Küçük Ahmet tedavi edilmezse ölecek
Afyonkarahisar’da mermer fabrikasında çalışan baba, bir tür kas hastalığına yakalanan 8 yaşındaki çocuğunu tedavi ettirmek için hastane hastane geziyor. Türkiye’de tedavisi olmayan hastalığın çaresini arayan baba "Yetkililerden ben maddi olarak hiç bir şey istemiyorum. Benim çocuğumu nerede tedavi ediliyorsa oraya götürüversinler bana yeter" dedi.
Yayınlanma :
10.04.2019 15:00


“Kardeşim gibi koşamıyorum ben diyor”
Anne Nuray Bostan, çocuğunun arkadaşları gibi koşup oynayamadığını ve bisiklet süremediği içinde çok üzüldüğünü belirterek, “Oğlumun biraz yürüme sıkıntısı var bacaklarında. Çocuğumun yürümesi için ilacı, tedavisi varsa başka yerlerde onlardan yardım istiyorum. İki seneye giriyor, iki senedir böyle çocuğum yürüyemiyor, bacaklarından rahatsız oluyor. İlk önce Eskişehir Osmangazi’ye götürdük, oradan İzmir Tepecik Hastanesi’ne götürdük. Ondan sonra geldik Afyon’a, ’Ankara var Ankara’ya götürün’ dediler. Ankara GATA’ya götürdük. İşte ilacı var ama buralarda değil, tedavisi yok diyorlar. Dış ülkelerde her halde var. Çocuğumun hapı, ilacı varsa ilaç istiyorum başka kimseden bir şey istemiyorum. Arkadaşlarıyla oynaşmaya çalışıyor ama onlar gibi fazla koşamıyor, onlar gibi bisiklet süremiyor ve onlara falan çok üzülüyor. Ağlıyor, çok ağlıyor, üzülüyor yapamıyorum ben, koşamıyorum diyor, kardeşim gibi koşamıyorum ben diyor. Onun için bizde üzülüyoruz” diye konuştu.
“Dediler ki bu çocuğun tedavisi yok. Ama sadece geciktirici, tamamen silme yok. Zaten silinmeyen bir hastalık”
Baba İsmail Bostan ise 4 çocuğundan biri olan oğlunu tedavi ettirmek için gösterdiği çabayı anlatarak nereye gittiyse bir sonuç alamadığını belirtti. Bostan, “İscehisar’da mermer fabrikasında çalışıyorum, asgari ücretle çalışıyorum. Bundan başka 3 tane daha çocuğum var. Bu 1. sınıf okula başladığında hocası buna ’hal ve hareketleri zayıf’ dedi. Ben bunu hastaneye götürdüm, orada MR çektirdim. Bize dediler bir şey yok, bu çocuk sağlam. Kan tahlili yaptılar onda da bir şey çıkmadı. Tekrar biz hocasına gittik, hocası dedi tamam bir şey yoksa. Aradan 1 hafta sonra tekrar bir daha düştü. Kafası kaşından itibaren komple yüzüldü. Yine işten geldim bunu hastaneye götürdüm getirdim. Öğretmen dedi siz bu çocuğu tedavi ettirmiyorsunuz. Ben bunu araştırma hastanesine götürdüm ve orada Deniz isminde bir doktor bizim bu hastalığın burada yapılamayacağı, İzmir Tepecik hastanesine sevk etti. Ben önce Eskişehir Osmangazi Araştırma ’ya gittim. Osmangazi’de bunu muayene ettiler 5-6 doktor heyet gibi. Kan tahlili verdik, bir ay sonra sonucun çıkacağını söylediler. Yemedim, içmedim İzmir’e götürdüm. İzmir’de benden aynı kan tahlilini bir daha istediler. Kan tahlilini yine aynı gün Afyon’a geldim gece otobüsle, aynı gün sabah da Eskişehir’e gittim. Oradan raporu aldım aynı gün tekrar İzmir’e gittim. İzmir’de bana dediler ki bu çocuğun tedavisi yok” dedi.
“12-13 yaşında yatalak olur, 20 yaşında da ölür dediler”
Doktorlar tarafından oğlunun tedavisinin Almanya’da olduğunun söylendiğini belirten Bostan, tedavi edilmezse 8 yaşındaki Ahmet’in 20 yaşına geldiğinde öleceğinin söylendiğini dile getirdi. Oğlu için aç kalmaya razı olduğunu belirten Baba İsmail Bostan şu ifadelere yer verdi:
“Yine benim için elvermiyor, Isparta’ya da götürdüm Süleyman Demirel Üniversitesi’ne orada da dediler bunun tedavisi yok. En son emekli olmuş bir milletvekilinin sayesine Ankara GATA’ya götürdüm seçimlerden 20 gün önce. Orada dediler buna su tedavisi uygulayacağız, yüzdüreceğiz. Peki, tedavisi var mı hocam? Tedavisi yok dediler. Nerede var? Almanya’da. Yani benim elimden gelen bu. Bir kırık arabam var, bir de kırık traktörüm. Onu satsam Almanya’ya götürür müyüm? Belki götürürüm ama tedavisi ettiremem. Bilmediğim yer. Yetkililerden ben maddi olarak hiç bir şey istemiyorum. Benim çocuğumun muayenesini yaptırıversinler, nerede tedavi ediliyorsa oraya götürüversinler bana yeter. Ben mahşer gününe kadar aç kalayım. Eğer tedavi edilmezse 12-13 yaşlarında yatalak olur, daha bu ağırlaşırsa 20 yaşında vefat eder dediler. O benim çok zoruma gidiyor. Yapacak bir şey yok, Rabbim kimseye evlat acısı yaşatmasın."
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: