Kentsel Dönüşüm / Yenileme

Kentlerin zamanla bir takım farklı
sebeplerle yıprandığı, kent dokusunun değiştiği, bozulduğu ve
yenilenmeye ihtiyaç olduğu kabul edilen bir gerçektir. Bu nedenle
son zamanlarda sıkça duyduğumuz kentsel dönüşüm projeleri de
temel hedef ve amaçları olduğunu iddia ettikleri kentleri daha
yaşanır kılma ilkesi doğrultusunda desteklenmelidir.



Ancak; Kentsel dönüşüm/yenileme alanı
olarak belirlenen bölgelerde yaşayan herkesimde ki insanları
korumayan, gözetmeyen hatta bu alanlarda yaşayan insanlarımızı;
barınma ihlalleri,yerinden etme gibi mağduriyetleri üreten
projeleri uygulamak ne sosyal demokrasi, ne katılımcı anlayış ne
de insan hakları anlayışına uygun değildir. Bu tür projeler
sosyal, kültürel, ekonomik, toplumsal ve çevresel yaşam alanları
ile birlikte bir bütün olarak ele alınmalıdır. Kentsel
politikalarımızda temel ilkemiz kamu yararı, kamu hizmeti ve
sosyal adalet olmalıdır. Ne yazık ki daha önce yapılan
uygulamalarda, mahalle ölçeğinde hazırlanan kentsel dönüşüm
projeleri mevcut toplumsal ve çevresel dokuyu zarar veren ve yeni
çevresel sorunlara sebep olan sonuçlar üretmektedir.



Mahalle bazında bakıldığında hak
sahibi olmayanlar,hak sahibi olan ama ortaya çıkan maliyetleri
karşılayamayanlar, kiracılar vb gönülsüz olarak bu alanları
terk edecek veya yeni yaşam alanlarına uyum sağlayamayarak tekrar
eski yaşam şekline dönmek istemeleri sebebiyle, başka bir alanda
tekrar yeni gecekondu bölgeleri oluşturacaklardır. Sonuçta
sınıfsal ve mekansal ayrıştırmanın olumsuz tepkileri ile
beraber yeni toplumsal sorunlarımız olacaktır.


Herkesin yaşadığı şehir
sınırlarında,altyapısı olan bir ev, kirlilikten arınmış temiz
çevre, imarlı düzgün alanlar, yeşil alanlar, dinlenme yerleri,
ulaşım olanakları, eğitim, sağlık hizmetleri gibi olanaklara
sahip olma hakkı vardır. Barınma, yerleşme ve konut hakkı temel
haklardandır. Barınma hakkı sosyal devletin güvence altına
alması gereken haklardan biridir. Bu nedenle kentsel
dönüşüm/yenileme uygulamalarında; projelerin hayata geçirildiği
alanlarda yaşayan halkın ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran,
halkın katılımıyla planlar hazırlanmalı, projenin uygulama
sürecinde ortaya çıkabilecek her türlü mağduriyetin,
adaletsizliğin çözümüne yönelik önlemlerin alınması gerekir.