İZTO Başkanı Özgener, “Enflasyonun yarattığı tahribat, bir fırsat eşitliği problemi”
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Enflasyonun yarattığı tahribat aslında bir fırsat eşitliği problemi” diye konuştu.
Yayınlanma :
27.09.2022 18:30
“Kaynak aktarımı enflasyonist bir etkiye neden oldu”
Bütün dünyanın ortak problemi enflasyon olduğunu belirten Özgener, “Gündemimizi ağırlıklı olarak para politikası oluşturuyor; ancak uzun vadede refah seviyemizi belirleyecek olan para politikası değil. İklim değişikliği, artan yoksulluk, gelir dağılımında eşitsizlik, gıda arzı, mevcut dönemin ihtiyaçlarına cevap veremeyen eğitim sistemi, önümüzdeki dönemde ekonomileri zorlayan asıl sorunlar olacak. Hepimizin iş yapış şeklini günlük problemlerden, dünyadaki değişimi anlayan ve bunlara göre politika ya da çözüm üreten süreçlere bir an önce çevirmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın önümüzdeki yıllarda yaşayacağı iklimsel, sosyal, ekonomik ve kültürel problemleri öngörerek, işlerimizi ve ekonomimizi dönüştürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Özgener, bu sorunlarla birlikte, dünya ekonomisinde pandemi sürecinde yaşanan durgunluğu gidermek amacıyla başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin reel sektör ve vatandaşları için piyasalara ciddi anlamda mali kaynak desteği aktarmasının sonuçlarının yaşandığını dile getirerek, “Hepimizin bildiği gibi bu ciddi kaynak aktarımı, tüm dünya genelinde enflasyonist bir etkiye neden oldu. Bu durum, çoğu merkez bankasının faizleri arttırarak piyasada yaşanan fiyat artışlarının önüne geçmeye ve ekonomide dengeyi sağlamaya çalışmasına yol açtı” açıklamasını yaptı.
“Euro-Dolar paritesinin düşmesi ülkemizin dış ticaret yapısını etkiledi”
Amerikan Merkez Bankası FED’in üst üste faiz artışları yaptığını hatırlatan Özgener, “Bu artışlara aynı hızla devam edeceğine yönelik açıklamaları, tüm dünyada dolarizasyonun kuvvetlenmesine ve bu duruma yeterince eşlik edemeyen AB ve İngiltere başta olmak üzere Euro ve Sterlin gibi para birimlerinin dolar karşısında değer kaybetmesine yol açtı. Euro/dolar paritesinin 0,96 seviyesine inmesi de ihracatı ağırlıklı Euro, ithalatı ağırlıklı olarak dolar olan ülkemizin dış ticaret yapısını da olumsuz etkiledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankamız ise faiz indirimiyle ilgili politikasını devam ettiriyor. Daha önce de belirttiğim gibi dünyanın ekonomik durumundaki değişikliklere göre uyumlanmamız gerekiyor” görüşlerini paylaştı.
“Enflasyonla mücadele ilk gündem maddemiz olmalı”
Özgener, ihracatın artmasına rağmen cari işlemler açığının azalmadığına dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Ülke risk primimiz yüksek seyrediyor. Eylül ayı başında açıklanan 2023-2025 Orta Vadeli Program kapsamında 2023 yılı enflasyon hedefi yüzde 24,90 olarak öngörülüyor. Ancak enflasyonun yüzde 24,90’a nasıl düşürüleceğiyle ilgili daha somut politika önerilerine ihtiyaç var. Para politikası araçları kullanılmadan, sadece makro ihtiyati tedbirlere ağırlık verilerek enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesine ve daha önce de belirttiğim gibi piyasalara güvenin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var. Yıllık enflasyon oranındaki artışın, yüzde 80’lerden, yüzde 25’lere inmesi elbette olumlu, ancak bu, alım gücünün iyileştiği ve iş dünyamızın enflasyonla mücadelesinin bittiği anlamına gelmeyecek. Özet olarak, enflasyonun belirli bir seviyeye ve özellikle tek haneli rakamlara inmesi, uzun bir mücadeleyi ve toplumun tüm kesimlerinin bu alanda kenetlenmesini gerektiriyor. Çünkü enflasyonun yarattığı tahribat, aslında bir fırsat eşitliği problemi. Enflasyonla mücadele ekonomide ilk gündem maddemiz olmalı. Eğer bunu yapmazsak; cari açık, işsizlik, ücretlerde artış gibi kalemlerin de kalıcı olarak iyileşmesi pek mümkün görünmüyor.”
“Güzelbahçe’deki kampüsümüzü 3 yıl içinde tamamlayacağız”
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin 2018 yılında Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında 31. sırada yer aldığını paylaşan Özgener, “2021’de yüzde 97,68’lik kayıtlanma oranıyla lisans programlarına göre Türkiye’de en çok tercih edilen 4. Vakıf Üniversitesi oldu. Üniversitemiz; ek yerleştirme sürecinin tamamlanmasıyla birlikte 2022 yılı itibariyle lisansta yüzde 99,5’lik genel doluluk oranına ulaştı. Üniversitemiz bu yıl yakaladığı önemli başarı grafiğiyle Bilkent, Sabancı, Koç gibi üniversitelerin de önüne geçti. Bu doluluğun sadece nicelik değil nitelik olarak da değer taşıması bizi ayrıca gururlandırıyor. Üniversitemiz, ülkemizin en başarılı öğrencileri tarafından tercih ediliyor. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak amacıyla Üniversitemizin için yeni ve vizyoner projeler üretmeye devam ediyoruz. Üniversitemize ve kentimize küresel ölçekte, çevreci ve son teknolojiye sahip bir kampüs kazandırmak hedefiyle Güzelbahçe’de inşa edilecek olan yeni kampüsün tasarımı ulusal bir yarışma ile belirlendi. Toplam 265 dönüm arazimizin, ilk etapta 165 dönümü içerisine 110.000 metrekare inşaat alanı ile yüzünü geleceğe dönmüş yeşil ve akıllı bir kampüs yapacağız. Kampüsümüzü 3 yıl içinde tamamlamayı planlıyoruz” dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: