Karabağlar İlçesi AKP'nin hedefinde olan ilçelerin başında geliyor. Bu durum CHP seçmenini de yeni bir umut arayışına itmiş durumda. Özellikle CHP ile arasındaki makasın darlığı nedeniyle tedirgin olan CHP'li seçmenin son günlerde umut olarak gördüğü bir isim var; Heval Savaş Kaya. Kentin sokaklarında her geçen gün daha fazla ilgiyle karşılanan ve Karabağlar Belediye Başkan aday adayı olan Heval Savaş Kaya, adaylık sürecinden, nasıl bir başkanlık profili çizeceğine; kentin sorunlarından bu sorunların çözümü için kentte hayata geçireceği projelere kadar herşeyi Gerçek Haberci'ye anlattı.

Aday adaylık süreciniz nasıl gelişti?
Öncelikle şunu belirtmeliyim; görece genç yaşıma rağmen uzun zamandır siyasetin ve sivil toplum örgütlerinin içindeyim. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra aktif siyasetin içine girdim. SHP’de gençlik kollarında çalıştım, ana kademede Türkiye’nin en genç il başkanı olarak görev aldım. 2009 yılında ise ‘solda birlik anlayışı’ ile CHP’ye geçtim. CHP’de il düzeyinde bilim kurulunda, seçim koordinasyon kurullarında, hukuk komisyonlarında görevler aldım. En son CHP Hukuk Politikaları’ndan sorumlu MYK üyesi Sayın Muharrem Erkek’in yardımcılığı görevini sürdürürken adaylık sürecinde bu görevimden ayrıldım. Siyasetin yanı sıra sivil toplum örgütlerinde de görev almaktan, elimi taşın altına koymaktan korkmadım. Anadolu Birliği Derneği’nde genel başkan yardımcılığı yaptım. Ege Genç İş Adamları Derneği’nin aktif bir üyesiyim. İzmir’in en köklü futbol takımlarından ve merkezi Karabağlar’da bulunan İzmirspor’un yönetim kurulunda yer aldım. Karabağlar Atatürkçü Düşünce Derneği’nin aktif bir üyesiyim. İzmir Golf Kulübü’nün kurucu başkanıyım ve İzmir’e ilk golf sahasının kazandırılmasına öncülük ettim, bununla ilgili İzmir’e katkı ödülü de aldım.
Siyaseten aday adaylığı süreci de bu çerçevede ön plana çıktı. Belediye başkanlığını, bu zamana kadar yaptığımız tüm çalışmalarımızın, bilgi ve becerilerimizin somut geri dönüşünü alabileceğim, ülkeme ve topluma yarar sağlayabileceğim çok değerli bir alan olarak görüyorum. Ayrıca partimde il düzeyinde çalışmış olsam da genel bir ifadeyle birinci bölge siyasetçisiyim diyebilirim. Karabağlar’da Tahsin Yazıcı Mahallesi’nde oturuyorum. Karabağlar’ı çok iyi tanıyorum. Bunların ötesinde Karabağlar yerel seçimlerde İzmir’in en riskli ilçelerinden biri ve olası bir AKP-MHP ittifakında aradaki makas oldukça daralıyor. Bu anlamda herkesi temsil edebilecek en uygun aday olduğumu düşünüyorum. Karabağlar’da nüfus dağılımına baktığımızda yarısı yerleşik kentli insanlardan yarısı da göç ile gelen insanlardan oluşuyor. Ben siyasetin içinden gelen, mutfağından yetişmiş biri olarak, hukukçu kimliğimle, sivil toplum örgütleri ve spor kulüplerindeki güçlü ilişkilerimle, iki yabancı dil biliyor olmamla, iyi eğitimimle, genç ve çalışkan olmamla, Doğu Anadolulu kimliğimle, aslında tüm Karabağlarlıları temsil edeceğimi, her kesimin teveccühünü kazanabileceğimi düşünüyorum. Kısacası seçmen yapısına ve tercihlerine baktığımızda partimizi en yüksek oy oranıyla ve en iyi şekilde Karabağlar’da iktidar yapacağıma güveniyorum.

EMEK, LİYAKAT VE HAKKANİYET TEMELİNDE İŞLER YAPACAĞIZ
Belediye başkanı olmanız takdirinde nasıl bir belediye başkanı profili çizeceksiniz?
En önemli ve en güvendiğim özelliğim çok ama çok çalışkan olmam. Bunu kişisel yaşamımda da göreceli olarak kanıtlamış biriyim. Karabağlarlı vatandaşlarımızın bu konuda asla en ufak bir şüphesi olmasın. Bu anlamda örgütümüzle birlikte belediye meclis yapımızın bu anlayışta oluşması için elimden geleni yapacağım, bürokrasi kadrolarımız ve belediye çalışanlarımız da bu kritere uygun kişilerden oluşacak. Emek, liyakat ve hakkaniyet temelinde işler yapacağız. Bizim çalışmaktan ve güçlerimizi birleştirmekten başka kurtuluş yolumuz yok. Ortak akla ve uzlaşıya inanan, hep birlikte yönetmenin tek başına yönetmekten çok daha değerli olduğunu bilen biriyim. Bu sebeple Karabağlar’da sivil toplum örgütleriyle, muhtarlarımızla, meslek birlikleriyle sık sık bir araya gelip toplantılar yapacağız. Onların fikirlerinden ve enerjilerinden yararlanmakla birlikte, neyi nasıl yaptığımızı ya da neyi neden yapamadığımızı açıklayacağız. Dürüst, hesap verebilen, şeffaf bir başkanlık modelini oluşturacağız. Tüm Karabağlar’a eşit, adil ve zamanında hizmet götürerek herkesi kucaklayacak, herkesin gönlünü kazanacak, partime ve ülkeme en iyi şekilde yarar sağlayacağım. Karabağlar’ı hep birlikte geleceğe taşıyacağız.
TÜRKİYE'YE ÖRNEK BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ
Karabağlar’ın başlıca sorunları sizce nelerdir ve bu sorunlara yönelik projeleriniz nelerdir?
Karabağlar, sürekli aldığı iç göçle hızlı ve plansız bir şekilde büyümüştür. Bu hızlı ve plansız kentleşme hem altyapıda hem üstyapıda birçok sorunu beraberinde getirmiş, sağlıksız ve güvenli olmayan yapılardan oluşan bir çevre ortaya çıkmıştır. Karabağlar’da riskli alan ilan edilen 540 hektarlık bölgede 27.500 konut bulunmaktadır ve burası Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm alanıdır. Bu alanın bir rant ve tüketim merkezi olarak değil, kimlikli bir fiziksel çevre ve sosyal bütünleşmenin mekanı olarak ele alınması gerektiğinin bilincindeyiz. Üretilecek kent rantının kent sakinlerinin hakkı olduğunu bilerek tüm Türkiye’ye örnek bir kentsel dönüşüm gerçekleştireceğiz.

YAŞAYAN SOKAKLAR OLUŞTURACAĞIZ
‘İzmir’e gelen İzmirlileşir’ inancımız vardır fakat bunun en az hissedildiği ilçe Karabağlar, çünkü burada ciddi oranda Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu’dan göç etmiş vatandaşımız var. Karabağlar İzmir’in en çok göç alan bölgesi ve insanlar hala geldikleri yörenin kültürüyle yaşıyorlar. Elbette geldiğimiz yerlerin kültürünü koruyacağız ancak yaşadığımız ilçede de bir kent aidiyeti oluşturulmalıdır. Kentsel ve fiziksel dönüşümle birlikte ekonomik, sosyal, kültürel dönüşümü de sağlayarak Karabağlar’da kent aidiyeti hissini yaratacağız. Karabağlar’da kent meydanları ve rekreasyon alanları gibi ortak alan eksikliği problemini ortadan kaldıracağız. Vatandaşların birlikte zaman geçirecekleri, sosyalleşebilecekleri, kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılabilecekleri alanlar yaratacağız. Sanat ve kültür etkinliklerini açık alanlara taşıyarak, Mahalle Sahneleri ile halkın kültür ve sanat üretimine dâhil olacağı, etkileşeceği, sosyalleşeceği yaşayan sokaklar oluşturacağız.
MOBİLYA KOOPERATİFİ
Karabağlar Türkiye’nin mobilyacılık merkezi olmak için bütün niteliklere sahip ancak sektör açışından Karabağlar bir vitrin olarak kalmış. Yani sadece satışın yapıldığı, üretimin üçer beşer kişilik küçük atölyelerde kaldığını görüyoruz. Belediye olarak mobilya sektörünün birbirine karşı değil birbiriyle omuz omuza çalışması için, herkesin ekmeğini adil bir şekilde büyütmek için mobilyacıları kooperatif çatısı altında toplayacağız. Tasarım, satış ve pazarlamanın profesyonel anlayışla yürütüleceği kooperatif, bütün üyelerinin gelirini arttırmak için çalışacak. Mobilya sektörünün güçlendirilmesi ile sektörde rekabet edebilir hale getirilmesini hedefliyoruz.
KARABAĞLAR İLETİŞİM MERKEZİ İLE SORUNLAR KOLAY ÇÖZÜLECEK
Bu temel sorunların dışında gündelik sorunlar karşısında da hızlı ve çözüm odaklı çalışacağız. Vatandaşlarımıza verimli ve kolay ulaşılabilir belediyecilik hizmetini götüreceğiz. Gelişen çağa ayak uydurup, teknolojik gelişmeleri belediyecilik hizmetimizde sürdürülebilir kılacağız. Bürokraside yavaşlık, muhatap bulmada zorluk, birimler arasında kopukluk gibi sorunların önüne geçmek için kuracağımız ‘Karabağlar İletişim Merkezi’ ile tüm başvuruları tek bir noktada toplayıp, takibinin tek elden ve hızlı yapılmasını sağlayacağız.
Hayalinizdeki Karabağlar’dan bahseder misiniz?
Karabağlar’ın söylediğim bu temel sorunlarını çözmek öncelikli hayallerimizden tabii ki ancak bunların tek başına yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Bizim özelde Karabağlar’a ve İzmir’e olmak üzere ülkemiz adına hayallerimiz var. Bu hayalleri gerçekleştirmek için de en önemli koşulun sabırla, fedakârlıkla çalışmak olduğunu düşünüyorum. Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumların geleceklerini ve bağımsızlıklarını kaybedeceğinin en çok bilincinde olan partiyiz. Bu anlamda Karabağlar özelinde ama tüm ülkemizi kastederek söylüyorum. Kadına değer veren, onu ekonomik hayatın önemli bir parçası haline getiren bilinçli bir toplum hayal ediyorum. Doğayı, çevreyi koruyan, hayvan haklarında farkındalık sahibi bir gelecek nesil hayal ediyorum. Yüreklerdeki engellerin kalktığı, engelli vatandaşlarımızın da umutla hayallerinin peşinden gidebildiği sevgi dolu bir yaşamı hayal ediyorum. Gençlerin geleceğine güvenle bakabildiği, fırsat eşitliğinin sağlandığı, işsizliğin son bulduğu bir Türkiye hayal ediyorum. Toplumsal barışın sağlandığı, kimsenin kimseyi ötekileştirmediği, bir arada yaşama kültürünün gelişmiş olduğu çağdaş bir toplum hayal ediyorum. Yönetimlerde şeffaflığın, hesap verilebilirliğin olduğu, vatandaşın vergilerinin nereye harcandığını bildiği, dolayısıyla hukuk üstünlüğünün sağlandığı, liyakat esaslı bir yönetim anlayışını hayal ediyorum. Emeklinin, işçinin, memurun hakkını alabildiği, örgütlü mücadelenin yasaklanmadığı, eğitim sisteminin bilimsel ve laik değerlere sahip olduğu, anayasanın ihlal edilmediği, demokratik bir toplum hayal ediyorum. Atatürk devrimlerinin ve Cumhuriyet değerlerinin bize kazandırmak istediği tam bağımsız Türkiye’yi hayal ediyorum. Tüm bunları yapabilmek için de üreten, düşünen, çalışan insanlara ihtiyacımız var. Biz toplum olarak bunu geçmişte yaptık, yine yapabiliriz. Usta şairimiz Nazım Hikmet’in dediği gibi, karartmayalım yeter ki sol memenin altındaki cevahiri.
Yorumlar
Kalan Karakter: