurguladı.
Tasarıdaki hükümlerin Anayasa ve yüksek yargı organları kararlarına aykırı olduğunu da belirten Koramaz, ayrıca kamu iktisadi teşekküllerinin verdiği kamu hizmetlerinin zafiyete uğrayacağını ifade etti.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: