Youtube kanalı üzerinden gündemi değerlendiren gazeteciler, Ahmet Nesin ve Serdar öztürk, yaşanan otel faciası sonrası konuştu.Ahmet Nesin, "Türkiye'de olan bir olayda çoğunluğun hemfikir bir konu şimdiye kadar gördün mü? Bütün Türkiye'nin hem fikir olması gibi bir şey yok ama öyle bir konu vardır ki. Örneğin sel felaketi. Senin elinde değildir. Ama sonuçlarının nasıl olacağı senin elindedir. Bu sadece o günkü iktidarın elinde de değildir. İktidarın dışındaki belediyenin elindedir. İktidarın dışındaki kurumların elindedir. Suçlu tek başına her zaman iktidar değildir. Suçlu her zaman belediye değildir. Herkeste bir suç, bir pay vardır. Ama bizde öyle değil değil mi? Herkes kendini aklayıp karşısındakini suçlayarak sonuç elde etmeye çalışıyor halk da buna alışmış. Halk da aynı şekilde gidiyor" dedi."Elbette sel olmasını önlemek bizim elimizde değil ama sel yatağına ev yapmamak bizim elimizde. Yangın oluşmasını engellemek elimizde değil ama o yangının insan canına zarar vermemesini önlemek için tedbir almak elimizde. Yoksa bu işler sen mi yaptın ben mi yaptım noktasında kalıyor. Orada da herkes kendi tarafını tutuyor. Herkes kendi mahallesine bakıyor. Bir şey çıkmıyor. Sonuçta sıfıra sıfır oluyor. Ama 20 senedir aşağı yukarı Soma maden kazasından, başka yerlerdeki maden kazalarından Aladağ'daki yurt yangınından hep aynı şeyleri yaşadık. Benzeri olaylarda benzeri tepkilerle karşılaştık. Herkes kendi mahallesinden baktığı için kendi mahallesindekini haklı görüyor. Hiç kimse insan öldüğünü düşünmüyor. Kötü olan kısmı insanın değeri yok. Değeri olmayınca da insana dair bir cümle kurmuyor cümle. Herkes kendi tarafından baktığı yerde sonuçta da bu işler herhangi bir şeyle sonuçlanmıyor" dedi.Nesin, "Para insanın önüne geçmiş çünkü" derken Öztürk, "Kişilerin değil devletin de burada zararı var. Devlet bir taraftan vergi alamıyor. Vergi alamadığı yere teşvik veriyor. Son üç yıldır hiç vergi vermemişsiniz. Tam tersine vatandaşların ödediği vergilerden bütçeden devlet size teşvik vermiş. Keşke o teşviki yangına karşı önlem, duman dedektörü, yangın merdiveni kurmak olarak yangın söndürücü olarak keşke geri dönseydi de insanlar bu duruma gelmeseydi. Ama biz bunlardan da siyasi bir tartışma konusu yaratıp mahalleyi ikiye böldük. Ve herkes kendi mahallesinden karşı tarafa taş atıyor. Bunu aslında uzun zaman önce söylemiştik. Toplumu karpuz gibi ikiye böldüler. Çünkü bölünmüş toplum işlerine geliyor. Böylelikle siyaset yapacak zemin buluyorlar diye. Burada da öyle aslında siyaset yapabilmek adına toplumu bölüp insan hayatı üzerinden kirli denebilir mi bence kirli bir siyaset yürütmeye çalışıyorlar. Halbuki herkes suçlu. Hepimiz suçluyuz. Biz de çoğu zaman bir yere konaklamak için gittiğimizde burası yasalara ve yönetmeliklere uygun mu değil mi bakmıyoruz. İlgilenmiyoruz bile. Alıyoruz anahtarımızı çıkıyoruz. Konaklıyoruz. Bizim de vatandaş olarak masum olduğumuz söylenemez. Zaten böyle kutuplaşmış toplumlarda bir diğerine anlatmak da zor" şeklinde konuştu.Nesin ise "Kalacağım otelin önlemlerine bakmak beni paranoyaya itmez mi? O zaman hiçbir şeyden memnun olmama... Eksik üstüne eksik aramaya başlamaz mıyım? Hepsini dağarcığıma monte etmek zorunda kalmaz mıyım? Taksiye bindim 'Ecza dolabınız varmı, yangın söndürme aletiniz var mı?' ne kadar çalışıyor. Kaza geçirdik. Aspirin. Bu benim işim mi? Bu bana öğretilmemeli. Bunu yapacak insan niteliğinde insan yetiştirmemiz gerekmiyor mu? Hep bunun eksikliği mi? Biz birtakım şeyleri hak etmiyor muyuz? Bu kadar eğitilmemiş, demokrasiden hiç nasibini almamış bir toplum acaba partili sistemi hak ediyor mu?" diye sorguladı.Nesin'e hak veren Öztürk ise "Aslında doğrusu sizin dediğiniz. Sonuçta sadece bu konaklamak için değil bir taksiye bindiğinizde restorana, kafeye oturduğunuzda da aynı şey söz konusu. Ben burada güvende miyim? Sorusunu insan kendi kendine sormaması gerekiyor. Eğer bir devlet varsa ortada o devletin bütün bu tedbirleri vatandaşı olarak benim canımı koruyacak şekilde tedbirleri almış olması gerekiyor. Devlet bu hizmetleri vermek için benden vergi alıyor. Aldığı vergilerin nedeni o. Bana yaşamla ilgili birtakım kolaylaştırıcı önlemler sunması gerekiyor. Eğer burası açılmışsa, ruhsat almışsa demek ki, yasaların kuralların istediği herşeyi yerine getiriyor diye düşünmemiz lazım. Bu gönül rahatlığıyla gidip bir restoranda kafede oturmamız lazım. Yada otelde konaklamamız lazım. Yada bir taksiye gönül rahatlığıyla binmemiz lazım" dedi.Bunun üzerine Ahmet Nesin de "Taksinin plakasının sahte olup olmadığını bilmiyorum daha" diye çıkışınca Öztürk de "Aslında toplumdaki dolayısıyla devletteki çürümüşlüğü gösterir. Bence bütün kavganın çıkış nedeni aslında bu acaba devleti yönetenler mi çürük yoksa yerel yönetimler mi daha çürük. Halkın şöyle demesi lazım. Hepiniz birbirinizden çürüksünüz. Çünkü sonuçta hiçbir şey insan hayatından önemli değil. Ama birkaç saat içinde 80'e yakın yurttaş bir ihmal yüzünden, vurdumduymazlık, görevini yerine getirmeme yüzünden hayatını kaybediyorsa o zaman doğal olarak hepsinin suçlu olması lazım" şeklinde konuştu.
İZMİR
Yayınlanma: 27 Ocak 2025 - 21:59
Öztürk, "80'e yakın yurttaş bir ihmal yüzünden hayatını kaybediyorsa hepsinin suçlu olması lazım"
Gazeteciler Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, Bolu'daki otel yangınında vatandaşların hayatını kaybetmesine ilişkin süreci konuştu.
İZMİR
27 Ocak 2025 - 21:59