İZMİR DEĞİŞİM İSTİYOR MU?

Yerel seçimlerin üzerinden yaklaşık 3 hafta geçti. İzmir’de AKP’li
ve CHP’li seçmenler ve partililerin büyük çoğunluğu seçim sonuçlarından memnun
olmadığını her platformda dile getirmeye başladı. Bu dillendirme ile birlikte
başarısız olduklarını düşündükleri AKP İl Başkanı Ömer Cihat Akay ve CHP İl
Başkanı Ali Engin için istifa talepleri de kamuoyunda sıkça duyuluyor. Herşey
bir yana bu kadar dillendirilmesine rağmen her iki partideki muhaliflerin gözü
Ankara’da. Beklenti görevden alınmaları.

Sorun da burada başlıyor. Öncelikle AKP’den başlayalım.
Buradaki beklenti 9 Haziran 2012’de yapılan kongreden beri devam ediyor. İl
Başkanı Ömer Cihat Akay’ın sabıka kaydı nedeniyle düşmesi ve geri gelmesinden
sonra başlayan bu beklentinin söylentileri hergün artarak devam ediyor. Bu
süreçte özellikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Ulaştırma,
Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım’ın seçim toplantısı basın
toplantısında dile getirdiği “Başarısızız”
söylemini dile getirmesi bunu üstelik sağ yanında Akay varken dillendirmesi
parti içindeki muhaliflere umut oldu.Ama buna karşılık Akay basının karşısına
geçerek bu iddiaları reddetti. Daha da ötesi yürütme kuruluna yeni atamaları
yaparak kendi kadrosunu oluşturarak muhaliflerine karşı hamleleri ile öne
çıktı. Genel Merkezinin yol haritasını iyi okuyan Akay, bu çerçevede bazı
partilileri ile ilgili disiplin sürecini başlatarak gerektiğinde bu süreci
devreye sokacağını göstererek elini daha da güçlendirmiştir.

CHP’de durum daha
vahim

CHP İl Başkanı Ali Engin’in durumu Mevkidaşı Ömer Cihat
Akay’a göre daha zor. Zira CHP içindeki muhalefet etme yetisi AKP’den daha üst
seviyede ve daha da güçlü. CHP İl Başkanı Engin mevkidaşı Akay gibi disiplin
sürecini kolay işletemeyecek. Elinde yeteri gerekçe olmaması bir yana CHP Genel
Merkezi’nde bu konuda yeterli desteği yok. Buna rağmen bu konuda sık sık
tehditler savurmaktan da geri kalmıyor. Aslında bunu yapması bana göre “İmza toplanabilir” korkusundan
kaynaklanıyor. Her ne kadar arkasında Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel var gibi
görünse de bence bu durum da tam tersi. Neden derseniz arkasına Kocaoğlu ve
Yüksel’i alan bir Ali Engin bu kadar panik yapmaz, muhaliflerini disiplin ile
korkutmak yerine “Hodri Meydan”
diyerek meydan okur.

Gelelim imza sürecine. Eğer bir imza hareketi başlayacak ise
buna gerekçe olarak tartışılması gereken konular, “kaybedilen ilçeler, daralan makas, adaylar belirlenirken dar kadro ile
hareket edilip bazı isimlerin dışlanması, insanların kalplerinin kırılarak
partisine güvenlerini kaybettirerek ihanetin körüklenmesi(DSP’den yada bağımsız
aday olunması)” olmalıdır.

Eğer imzalar tamamlanarak bir olağanüstü kongre toplanacaksa, buradaki tavırlar ideolojik bir
zemin ve siyasi duruş üzerinde şekillenmelidir. Şunu herkes bilmelidir ki olağanüstü
kongre rövanş için,intikam için toplanmaz. Kongrede yapılması gereken süreçte
ve parti içinde yaşanan sorunları tartışıp, düzeltecek kimseyi ortaya çıkarıp
ona güç vermektir

Sonuç olarak, görünen o ki İzmir değişim istemiyor. Eğer
kulislerde konuşulanlar kadar istekli olunsaydı CHP ve AKP’de partililer çoktan
harekete geçip gerekeni yapardı. Eğer
sorun İzmir’deki “başarısızlık ve basiretsizlik” ise çözüm de İzmir’in kendi
dinamiklerindedir. PM’ye yada MYK’ya dayalı oradan ışık bekleyen parti içi
muhalefetin başarılı olması söz konusu değildir.

GönderMe1: İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “Belediye çalışanı meclis
üyelerinin iş akdini feshettirmesinin ardından bu kez CHP İlçe Yöneticisi olan
belediye çalışanlarının durumu tartışılmaya başlandı. İlk olarak Konak Belediye
Meclis Üyelerinin dile getirdiği bu durum, diğer ilçelere de sıçramış
görünüyor. Tahminim o ki bu tartışma CHP İzmir İl Örgütü’nde ciddi krize yol açacak
gibi.

GönderMe2: AKP’de
ilçelerde ciddi sorunlar var. Özellikle bir çok ilçede yönetim kurulları
sağlıklı toplanamıyor. Özellikle seçim döneminde SKM ile İlçe Yönetimleri
arasında oluşan sorunlar ciddi problemlere yol açmış durumda. Seçim nedeniyle
halının altına süpürülen konular önümüzdeki günlerde ciddi patlamalara yol
açabilir. Özellikle de seçim bütçesi konusunda bazı ilçelerde ciddi iddialar
var. Takipteyiz.

GönderMe3: 30
Mart Seçimlerinde başkan değişikliği yaşayan belediyelerde başkanların söz
birliği ettiği 2 şey var. Birincisi hemen kadro hareketine girişilmesi,
ikincisi ise borçlardan veryansın edilmesi. Eski yönetimin kadrolarında bazı
isimlerin değişmesi anlaşılabilir ama bazı belediyelerde öyle bir toptan
değişim var şaşarsınız. Borç konusu ayrı bir muamma. Hadi CHP’den diğer
partilere geçen belediye başkanlarının şikayetini anlarım, siyaseten yapmaları
gereken budur. Ya farklı isimler ile CHP’de kalan belediyeler? Aynı siyasi
görüşün ve zamanında beraber yürüdüğü isimlerine bu kadar yüklenmek ne kadar
doğru? Bu anlayış başta kendi partisine zarar vermez mi?

GönderMe4: Önümüzdeki
hafta itibarı ile her hafta pazartesi ve çarşamba günü ise saat 11-12:30 arası FM
92.2 frekansında yayın yapan Radyo Egepostası’nda siz sevgili okurlarımız ile buluşacağız.
Gerçek Haberci adlı programda, siyaset, yerel yönetimler ve ekonomi dünyasından
isimleri de konuk ederek İzmir’de konuşulmayanları gündeme getireceğim.
Programda zaman zaman bana sitemizin yazarlarından olan sevgili kardeşim Cem
Arıkan’da eşlik edecek.