Gazeteciler Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, İYİ Parti’ye genel başkan adayı olan Günay Kodaz’ın 2 oy almasına dikkat çekti. Koray Aydın’ın ilk turda 472 oy aldığını, Müsavat Dervişoğlu 370, Mehmet Tolga Akalın 327 oy aldığını ifade eden Serdar Öztürk, “İkinci turda 570 oy alınca Musavat Dervişoğlu belliydi artık. Koray Aydın’ın kazanma şansının olmadığı çünkü onun 470-475 arasında oy oynayacağı belliydi. Zaten Tolga Akalın’ın ve ona destek verenlerin büyük bir çoğunluğu iki ve üçüncü turda Dervişoğlu’nu desteklemişler ki 611’e çıktı. Bu bana birlikte girdikleri MHP kongresini hatırlatıyor” dedi.
Alparslan Türkeş sonrası MHP’nin 1. Kongresinde Tuğrul Türkeş’in en fazla oy aldığını Devlet Bahçeli’nin ikinci çıktığını hatırlatan Ahmet Nesin, “Arkasından kavga çıkıyor. Zaten ikinci tura geçeceği için ikinci tur üç hafta sonra. İşler değişiyor. Adayların çoğu Devlet Bahçeli’ye geçiyor. Tuğrul Türkeş de yükseltiyor oyunu ama Türkeş yerine Bahçeli seçiliyor. Gelenek mi? Bilerek mi yapıyorlar acaba?” diye sordu.
Böyle bir gelenek olabileceğini söyleyen Serdar Öztürk, “Bu İYİ Parti’nin kurultayı MHP’yi de rahatlatmıştı. Bir haftadır sık sık üstüne vurgu yapılan ülkücü kökenli denilen o kitleyi de rahatlatmıştır. O ülkücü kökenli kitle Bahçeli’den sonra ne olacak diye düşünüyordu. Ne olacağı aşağı yukarı renklendi gibi. Eğer bu gidiş merkez sağı kapsayacak yada merkez sağa yerleşecek bir partiye dönüşemezse İYİ Parti muhtemelen önümüzdeki dönemde MHP ile bir ittifak yapma olasılığı gündeme gelir. Aynı çatının altında Bahçeli’den sonra MHP’de ne olacağı yeni lideri kim olacağı konusunda bir fikir vermiştir ülkücü camiaya diye düşünüyorum. En azından Musavat Dervişoğlu o mesajı verdi diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Nesin, böyle bir süreçte parti birleşmesinin olup olmayacağını sordu. Öztürk ise “Benim tanıdığım Dervişoğlu çok Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yüzde 100 uyumlu çalışacak biri değil. Bu güne kadar taşıdığı siyasi çizgide de pek böyle izlenim verdi. Bundan sonra olabilecek şey eğer İYİ Parti’yi merkeze oturtamazsa bir de genel idare kurulu seçimi yapıldı. Eğer o genel idare kurulundan önümüzdeki günlerde başkanlık divanı seçilecek. Dervişoğlu, öyle söylendiği gibi GİK’de ülkücü kökenlilere yer vermedi. Hatta Oktay Vural gibi partiye sonradan gelse de Meral Akşener tarafından teşkilatların emanet edildiği Dervişoğlu’nun da İzmir’den çok iyi tanıdığı Oktay Vural’ı GİK’e almadı. O yüzde hem böyle bir Ümit Özlale istifa etmişti. Ama bugün GİK’e seçildi. Ekonomi ve yerel yönetimlerle ilgili bir genel başkanlık yardımcılığı verilirse çok şaşırmam. Dengeleri koruyacaktır. Ben çok keskin bir siyaset izleyeceğini sanmıyorum. En son Ocak ayının sonunda yada Şubat ayının başında Ordu BB’nin açıklanması sırasında görüşmüştük. Eski siyasi duruşunu koruyor. Enver Yılmaz kazanamadı ama ciddi destek verdi. Aday olmasına da ciddi destek verdi. Ümit Özlale’nin aday olmasına da ciddi destek vermişti. Yani aslında bir ekibi var parti içinde. Zaten Enver Yımaz’ı GİK’e de almış. Yılmaz’ı da yerel yönetimlerle ilgili genel başkan yardımcılığı da verebilir. En azından A Takımda bu iki ismin olacağını düşünüyorum. Merkez sağı ötelemeden yada merkez sağ kökenli siyasetçileri ötelemeden bir başkanlık divanı oluşturacak ki benim tanıdığım Dervişoğlu buna yakındır. Dersini iyi çalışır. Erdoğan’a çok yakın bir isim değildir. Erdoğan’ın MHP’nin yerine İYİ Parti’yi konumlandırma fikri varsa bu Musavat Dervişoğlu üzerinden zor yürür. Her ne kadar Meral Akşener desteklediği falan söylense de Dervişoğlu’nun o kadar da çok Akşener’in çizgisinde gideceğini onun çizgisini devam ettireceğini düşünmüyorum. Kendine göre bir çizgi oluşturacaktır” diye konuştu.
Serdar Öztürk, Ahmet Nesin’in Akşener’in çizgisinin olup olmadığı yönündeki sorusuna ise “Altılı masadan kalktığı son oturması bunlar durup dururken ortaya çıkmış şeyler değil. Bunların bir neden sonuç ilişkisi vardı.” Dedi.
Akşener’in altılı masadan kalkışının GİK, MYK, MKYK’da tartışıp öyle karar alabileceğini söyleyen Ahmet Nesin, “Hemen hemen hiçbir parti seçimlere üç gün kala böyle bir karar almaz. Kimin aday olacağını seçmeye ilişkin böyle bir karar almaz. Ya çekilir. Ben bu millet ittifakından çekiliyorum Meral Akşener’i aday göstereceğiz der. Yada böyle üç yılın sonunda oluşmuş ürünü birden bire yok etmez. Meral Akşener böyle bir kararı tek başına almış olabilir mi?”
Akşener’in kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Öztürk, “Adaylık konuşulmaya başlandığı zaman Cumhurbaşkanlığı adaylığı Akşener çıktı dedi ki ben Cumhurbaşkanlığına aday değilim Başbakanlığa adayım dedi. GİK veya benzeri yerlerde enine boyuna tartışılmamış. O dönem konuştuğum kişiler şöyle demişti. Akşener burada bir hata yaptı. Çünkü ben Başbakanlığa adayım dediğiniz zaman bir başkasının yani bir başka adayın karşısına çıkmanız zor olur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına bir anda Akşener kendi çıkamadı. İstanbul veya Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarını karşısına sürdü. Üst üste gelen hataları yapan siyasi partinin lideri başkaları tarafından empoze edilmiş öylesine hatalı çıkışları yapar mı? Yoksa kendi içinde yaşadığı yada kendi kafasından kurguladığı bir senaryoyu mu hayata geçirdi diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Alparslan Türkeş sonrası MHP’nin 1. Kongresinde Tuğrul Türkeş’in en fazla oy aldığını Devlet Bahçeli’nin ikinci çıktığını hatırlatan Ahmet Nesin, “Arkasından kavga çıkıyor. Zaten ikinci tura geçeceği için ikinci tur üç hafta sonra. İşler değişiyor. Adayların çoğu Devlet Bahçeli’ye geçiyor. Tuğrul Türkeş de yükseltiyor oyunu ama Türkeş yerine Bahçeli seçiliyor. Gelenek mi? Bilerek mi yapıyorlar acaba?” diye sordu.
Böyle bir gelenek olabileceğini söyleyen Serdar Öztürk, “Bu İYİ Parti’nin kurultayı MHP’yi de rahatlatmıştı. Bir haftadır sık sık üstüne vurgu yapılan ülkücü kökenli denilen o kitleyi de rahatlatmıştır. O ülkücü kökenli kitle Bahçeli’den sonra ne olacak diye düşünüyordu. Ne olacağı aşağı yukarı renklendi gibi. Eğer bu gidiş merkez sağı kapsayacak yada merkez sağa yerleşecek bir partiye dönüşemezse İYİ Parti muhtemelen önümüzdeki dönemde MHP ile bir ittifak yapma olasılığı gündeme gelir. Aynı çatının altında Bahçeli’den sonra MHP’de ne olacağı yeni lideri kim olacağı konusunda bir fikir vermiştir ülkücü camiaya diye düşünüyorum. En azından Musavat Dervişoğlu o mesajı verdi diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Nesin, böyle bir süreçte parti birleşmesinin olup olmayacağını sordu. Öztürk ise “Benim tanıdığım Dervişoğlu çok Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yüzde 100 uyumlu çalışacak biri değil. Bu güne kadar taşıdığı siyasi çizgide de pek böyle izlenim verdi. Bundan sonra olabilecek şey eğer İYİ Parti’yi merkeze oturtamazsa bir de genel idare kurulu seçimi yapıldı. Eğer o genel idare kurulundan önümüzdeki günlerde başkanlık divanı seçilecek. Dervişoğlu, öyle söylendiği gibi GİK’de ülkücü kökenlilere yer vermedi. Hatta Oktay Vural gibi partiye sonradan gelse de Meral Akşener tarafından teşkilatların emanet edildiği Dervişoğlu’nun da İzmir’den çok iyi tanıdığı Oktay Vural’ı GİK’e almadı. O yüzde hem böyle bir Ümit Özlale istifa etmişti. Ama bugün GİK’e seçildi. Ekonomi ve yerel yönetimlerle ilgili bir genel başkanlık yardımcılığı verilirse çok şaşırmam. Dengeleri koruyacaktır. Ben çok keskin bir siyaset izleyeceğini sanmıyorum. En son Ocak ayının sonunda yada Şubat ayının başında Ordu BB’nin açıklanması sırasında görüşmüştük. Eski siyasi duruşunu koruyor. Enver Yılmaz kazanamadı ama ciddi destek verdi. Aday olmasına da ciddi destek verdi. Ümit Özlale’nin aday olmasına da ciddi destek vermişti. Yani aslında bir ekibi var parti içinde. Zaten Enver Yımaz’ı GİK’e de almış. Yılmaz’ı da yerel yönetimlerle ilgili genel başkan yardımcılığı da verebilir. En azından A Takımda bu iki ismin olacağını düşünüyorum. Merkez sağı ötelemeden yada merkez sağ kökenli siyasetçileri ötelemeden bir başkanlık divanı oluşturacak ki benim tanıdığım Dervişoğlu buna yakındır. Dersini iyi çalışır. Erdoğan’a çok yakın bir isim değildir. Erdoğan’ın MHP’nin yerine İYİ Parti’yi konumlandırma fikri varsa bu Musavat Dervişoğlu üzerinden zor yürür. Her ne kadar Meral Akşener desteklediği falan söylense de Dervişoğlu’nun o kadar da çok Akşener’in çizgisinde gideceğini onun çizgisini devam ettireceğini düşünmüyorum. Kendine göre bir çizgi oluşturacaktır” diye konuştu.
Serdar Öztürk, Ahmet Nesin’in Akşener’in çizgisinin olup olmadığı yönündeki sorusuna ise “Altılı masadan kalktığı son oturması bunlar durup dururken ortaya çıkmış şeyler değil. Bunların bir neden sonuç ilişkisi vardı.” Dedi.
Akşener’in altılı masadan kalkışının GİK, MYK, MKYK’da tartışıp öyle karar alabileceğini söyleyen Ahmet Nesin, “Hemen hemen hiçbir parti seçimlere üç gün kala böyle bir karar almaz. Kimin aday olacağını seçmeye ilişkin böyle bir karar almaz. Ya çekilir. Ben bu millet ittifakından çekiliyorum Meral Akşener’i aday göstereceğiz der. Yada böyle üç yılın sonunda oluşmuş ürünü birden bire yok etmez. Meral Akşener böyle bir kararı tek başına almış olabilir mi?”
Akşener’in kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Öztürk, “Adaylık konuşulmaya başlandığı zaman Cumhurbaşkanlığı adaylığı Akşener çıktı dedi ki ben Cumhurbaşkanlığına aday değilim Başbakanlığa adayım dedi. GİK veya benzeri yerlerde enine boyuna tartışılmamış. O dönem konuştuğum kişiler şöyle demişti. Akşener burada bir hata yaptı. Çünkü ben Başbakanlığa adayım dediğiniz zaman bir başkasının yani bir başka adayın karşısına çıkmanız zor olur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına bir anda Akşener kendi çıkamadı. İstanbul veya Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarını karşısına sürdü. Üst üste gelen hataları yapan siyasi partinin lideri başkaları tarafından empoze edilmiş öylesine hatalı çıkışları yapar mı? Yoksa kendi içinde yaşadığı yada kendi kafasından kurguladığı bir senaryoyu mu hayata geçirdi diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.