Aksaray'dan yayın yapan yerel Kanal 68 TV'nin canlı yayınına konuk olan Kaşlı; emeklilerin ve memurların ek gelir elde etmek için devletten beklenti içinde olmamaları gerektiğini savundu.
80'li yıllarda hem okulda ders verip hem de mesai sonrasında ek işler yaparak geçimini sağlayan öğretmenleri örnek gösteren Kaşlı; "Mesela domates ekip satabilirler" dedi.
Kaşlı sözlerini şöyle sürdürdü:
Hükümet de samimiyetle, iyi niyetle uğraşıyor. 10 bin lira değil de 30 bin lira vermek ister tabii ki emeklimize. Niye kendine böyle bir cephe oluştursun ki? Yani bunu hükümet üyeleri de biliyor yani bu sıkıntıyı.
Ancak bir de gerçeğimiz var. Bütçemizin, ülkemizin, biraz önce söylediğimiz gerçekler var. Şimdi bu gerçeklerin ışığında da hareket etmek zorundayız. 10 bin lira emekli maaşının kirayla ya da başka işlerde karşılaştırıldığında az olduğunu biliyoruz. Amcak emekli sayısının da diğer ülkelere göre daha önceye göre çok fazla olduğunu da gözlemliyoruz. Daha önce yani dedelerimiz döneminde geçimini kendisi sağlayan insanlarımızın, torunları, çocukları olarak bugün biraz da biz de işte sigorta yatırdık devlet versin mantığıyla düşünülüyor. Bütün emekliler de 10 bin lira almıyor. 15.900.000 emeklinin yaklaşık 2.800.000'i yani son EYT'yle ve çiftçi Bağkur'uyla emekli olan emeklilerimiz bu şekil düşük maaş alıyor. Yani bir öğretmen emeklisi 25.000 lira ya da polis emeklisi diğer alanlarda memur emeklilerini maaşları bayağı 10 bin liranın üzerinde olduğunu bütün kamuoyu da biliyor ancak muhalefet bütün emekliler 10 bin lira alıyormuş gibi bir algı oluşturdu.
Bizim de bir şey yapmamız lazım. Domates mi yetiştiririz, su mu satarız, başka bir şey mi alıp satarız, yani ikinci bir ek iş. Daha önce hatırlıyorum, ben 80'li yıllarda öğretmen, okul bittikten sonra simit satıyordu, su satıyordu akşam yarayı veya mesai saatleri sonunda. Çünkü 100 lirayken öğretmenin maaşı 50 liralar gibi ev kirasıydı. Öyle bir dönemleri de yaşadık 80'li yıllarda. Onun için vatandaşımızdan da aile ekonomisine katkı sağlayacak bir şeyler bulmasını, uğraşmasını, zaman geçirmesi açısından sadece devletten beklemek yerine atalarımızın, dedelerimizin yaptığı gibi vatandaşın da üretime özellikle katkıda bulunması, bu sürecin, bu dönemin de geçici olduğunu yani birkaç yıla inşallah refahımızın çok daha yükseleceğine ben samimiyetle inanıyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: