İstismar tasarısıyla çocuk değil, Ensar’lar korunacak

BirGün'den Burcu Cansu'nun haberine göre, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, çocuğa cinsel istismar vakalarına ilişkin, “Mağduru deşifre edecek görüntülerin gazetelerde, televizyonlarda, internet sitelerinde ve sosyal medyada yayınlanmasını önlemek için seri bir şekilde müdahale eden mekanizmalar oluşturacağız. Bunları yayınlayanlara da ağır cezai yaptırımlar getiriyoruz. Yayınladıkları görüntülerle mağdurun yaşadığı semti, mahallesi, beldesi, okulu, yurdu gibi yerlerle mağdurun tespit edilmesini sağlayanlara cezai yaptırımlar gelecek​” açıklamasında bulundu.

Akdağ’ın açıklaması mağduru değil de kurumları koruduğu gerekçesi ile tepki çekti. Akdağ’ın açıklamalarını değerlendiren KHK ile kapatılan Gündem Çocuk Derneği’nin kurucu üyelerinden Avukat Mehmet Onur Yılmaz, “İstismarı önlemeye ilişkin tedbirler, hak arama mekanizmasının mağdurlar tarafından kolaylaştırılması, ihbar sonrası aile ve çocuğun korunmasına yönelik önlemler açıklanmıyor. Çocuğa cinsel istismarda bulunanların kurumlarının ifşa edilmesi halinde cezai yaptırım uygulanacağı açıklanıyor. Bu mağdurları değil kurumları korur” dedi.



Kurumları ifşa, teşvik edilmelidir

Cinsel istismar vakasında ailelerin ve çocukların çok hırpalandığına tanık olduklarını söyleyen Yılmaz, “Çocukların hırpalandığı tek nokta medya değil. Çocuklar poliste, savcılıkta, mahkeme aşamasında da hırpalanıyor. Faturayı burada medyaya kesmek işi çözmez. Tam tersine, bu tür vakaların yaşandığı kurumların teşhirin teşvik edilmesi gerekir. Bu tür vakalar oluyorsa mağduru koruyarak, kurumların teşhir edilmesi ve bunun üzerine gidilmesi için adım atılması gerekir” diye konuştu.



Hükümet kurumları koruyor

“Kurumu ya da okula korumak mağduru korumak değil” diyen Yılmaz, şöyle konuştu:

“Ensar Davası’nı bir psikoloğun dikkati ve bir savcının bunun üzerine gitmesi ile öğrendik. İstanbul’daki gebe çocuklar vakasını bir sosyal hizmet uzmanı aracılığıyla öğrendik. İnsanların, çocuğun başına bir şey geldiğinde sessiz kalmayacakları bir sistemin teşvik edilmesi gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye’de böyle olmuyor. Karaman davasında Ensar Vakfı cezalandırılmadı. İstanbul’da gebe çocuklar olayını ortaya çıkaran sosyal hizmet uzmanı sürgün edildi. Bütün suç bir kişinin üzerine yıkılarak kurumlar korunuyor. Hükümet’in yaklaşımı hep ‘Biz birine hesabı keselim ve bu iş kapansın’ gibi görünüyor.”

Cezayı artırmak çözüm değil

Cezaların artırılması mevzusunun büyük bir kandırmaca olduğunu belirten Yılmaz, “Türkiye’de çocuğa yönelik istismarda verilebilecek cezalarda yetersizlik söz konusu değil. Yargılamaların doğru yapılmamasında ve yapılamamasında büyük bir sorun var. Öncelikle bu sorun çözülmelidir. Bu cezalar uygulansa dahi yeterli. Ceza arttıkça hâkimler daha fazla kanıt arıyor. Tabiri caizse hâkimler ‘çocuğa yönelik cinsel istismara bu kadar da ceza verilmez’ noktasına geliyor” dedi.