Okulların açılmasına sayılı günler kala İzmir’de kırtasiye esnafı, beklenmedik ölçüde bir durgunluk yaşıyor.
İzmir Kitap ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Hulusi Demir hem esnaf hem de tüketicinin psikolojik ve ekonomik bir çıkmazda olduğunu belirtti.
Demir şunları söyledi:
"Beklemediğimiz oranda bir durgunlukla gidiyoruz. Şu anda, önümüzdeki hafta ayın 1’inde ilkokul 1’inci sınıflar ve anaokulları açılacak. 8’inde diğer ilkokul, ortaokul ve liseler açılacak. Hiçbir hareket yok. Bir çaba da yok insanlarda.
Herkesin morali bozuk. Esnafın morali bozuk. Tüketicinin de alım gücüyle ilgili, nakit para ya da diğer gelirleriyle ilgili ters giden bir durumu olduğu için herkes beklemede. Biz de hep beraber göreceğiz ne olacağını.
Geçmiş yıllara göre fiyatlarda çok afaki bir fiyat artışı yok. Zaten durgunluktan kaynaklı, fiyat artışı olsa bile esnafımız bunları fiyatlara doğrudan yansıtamıyor. Çünkü müşteride o fiyatları kaldıracak bir güç yok, alım gücü yok. Türkiye'de ne olduysa oldu.
'TÜM ÜRÜNLERİN FİYATI DÜŞÜKMÜŞ GİBİ BİR ALGI VAR'
Türkiye'deki enflasyonun psikolojisi, Türkiye'deki fiyat artışları, işte nakliye, akaryakıt ve enerji giderleri doğrudan fiyatlarımızı etkiliyor. Reel artış ne olduysa, bize de onlar oldu.
Zincir marketlerde satılan ve fiyata deklare edilen ürünlerin büyük bir bölümü, bir tek ürünün fiyatı düşük tutularak tüm ürünlerin fiyatları düşükmüş gibi bir algı oluşturuluyor.
Tüketiciyi biraz daha yanlış yönlendiren bir durum bu. Her haliyle, merdiven altı üreticilerin üretmiş olduğu ürünlerin satıldığı bir arena haline geldi. Satıldığı bir pazar haline geldi. Nihai tüketicilere, öğrenci velilerine ve öğrencilerimize şunu söylüyoruz: Oradaki ürünün kalitesine mutlaka baksınlar. Oradaki fiyatı karşılaştırmadan önce. Ondan sonra karar versinler."
'3 BİN TL YETMEDİ'
Artan masraflar nedeniyle kaliteden ödün vermek zorunda kaldıklarını ifade eden bir çocuk babası Hüseyin Işık, şöyle konuştu:
- "Bu yıl okul alışverişi için 3 bin TL’lik bir bütçe ayırdık. Ancak geçen seneye göre bu tutar yetmedi. Asgari ücret çok düşük olduğu için, çok alt seviyede kaldık. Kiralara bile yetişemiyoruz. Çocuklarımızın üst baş ve kıyafetlerini alamıyoruz.
- Sadece okul kıyafetini alabildik, onun dışında meyve, beslenme gibi ihtiyaçlarını hiçbir şekilde karşılayamıyoruz. Çocuklar okulda mağdur oluyor. Zaten kantin alışverişlerini karşılamamız mümkün değil. Geçen yıl çocuklar için günlük 50 TL bütçe ayırıyorduk, bu yıl bu miktar 100 TL’ye çıktı.
- Asgari ücretle bu mümkün değil. Ev kiraları 25 bin liraya ulaştı. Bu konuları Sayın Cumhurbaşkanımıza iletiyoruz. Mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor çünkü bu şekilde sürdüremiyoruz. Bütçemizi ayıramıyoruz.
- Genelde artık kaliteye bakmıyoruz. Kalite bizim için en son aşamada kaldı. Yetişemediğimiz için en düşük bütçeli, en ucuz ürün neyse ona yöneliyoruz. Ona adapte olmaya çalışıyoruz, onu almaya çalışıyoruz."
'6 BİN TL'YE YAKIN BİR MASRAF ÇIKIYOR'
Fiyatların çok yüksek olmasından dert yakınan Işık, şunları anlattı:
- “Bu yıl geçen seneye göre fiyatlar çok daha yüksek. Önümüzdeki sene için artık çocukları okula bile gönderemeyecek duruma geldik. Özel okulları zaten bıraktık. Artık devlet okulları bile ücret talep ediyor. İlk kayıt aşamasında bile kırtasiye ürünlerini biz karşılıyoruz.
- Neymiş? A4 kağıdı, fotoğraf parası, fotokopi ücreti… Devlet okuluna yazdırıyoruz ama yine ücret ödüyoruz. 6 bin liraya yakın bir masraf çıkıyor. Okul müdürleri bu ücretleri neden istiyor, bilmiyoruz. Öğretmenler bile devletin verdiği kitapları yeterli bulmuyor, farklı kitaplar istiyor.
- Madem farklı kitaplar istiyorsunuz, devletin verdiği kitapları kaldırın. Devletin bastığı kitaplar ve defterler hiçbir işe yaramıyor. Onun yerine, öğrenci okutan ailelere doğrudan maddi destek verilmesini istiyoruz. Devlet, o kitap ve defterleri basmak yerine, o parayı ailelere versin. Bu şekilde bizim için çok daha iyi olur."
'4 BİN TL GİDER DİYE DÜŞÜNÜYORUM'
Geçen yıla oranla fiyatlarda yüksek bir artış olduğunu dile getiren veli Gurbet Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
"Büyük ihtimalle 4 bin TL gider diye düşünüyorum ama liste elimize geçince öyle olmuyor tabii ki. Bence 3 katı, hatta 4 katı fark var. Çünkü bir kalemtıraş bile 100 lira artık. Şimdi çocuklarımız Z kuşağı oldukları için daha farklı şeyler dikkatlerini çekiyor.
Bu sefer ne oluyor? Kırtasiye ürünlerinde de fiyat artışı oluyor. Örneğin, oyuncak figürlü bir ürün oluyor; dikkat çekiyor. Bu da maliyeti artırıyor. Tabii ki önceliğimiz sağlık.
Kalite tabii ki önemli ama en önemlisi sağlık. Ucuza satılan ürünlerde neler yaşanıyor görüyoruz; kantinlerde bile bazı ürünler satılıyor ve bu durum zehirlenmelere kadar gidebiliyor. Sağlık her şeyden önemli."
'İŞ LİMON SATMAYA GİDİYOR'
Birden fazla çocuğu olanlar için durumun daha zor olduğunu aktaran Yıldırım, “Onlar için durum çok daha zor tabii ki. Allah yardımcıları olsun. Bu bütçeyle, bu enflasyonla gerçekten çok zor. Asgari ücretle geçinen bir ailenin çocuğuna rahatça kırtasiye ürünü alması mümkün değil. Ancak ek iş yaparsa belki… Artık limon satmaya kadar gidiyor bu işler. Yani mendil satacak, limon satacak… Öyle bir noktaya geldik maalesef. Yoksa asla zannetmiyorum ki bir aile tek maaşla bu süreci rahat atlatabilsin. Zor, gerçekten çok zor. Allah yardımcımız olsun” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: