GERÇEK HABERCİ- İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 6 Şubat 2023’te Maraş merkezli meydana gelen depremlerde yaşamını yitirenleri andı. Bayraklı ’da bulunan Deprem Anıtı önünde bir araya gelen çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, "6 Şubat depremini unutmadık, unutmayacağız sorumlulardan hesap soracağız" yazılı pankart açarak, "Deprem değil bu bir katliam" ve "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek" sloganları attı. Yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunulan anmada, grup adına açıklama yapan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Aykut Akdemir, depremin oluş mekanizmasının çözüldüğü 20 ve 21’inci yüzyılda meydana gelen 35 yıkıcı depremde, 200 bininin üzerinde insanın kaybedildiğini ve milyarlarca dolar zarar meydana geldiğini belirterek, yöneticilerin sorumsuzluğu ve cehaletine dikkat çekti.
‘KIZILAY FIRSATI TİCARTE DÖNÜŞTÜRDÜ’
Demir, sonuçları itibariyle “asrın felaketi” kelimeleri arasına sıkıştırılarak” kadere” bağlanan afetin sorumlularının ortada olmadığını söyledi.
Deprem sonrası yaşanan koordinasyon bozukluğuna da değinen Demir; “Uygar ülkelerde, yıkım ve can kayıplarından sorumlu yetkililerin görevlerinden istifa etmeleri bir zorunlulukken, ülkemizde bu durum neredeyse bir terfi gerekçesi olmuş, afetin üzerinden bir yıl geçmesine karşın, sorumlu mevkilerde bulunan hiçbir kamu görevlisi sorumluluğu üstlenmemiş veya merkezi idare tarafından görevden el çektirilmemiştir. Deprem sonrası yaşanan koordinasyon bozukluğu, bölgeye ulaşımda yaşanan güçlükler, yardım malzemelerinin vicdan ve sorumluluk sahibi STK lar, gönüllü kuruluşlar ve meslek örgütleri dışında zamanında yerine ulaştırılmaması, zorlu kış şartlarında yurttaşlarımızı çaresiz bırakmış, deprem, sel gibi doğa kaynaklı afetlerde yurttaşın üstünü örtecek çadırı sağlamakla yükümlü Kızılay, kendi sitesinden çadır satışı yaparak adeta fırsatı ticarete dönüştürme telaşına düşmüştür” ifadelerine yer verdi.
‘BARINMA HAKKI BETON LOBİLERİNE TESLİM EDİLEMEZ’
Yaklaşan yerel seçimler öncesi gündeme gelen “Oy yoksa yardım da yok” söylemine dikkat çeken Demir , şöyle devam etti; “Doğa kaynaklı afetleri gerekçe göstererek, bu durumu fırsata dönüştürme çabalarının giydirilmiş adı, mevcut hali ile “kentsel dönüşüm” ütopyasıdır. Yoksul insanların yaşamları boyunca elde ettikleri tüm birikimlerini kullanarak, aç kalma pahasına satın alıp, başlarını soktukları konutların, afet güvensiz alanlarda, denetimden yoksun ve “çürük” yapılmasının sorumlusu kendileri değil, mevcut sistemdir. Anayasa ile güvence altına alınmış barınma hakkı, yurttaştan alınıp beton lobilerine teslim edilemez. İzmir emek ve demokrasi güçleri, dün olduğu gibi bugün de halkının yanında, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam etmektedir. Yıkılan her binanın, kaybolan her canın, yetim ve öksüz kalan her çocuğun acısını yüreğimizde hissediyoruz. Başta 6 Şubat depremleri olmak üzere, doğa kaynaklı afetlerde yaşamını yitirmiş yurttaşlarımızı saygı ile anıyor, depremlerin kırıma dönüşmediği bir ülkede, barış içinde, kardeşçe yaşamak istiyoruz.”
‘DEPREM DEĞİL BU BİR KATLİAM’
Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen İzmir Kadın Platformu (İKP) ise insan zinciri oluşturarak Alsancak Gar'ına yürüdü. Burada basın açıklaması gerçekleştiren kadınlar, sık sık "Deprem değil bu bir katliam" ve "Katillerden hesabı kadınlar soracak" sloganları atarken “Unutmak yok affetmek yol helalleşmek yok" pankartı ve "Refakatsiz 1912 çocuk nerede" dövizleri taşıdı. Kadınlar adına açıklama yapan Deniz Uslu deprem sonrası yaşanan sorunlara dikkat çekerek “Afetin ötesinde bir katliam yaşadığımız gerçeğini unutmayacağız” dedi.
OLASI BİR DEPREMİN YIKICI SONUÇLARI İÇİN NELER YAPIYOR
Kadınlar olarak daha fazla rant peşinde olan sermayedarların peşinde olacaklarını söyleyen Uslu; “Bugün geldiğimiz noktada dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve şu anda Cumhur İttifakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, geçen sene 50.000 dedikleri ölüm rakamının bugün 130binler olduğunu söylüyor. Yine depremin yıldönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hatay’da gerçekleştirdiği konuşmasında ‘merkezi yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse oraya hiçbir şey gitmez, bakınız Hatay garip kaldı’ diyerek deprem döneminde nasıl tutum aldığını itiraf ediyor, halkları tehdit ediyor. Peki olası bir depremin yıkıcı boyutlara ulaşmaması için neler yapılıyor? Çürük binalara imar affı verilmesi son bulması, para uğruna uygun olmayan zeminlere bina dikilmesine son verilmesi, sağlıklı yaşam alanları, güvenli kentler inşa edilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
‘MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Uslu, deprem bölgesindeki sorunların çözülmesi için kadınlar adına taleplerini sıralayarak; “İmar aflarından çürük binalar yapanlara, insanları bile bile ölüme terk edenlerden halka çadır satanlara, halklara ölüm ve zulüm düzeninden başka bir şeyi reva görmeyenlere kadar bu katliamda sorumluluğu olan herkes tek tek yargılansın. Kadınlar olarak depremzede kadınların, halkların taleplerini her yerde, her zaman haykırmaya devam edeceğiz. Yeni bir katliama dönüştürülen afetler yaşamamak için, 6 Şubat’ın hesabının sorulması için biz kadınlar mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.
‘KIZILAY FIRSATI TİCARTE DÖNÜŞTÜRDÜ’
Demir, sonuçları itibariyle “asrın felaketi” kelimeleri arasına sıkıştırılarak” kadere” bağlanan afetin sorumlularının ortada olmadığını söyledi.
Deprem sonrası yaşanan koordinasyon bozukluğuna da değinen Demir; “Uygar ülkelerde, yıkım ve can kayıplarından sorumlu yetkililerin görevlerinden istifa etmeleri bir zorunlulukken, ülkemizde bu durum neredeyse bir terfi gerekçesi olmuş, afetin üzerinden bir yıl geçmesine karşın, sorumlu mevkilerde bulunan hiçbir kamu görevlisi sorumluluğu üstlenmemiş veya merkezi idare tarafından görevden el çektirilmemiştir. Deprem sonrası yaşanan koordinasyon bozukluğu, bölgeye ulaşımda yaşanan güçlükler, yardım malzemelerinin vicdan ve sorumluluk sahibi STK lar, gönüllü kuruluşlar ve meslek örgütleri dışında zamanında yerine ulaştırılmaması, zorlu kış şartlarında yurttaşlarımızı çaresiz bırakmış, deprem, sel gibi doğa kaynaklı afetlerde yurttaşın üstünü örtecek çadırı sağlamakla yükümlü Kızılay, kendi sitesinden çadır satışı yaparak adeta fırsatı ticarete dönüştürme telaşına düşmüştür” ifadelerine yer verdi.
‘BARINMA HAKKI BETON LOBİLERİNE TESLİM EDİLEMEZ’
Yaklaşan yerel seçimler öncesi gündeme gelen “Oy yoksa yardım da yok” söylemine dikkat çeken Demir , şöyle devam etti; “Doğa kaynaklı afetleri gerekçe göstererek, bu durumu fırsata dönüştürme çabalarının giydirilmiş adı, mevcut hali ile “kentsel dönüşüm” ütopyasıdır. Yoksul insanların yaşamları boyunca elde ettikleri tüm birikimlerini kullanarak, aç kalma pahasına satın alıp, başlarını soktukları konutların, afet güvensiz alanlarda, denetimden yoksun ve “çürük” yapılmasının sorumlusu kendileri değil, mevcut sistemdir. Anayasa ile güvence altına alınmış barınma hakkı, yurttaştan alınıp beton lobilerine teslim edilemez. İzmir emek ve demokrasi güçleri, dün olduğu gibi bugün de halkının yanında, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam etmektedir. Yıkılan her binanın, kaybolan her canın, yetim ve öksüz kalan her çocuğun acısını yüreğimizde hissediyoruz. Başta 6 Şubat depremleri olmak üzere, doğa kaynaklı afetlerde yaşamını yitirmiş yurttaşlarımızı saygı ile anıyor, depremlerin kırıma dönüşmediği bir ülkede, barış içinde, kardeşçe yaşamak istiyoruz.”
‘DEPREM DEĞİL BU BİR KATLİAM’
Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen İzmir Kadın Platformu (İKP) ise insan zinciri oluşturarak Alsancak Gar'ına yürüdü. Burada basın açıklaması gerçekleştiren kadınlar, sık sık "Deprem değil bu bir katliam" ve "Katillerden hesabı kadınlar soracak" sloganları atarken “Unutmak yok affetmek yol helalleşmek yok" pankartı ve "Refakatsiz 1912 çocuk nerede" dövizleri taşıdı. Kadınlar adına açıklama yapan Deniz Uslu deprem sonrası yaşanan sorunlara dikkat çekerek “Afetin ötesinde bir katliam yaşadığımız gerçeğini unutmayacağız” dedi.
OLASI BİR DEPREMİN YIKICI SONUÇLARI İÇİN NELER YAPIYOR
Kadınlar olarak daha fazla rant peşinde olan sermayedarların peşinde olacaklarını söyleyen Uslu; “Bugün geldiğimiz noktada dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve şu anda Cumhur İttifakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, geçen sene 50.000 dedikleri ölüm rakamının bugün 130binler olduğunu söylüyor. Yine depremin yıldönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hatay’da gerçekleştirdiği konuşmasında ‘merkezi yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse oraya hiçbir şey gitmez, bakınız Hatay garip kaldı’ diyerek deprem döneminde nasıl tutum aldığını itiraf ediyor, halkları tehdit ediyor. Peki olası bir depremin yıkıcı boyutlara ulaşmaması için neler yapılıyor? Çürük binalara imar affı verilmesi son bulması, para uğruna uygun olmayan zeminlere bina dikilmesine son verilmesi, sağlıklı yaşam alanları, güvenli kentler inşa edilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
‘MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Uslu, deprem bölgesindeki sorunların çözülmesi için kadınlar adına taleplerini sıralayarak; “İmar aflarından çürük binalar yapanlara, insanları bile bile ölüme terk edenlerden halka çadır satanlara, halklara ölüm ve zulüm düzeninden başka bir şeyi reva görmeyenlere kadar bu katliamda sorumluluğu olan herkes tek tek yargılansın. Kadınlar olarak depremzede kadınların, halkların taleplerini her yerde, her zaman haykırmaya devam edeceğiz. Yeni bir katliama dönüştürülen afetler yaşamamak için, 6 Şubat’ın hesabının sorulması için biz kadınlar mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.