Çömez şöyle dedi:"Hüseyin Çelik, "Militan yargı oluşturduk" diyerek durumu özetliyor. Evet, bu doğru. Her gün yeni bir yargı garabetiyle uyanıyoruz.Geçtiğimiz günlerde CHP'ye katılan Cemal Bey, bir şiir okuduğu için hakkında soruşturma açıldı. Bu, Erdoğan’ın bir zamanlar şiir okuduğu için siyaseten yasaklandığı dönemi hatırlatıyor. İmamoğlu’na açılan dava da haksızlık. Biz, Adalet arayışında olduğumuz için Ümit Özdağ’a destek olmak için adliyeye gittik. Aynı şekilde İmamoğlu’nun davasında da bulunduk.Bugünkü iktidar sahipleri, geçmişte birlikte hareket ettikleri FETÖ’den ders almış gibi görünüyorlar. Türkiye’nin gerçek bir demokrasiye, hukuk devletine, özgürlüklere ve insan haklarına ihtiyacı var. Bu ceberrut yapının artık çekip gitmesi gerekiyor. Devletin hesap veren ve hesap soran bir yapıya kavuşması şart.Maalesef, Türkiye’nin sorunlarıyla yüzleşmek zorundayız. Geçmişte yaşanan Ergenekon ve Balyoz davaları gibi olaylar, hepimizin üzerinden bir silindir gibi geçti. Türkiye’nin gazetecileri, aydınları içeri atıldı, işsiz bırakıldı. Bugün de benzer bir korku iklimi yaratıldı.İktidar, toplum üzerinde giderek gerilim yaratacak adımlar atıyor. Örneğin, Ümit Özdağ’ın tutuklanması. Öncelikle Erdoğan'a hakaretten içeri alındı; ancak bu suç hafif göründüğü için, geçmişteki paylaşımlarına senaryolar uydurup yeni bir iddianame hazırlıyorlar. Bu durumu hepimiz görüyoruz. Kumpas davalarının yaşandığı o dönemlerde, benzer filmlerle karşılaştık.Önemli bir noktaya değindiniz; bu durumu çözmek için biraz geri gitmemiz gerekiyor. Ergenekon dönemine, Erdoğan'ın "Ben bu davanın savcısıyım" dediği günlere bir bakalım. O dönemde, masum ve günahsız insanların evleri basılıyor, aileleri travmatize ediliyordu. Benim evim de bunlardan biriydi. Erdoğan, o devlet terörüne zırhlı araçlarla destek veriyordu. Peki, özür diledi mi? "Kandırıldım" dedi mi? Hayır, bu zulüm döneminde sesini bile çıkarmadı. Bugün ise o dönemden çok şey öğrenmiş görünüyor. Şimdi, bunun bir başka versiyonunu yaşıyoruz; Türkiye bunu hak etmiyor.Geçtiğimiz günlerde, Cumhuriyet Halk Partisi'nden milletvekilleri, 17-25 Aralık dönemiyle ilgili eleştirilerde bulundu. Bu dönemle ilgili bilgilerin kamuoyuna ifşasını ve AK Parti’nin bu durumu izah edemediğini anlattılar. Bunun üzerine AK Parti’nin grup başkan vekili "Bu, FETÖ’nün bir kumpasıydı" dedi. O dönemde adalet bakanı olan bu kişinin, böyle bir açıklama yapması çelişkili değil mi? Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür!Daha sonra Ümit Özdağ’ın durumu üzerine dönelim. Özdağ’ın ifadesi alınırken, bir Fezleke hazırlanıyor ve yemeğe gittiği restoranın yolları kesiliyor. Burada özel bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Sanki çok ağır bir suç işlenmiş gibi bir imaj oluşturuluyor. Aynı zamanda, CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı evinden 8 polisle alınıyor.Bu tür taktikler, toplumda belirli bir algı yaratmayı hedefliyor. Geçmişte Ergenekon döneminde de benzer şekilde yapılanlarla insanların kafasında bir korku yaratmaya çalıştılar. Bugün de Erdoğan, geçmişten çok şey öğrenmiş durumda. Peki, neden bunları yapıyor? Çok korktuğu için. Çünkü iktidarı kaybetme korkusu içerisinde.Dışarıda ekonomi sarsılırken, esnaf ve emekli perişan halde. Kadınlar, tencerelerinin boş olduğu için feryat ediyorlar. Erdoğan, kendisini iktidara taşıyan kadınları ikna etme gereği duyuyor. Bunun nedeninin, halkın eleştirilerini duyma korkusu olduğunu biliyoruz.Tıpkı geçmişte olduğu gibi halkı korkutmaya çalışıyor. Ancak biz diyoruz ki, bırakın insanlar sokaklarda serbestçe konuşsun, derdini anlatsın. Anayasa 35, bunu sağlamaktadır. Erdoğan, "Ben ne dersem o olacak" yaklaşımında, millete karşı bir sahiplenme hissi varken, biz bunun tam tersini savunuyoruz. Bu ülkenin asıl sahibi millettir.Dolayısıyla, bugün yaşananlar ve geçmişteki olaylar arasındaki dinamikler benzerlikler taşıyor. Teğmenlerin TSK’dan ihraç edilmesi, bu daha büyük tablonun parçasıdır.Gerçekten tarihimize geçen bir cümle: Türk Silahlı Kuvvetlerinden, Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri olduğu için, çok başarılı teğmenler ihraç edildi. Ancak bu durumu dile getirdiğimizde bazıları, "Disiplin suçu işlediler" diyor. Fakat disiplin suçu olmadığı ortada.Az önce bahsettiğiniz korku iklimi nedeniyle, "Ben yaptım oldu" anlayışıyla hareket eden bir iktidar söz konusu. Ümit Özdağ’ın tutuklanması, bu duruma örnek. Şu anda Özdağ parmaklıklar arkasında. Esenyurt Belediye Başkanı’na ve Beşiktaş Belediye Başkanı’na yönelik hareketler ortada. Kayyum belediyeleri de durumun ciddiyetini gösteriyor.Erdoğan, "Ben güçlüyüm ve buradayım" mesajını vermek istiyor. Ancak, koltuğunu kaybetme korkusu var. Normal şartlarda bu korku, bir siyasetçiyi daha kucaklayıcı ve kapsayıcı yapar; ama tam tersini yaşıyoruz. Sizce burada bir siyasi sonuç elde edebilir mi?Erdoğan, şunu bilmeli: Türkiye’de demokrasinin, kurum ve kuralların çalışması gerekiyor. Güçlü bir Erdoğan, halkın çocukları yatağa tok gittiğinde, tencereleri kaynadığında ve insanlar huzur içinde uyuduğunda oluşur. Ama Erdoğan, maalesef bunun farkında değil. Demokrasiyi içselleştirememiş ve kaybetme korkusu içinde, korkutmayı tercih ediyor.Biz de buna karşı çıkıyoruz. "Sayın Erdoğan, yapma, bu ülke gerginliği hak etmiyor" diyoruz. Ülkenin böyle bir zulmü ve baskıyı hak etmediğini ifade ediyoruz. Yargının bağımsız çalışmasına izin vermek, demokrasinin kurum ve kurallarının işlemesine olanak tanımalıyız. Bugün parlamentonun etkinliği kalmadı; yasalar saraydaki bir ortamda hazırlanıyor ve komisyonlarda düzgün bir şekilde görüşülmüyor.Geçen hafta torba yasa ile kayyum meselesi gündeme geldi. Bu durum, şirketlere el koyacak ve atanan kayyumların sorumsuz olacağı anlamına geliyor. Erdoğan, "Darbe Anayasası" diyor ama Devlet Denetleme Kurulu, 1982 darbe anayasası ile kurulmuştu. O dönemde Erdoğan’ın sahip olduğu yetkilere sahip değildi. Şimdi ise Devlet Denetleme Kurulu'nun başı olarak istediği gibi atamalar yapabiliyor.Böyle bir düzen, tek adam anlayışıdır ve bunun adı demokrasi değildir. Biz demokrasi çağrısı yapıyoruz. "Korkma, bu ülkede demokrasi hâkim olduğunda sen de rahat edeceksin" diyoruz. Ancak Erdoğan, bunun farkında olmayan bir yapı ile karşı karşıya.
GÜNDEM
Yayınlanma: 06 Şubat 2025 - 21:06
İYİ Partili Çömez: Erdoğan tüm bunları çok korktuğu için yapıyor
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganlarıyla kılıçlı yemin ettikleri için TSK'dan atılan teğmenlerden tutuklanan Ümit Özdağ'a, ekonomiden teröre AK Parti iktidarına sert eleştirilerde bulundu.
GÜNDEM
06 Şubat 2025 - 21:06
İlginizi Çekebilir