İklim değişikliği ve küresel ısınma tehlikesi Türkiye'de de meteorolojik karakterli afetlerin yaşanmasına neden oluyor.
23 Ekim'de Foça, önceki gün de Bergama'da meydana gelen sel ve taşkınların ardından uzmanlar İzmir'deki iklim şartlarına dikkat çekiyor.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Havza Amenajmanı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ufuk Özkan, İzmir'in güneyden gelen sıcak hava ile Balkanlar üzerinden inen soğuk hava dalgalarının kesişim hattında kalması nedeniyle kuvvetli yağışların yılın her döneminde görülebileceğini söyledi.
Dr. Özkan, kuraklık tehlikesinin yağışlı sezonda dahi ortadan kalkmadığını, kentleşme ve arazi kullanımı değişimleri nedeniyle sel ve taşkın riskinin her yıl yaşanabileceğini vurguladı.
"SEL VE KURAKLIK AYNI ANDA YAŞANABİLİR"
Suyla ilgili problemlerin yazın olduğu gibi kışın da devam edeceğini belirten Özkan, "İzmir'in daha yüksek kesimleri olan kuzey ilçelerinde, kentsel anlamda büyüyen ve arazi kullanımının hızlı değiştiği alanlarda, yeni yol yapımlarının olduğu, yeni mahallelerinin açıldığı, maden çalışmalarının ya da arazi örtüsünü ortadan kaldıracak büyük projelerin gerçekleştirildiği alanlarda şiddetli yağışlar sel taşkını oluşturma riski taşıyor." uyarısında bulundu.
Özkan, "İzmir'de sel ve kuraklık aynı anda yaşanabilir." dedi.
"ERKEN UYARI SİSTEMİ"
İzmir'in hatta Türkiye'nin yeni düzeninde ani ve şiddetli yağışların yeni normal haline geldiğini söyleyen Dr. Özkan, "Artık mevsim geçişlerinde özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde uzun süren kurak sezonlarından sonra şiddetli ve ani yağışların bastıracağını, sel ve taşkın riskini arttıracağını da biliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Her derenin üst havzasındaki kanalda moloz birikiminden dolayı sel ve bunun da sonucunda alt havzada taşkın meydana gelir." diyen Özkan, bunların birbirini takip eden olaylar olduğunu belirterek erken uyarı sistemleri geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Özkan şöyle devam etti:
"- Yapılacak hazırlıklar arasında mevcut dere yataklarının molozlardan temizlenmesi, beton kesitlerin doğal kesite geçirilmesi, yağmur suyu tahliye kanallarının artık üst düzeydeki yağışları kaldırabilir kapasiteye taşınması, yapay sulak alanların desteklenmesi, saptırma kanallarının yapılması, kentlerdeki geçirimli yüzey miktarları dediğimiz doğal arazi örtüsünün yeşil alanların arttırılması en büyük elimizdeki çözümler arasında."
"HAVA AKIMLARI TÜRKİYE ÜZERİNDE KESİŞMEYE BAŞLADI"
Genellikle sonbaharın ve ilkbaharın ilk aylarında ani hava değişimleri görüldüğünü dile getiren Dr. Özkan, bu aylarda sıcak ve soğuk hava akımlarının Türkiye üzerinde kesişmeye başladığını vurgulayarak şöyle konuştu:
"- Ancak iklim değişikliği nedeniyle her dönem bu yağışları görebiliriz. Belli aylarda hazırlıklarımızı yoğunlaştırırsak, tüm yıl boyunca bu tip felaketlere karşı önlem almış oluruz.
- Kuraklık demek, kışın yeterince su toplayamadığımız anlamını taşıyor. Sel ve taşkın ise fazla suyu yönlendiremediğimiz anlamına geliyor."


Yorumlar
Kalan Karakter: