

Hicri takvimin başlangıcı olan Muharrem ayının 10. günü Dünya Müslümanlarının yüreğinin dağlandığı ve İnsanoğlunun İktidar hırsı uğruna ne denli vahşileşebildiğinin kanıtlandığı Kerbela faciasının yıldönümüdür.
İnsanlık tarihinin en unutulmaz ve tarif edilemez acılarından birinin yaşandığı ve Rahmet Peygamberinin torunlarının,ne yazık ki yine ona iman ettiğini iddia eden Müslümanlarca katledildiği faciayı irdelemeden önce Kerbela vakasına gelinceye kadar yaşanan süreci incelememiz yararlı olacaktır.
İslam’dan önceki yıllarda da Mekke’de büyük bir güce sahip olan Kureyş kabilesi şehrin idaresinde söz sahibi ve büyük bir etkinliğe sahiptir.Mekke’nin yönetiminde her zaman etkin olan bu kabilenin en büyük iki ailesi olan Haşimoğulları ve Ümeyyeoğulları arasında sürekli bir iktidar savaşı süregelmiştir.
Haşimoğulları ailesinden olan Hz. Muhammed’e (a.s) peygamberlik müjdesi geldiğinde liderlik mücadelesinde geride kaldıklarını düşünen Ümeyyeoğulları, Hz. Peygambere ve onun davetine karşı çok sert muhalefet etmiş ve toplumu Müslümanlara karşı kışkırtmıştır. Ümeyyeoğulları’nın lideri konumunda bulunan Ebu Süfyan, eşi Hind’le birlikte Mekkeli Müslümanlara akıl almaz işkence ve ambargoları uygulayan müşriklerin önde gelenleri arasında yer almışlardır.
Mekkeli müşriklerle yapılan savaşlarda,erkekler ile birlikte savaşan Ebu Süfyan’ın hanımı Hind, Hz. Peygamber’in amcası “Şehitlerin Efendisi ”Hz. Hamza’yı, kölesi Vahşi’ye öldürtmüş ve ciğerlerini sökerek çiğnemesi ile tarihe geçmiştir.
Müslümanların Hz. Peygamber Kumandasında Mekke’yi kuşatmaları sonucunda İslamı kabul etmekten başka seçeneği kalmadığını gören Ebu Süfyan ve ailesi, İslamı kabul ederek Müslüman olmuşlardır. Hz. Peygamber’de kan dökmeden Mekke’yi fethetmek ve Ebu Süfyan’ı onore etmek amacı ile “Ebu Süfyan’ın evine sığınan güvende olacaktır” buyurmuştur.
Ebu Süfyan’ın Müslüman olması ile birlikte küllenmiş gibi gözüken,Haşimoğulları ve Ümeyyeoğulları arasındaki iktidar mücadelesi Hz. Ali’nin Hilafet makamına geçmesi ile birlikte Şam Valisi Muaviye’nin Hz. Osman’ın katillerinin bulunmamasını bahane ederek, biat etmemesi ile birlikte tekrar gün yüzüne çıkmıştır.
İşte, İslam tarihinde fitne ateşinin yükselmesine ve Kerbela faciasının yaşanmasına neden olan Yezid, Ebu Süfyan’ın torunu ve Hz. Ali’ye isyan eden Muaviye’nin oğludur.
Süreci inceleyecek olursak;
Hz. Peygamber’in vefatı ile birlikte büyük bir şok yaşayan ve üzüntüden ne yapacaklarını şaşıran Müslümanların bir halife seçmesi gerektiği tartışmaları başlamış ve öyle ki; bu tartışma Ensar ve Muhacirler arasında bir kutuplaşmaya dönüşmeye başlamıştı. Yaygın olan anlayışa göre; Hz. Peygamber kimseyi halife olarak işaret etmediği için bir uzlaşma sağlanamamıştır. Bu tehlikeyi gören Hz. Ömer, Hz. Peygamber’in en yakın arkadaşı olan ve sadakat simgesi olarak adlandırılan Hz. Ebubekir-i Sıddık’ın elini kaldırarak, kendisine biat etmiş ve orda bulunan herkes onu izleyerek, Hz. Ebubekir’i halife olarak seçmiştir.
Bu arada ailesi ile birlikte Hz. Peygamber’in defin işleri ile ilgilenen ve orda bulunmayan, Hz. Ali kendisinin gıyabında böyle bir kararın alınmasından duyduğu rahatsızlığı göstermiş ve bu nedenle Hz. Fatıma’nın vefatından sonra, yani yaklaşık altı ay sonra Hz. Ebubekir’e biat etmiştir. Bunun da Peygamberler maddi miras bırakmazlar görüşü ile Hz. Ebubekir’in Fedek hurmalıklarını Beytülmal’e devretmesi ve Hz. Fatıma’nın bu uygulamaya tepki gösterdiği şeklinde yorumlanmaktadır.
Gerek Hz. Ebubekir, gerekse Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın halifelikleri döneminde halifelerin akıl danıştığı ve ilminden yararlandığı bir konumda bulunan Hz. Ali tüm gücü ile toplumda fitne ve kargaşa yaratılmaması ve toplumsal barışın sağlanması için evlatları ile birlikte çaba göstermiştir. Hz. Osman’ın halife olması ile birlikte, merhameti ve yakınlarına olan ilgisinin yanı sıra yakınları olan Ümeyyeoğulları’nın bu merhamet ve yakınlığı istismar etmeleri toplumda infiale sebebiyet vermiş, anarşi ve kaos ortamı oluşmasına neden olmuştur. Hz. Ali, çocukları ile birlikte tüm çabalarına rağmen, Hz. Osman’ın katledilmesine kadar varan olayları engellemeye çabalamışsa da engel olamamıştır.
Hz. Osman’ın bozguncu bir kitle tarafından adeta linç edilerek katledilmesinden sonra Müslümanlar. Hz. Ali’ye biat ederek kendisini halife olarak seçmişlerdir.Hz. Ali Halife seçildikten sonra yeni bir yönetim oluşturarak,valiler tayin etmiştir. Bu kapsamda Şam Valiliği’ne tayin ettiği kişi, Hz. Osman zamanında Şam Valiliğine atanmış olan Muaviye tarafından geri çevrilmiş ve Muaviye, Hz. Osman’ın katillerinin bulunması ve cezalandırılması bahanesi ile halifeyi tanımadığını ilan etmiş ve biat etmemiştir.
Böylece Kerbela faciasına giden yolda bir dönemeç daha geçilmiş ve adım adım faciaya doğru yaklaşılmış ve fitne ateşi yakılmıştır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: