Öztürk: Eğer bu medya düzeni devam ederse daha kötü olaylar da yaşarız
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na düzenlenen saldırıya ilişkin olarak "Eğer bu medya düzeni devam ederse, eğer bu üslup ve bu yayınlar sürerse, kızgın demirin soğutulması mümkün olmayacağı gibi, daha kötü olaylar da yaşarız" dedi.
Yayınlanma :
23.04.2019 09:18


Öztürk, şöyle devam etti:
"Ve bu partinin lideri bir suçluymuş gibi, düşmanmış gibi birileri tarafından darp edildi, saldırıya uğradı ve sonra da linç edilmek istendi.
Hiçbir şekilde kabul edilemez, hiçbir şekilde hafifletilemez ve üstü örtülemez bir suçtur bu.
Savcılığın açtığı soruşturma, güvenlik birimlerinin incelemeleri olayın hukuki ve kriminal boyutunu ortaya çıkaracaktır. Burası ayrı.
Bu olayın yaşanmasına neden olan nedenlere bakalım.
YÜKSEKTEN ATILAN TAŞ AŞAĞI İNDİKÇE AĞIRLIĞI ARTAR
Gergin bir siyasi ortamdan çıktık. Bu gerginliğin etkisi İstanbul’da hala devam ediyor. Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yapılmış olağan üstü iptal başvurunun sonucu belli olmadığı için gerilim hala devam ediyor.
Ekrem İmamoğlu’nun yediği yemekten verdiği talimata kadar her hareketi, her kararı, her yaptığı mercek altında, medyada büyütüldükçe büyütülüyor..
Sonunda PKK terörünün şehit ettiği askerlerimizin suçu da ona yıkıldı bir manşetle. Akla zarar.
Uzun zamandır siyasetin ve medyanın kullandığı dil üzerine yazılar yazıyoruz. Az sayıda kalmış köşe yazarları, aydınlar ve siyasetçiler seçimden önce ve sonra kullanılan bu dilin sorunlu olduğunu, gerginliği arttırdığını, kutuplaşma ve ayrışmayı körüklediğini söylüyordu.
Bunun şiddeti ve öfkeyi beslediği aşikardı.Yüksekten atılan bir taş, aşağı doğru indikçe ağırlığı artar. Siyasetin en tepesinden söylenmiş bir söz, tabana indikçe şiddeti ve ağırlığı çoğalır. Ülkenin ana muhalefet partisini, onun seçilmiş liderlerini, belediye başkanlarını terör örgütleriyle özdeşleştirmek siyasi liderler için sadece retorik olsa da, tabana indikçe bu şiddete doğru evrilir. Sonunda ana muhalefet liderini linç etme girişimine kadar varır.
Daha ne olacaktı? Bundan daha önemli bir uyarı olabilir mi? Allah korusun bunun ilerisini konuşmak bile istemeyiz.
KIZGIN DEMİRİ BİRİLERİ SOĞUTMAK İSTEMİYOR SANKİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ’dönem kızgın demiri soğutma, birlik ve beraberliği yeniden perçinleme dönemidir’ demesine rağmen, birilerinin bu demiri soğutmamak için direndiği de aşikar. Özellikle medyanın ve onun türevlerinin etkisi altında olan sosyal medyanın bitmeyen nefret ve ötekileştirme yayınları artık herkesi usandırdı.
AK Parti’yi destekleyen bu medyanın ve onun sosyal medya fenomenlerinin yaptığı her şey, AK Parti hanesine yazılıyor. AK Parti yöneticilerinin bunun farkında olmaması mümkün değil. Neden müdahale etmiyorlar? İşte orasını hala aklım almıyor.
Eğer bu medya düzeni devam ederse, eğer bu üslup ve bu yayınlar sürerse, kızgın demirin soğutulması mümkün olmayacağı gibi, daha kötü olaylar da yaşarız.
AK PARTİ HER ALANDA DEMİRİ SOĞUTMAK İÇİN MÜDAHALE ETMELİ
Saldırıya adı karışan Osman Sarıgün AK Parti üyesi çıkıtı ve kesin ihraç istemiyle disipline sevk edildi. Kılıçdaroğlu’na saldırı sonrası AK Partili yöneticilerin yaptığı açıklamalar biraz olsun bize umut verdi. Hepsi saldırıyı kınadı. Hepsi ‘ama’ demeden bu olayı lanetledi. Demek ki, saldırıyı alkışlayan, teşvik eden, ‘oraya gidip milleti tahrik ettin diyen’ kötü niyetli, trol kafalı bir kısım medya mensuplarıyla aynı fikirde değiller.Umuyorum ki bu retorik olarak kalmaz ve demiri soğutma fikir medyadan ve bazı siyasetçilerden başlayarak tabana kadar iner.
Kılıdaroğlu’na saldırıdan sonra Türkiye’nin en deneyimli siyasetçisi Bahçeli’den daha iyi bir açıklama beklediğimi belirtmeliyim. Sözleri herkesi şaşırttı. Kılıçdaroğlu eski ortağı ve ülkenin ana muhalefet lideri. Bahçeli her ne kadar saldırıyı kabul edilemez bulduğunu, sonuna kadar araştırılması gerektiğini söylediyse de sonraki cümleleri bu iyi temennileri zedeledi:
‘O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu? Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tatile çıkması lazım’.
Bunlar linç girişimine uğrayan ve darp edilen birine söylenmemesi gereken sözler.
ÜLKENİN BEKA SORUNU VARSA HERKESE İHTİYACIMIZ VAR
Beka sorunu olan bir ülkenin, o ülkede yaşayan her ferde ihtiyacı vardır. Hele hele ana muhalefet partisine ve ona oy veren milyonlarca insana daha çok ihtiyacı vardır.
Hepimiz, her vatan evladı beka sorunu olan ülkede siperde yer alamaya, düşmana karşı saf tutmaya hazırdır.
Lakin saf tutmamızı, kol kola girmemizi, yan yana gelmemizi ısrarla istemeyen bir dil, yayın, üslup ve politika izlenmesi açıklanabilir bir durum değil.
Seçim bitti. Önümüzde 4,5 yıl kesintisiz bir süre var. Normalleşelim, sakinleşelim, kızgın demiri soğutalım. Başta ekonomi, ne sorun varsa, bunu düzeltmek için çaba göstermek gerek. Aksi taktirde AK Parti için 2023 bile tehlikeye girebilir."
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: