Kişiselleştirilmiş Tedavinin Anahtarı: Moleküler Patolojik Tanı

Bilimsel etkinlik Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Okulu etkinliklerinin 16.sı olarak 19 Haziran 2017'de İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi binası kırmızı amfide gerçekleştirilecek. Temel moleküler patolojik yöntemlerin tanıtılmasının ardından, hastalara  sunulacak tanıda ve araştırmalarda moleküler patoloji uygulamalarına yer verilecek.

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı başkanı Prof Dr Sülen Sarıoğlu, hasta tedavisini belirleyen tanısal işlemler arasında çok önemli rolü patolojik tanının oynadığını, bunun histokimya, immünhistokimya, immünflöresan gibi pek çok özel yöntem kullanılarak gerçekleştirildiğini, ancak günümüzde moleküler patoloji yöntemleri uygulamaları olmazsa, birçok durumda patolojik tanının yetersiz kalacağını vurguladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Patoloji Anabilim Dalı'nda kapsamlı moleküler patolojik incelemelerin gerçekleştirildiğini ve bu konudaki deneyimlerini genç meslektaşları ile paylaşmak istediklerini vurguladı.

Moleküler patoloji yöntemleri in situ hibridizasyon, polimeraz zincir reaksiyonu, sekanslama gibi farklı tanı aşamalarında uygulanan yöntemleri içeriyor. Özellikle kanserde kişiselleştirilmiş ve hedefe yönelik tedavilerin belirlenebilmesi için moleküler patoloji uygulamaları mutlaka gerekli. Buna ek olarak bazı hastalıkların tanısında ve gelişim mekanizmalarının belirlenmesinde bazen tek yöntem moleküler patoloji olabiliyor.

Prof Dr Sülen Sarıoğlu, hastalara doğru ve eksiksiz, en iyi tedavi seçimini sağlayacak patolojik tanıyı oluşturmanın tüm Anabilim Dalı doktorlarının ve tüm çalışanlarının öncelikli hedefi olduğunu, bunun için de Moleküler Patoloji uygulamalarına en üst düzeyde önem verdiklerini vurguladı. Ayrıca editörlüğünü üstlendiği, çevirmenlerinin çoğunu Dokuz Eylül Üniversitesi Patoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinin oluşturduğu, Moleküler Patoloji kitabını yayınladıklarını belirtti.  Türkiye'de bir ilk olma özelliği taşıyan kitabın orijinali, Cambridge Üniversitesi yayınları arasında 2016'da, Türkçesi ise O'Tıp Kitabevi'nden 2017 yılında basılmıştır.