Ahmet Nesin’in Youtube kanalı üzerinden gündemi değerlendiren gazeteciler, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma süreci ve siyasi gelişmeleri konuştu.
“İki mahkemenin kararı birbiriyle ilginç şekilde çelişkili”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında bir iddiadan adli kontrol verilirken yolsuzluk iddialarından tutuklandığını hatırlatan Serdar Öztürk, “İki mahkeme kararı birbiriyle ilginç şekilde çelişkili. Yolsuzluk ilgili iddialardan tutuklama kararı verirken kent uzlaşısı tırnak içinde terör soruşturmasından adli kontrol şartı vermeleri tabii önemli bir detay. Çünkü böylelikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanma olasılığı ortadan kalktı” diye konuştu.
“İtirafçı olmanın birtakım şartları var”
Ahmet Nesin, “Şimdi ilginç şeyler var. Onlardan bir tanesi bu itirafçılar. İtirafçı olmanın birtakım şartları var. Terör örgütünden itirafçı olmak için terör örgütünün üyesi olmanız gerekiyor. Ya 10 yılla yargılanmanız gerekiyor. Yani öyle bir ceza suç işlemeniz gerekiyor itirafçı olarak. Ya terör örgütü üyesi olup iki yılla yargılanmanız gerekiyor. Böyle bir itirafçı yaratmışlar ki 10 yıldan terör örgütü üyesi olmak kabulüne kadar bunları kabul etmişler. İtirafçı ya da diğer adıyla gizli tanık. Pardon gizli tanık itirafçıdır. Gizli tanık olmak için.
“Gizli tanıklar bundan sonra çok tartışılacak”
Gizli tanık meselesinin çok tartışılacağını ifade eden Serdar Öztürk, “İşte bu gizli tanık meselesi çok tartışılacak öyle görünüyor Türkiye'de. Ama geldiğimiz noktada siz de okudunuz, ben de okudum. İşte hem iki dosyadan verdiği ifadeleri İmamoğlu'nun ben açıkçası her iki dosyadan da adli kontrol bekliyordum. Açıkça bunu söyleyeyim ama tutuklanma olasılığının da var olduğunu görüyordum. Demek ki İmamoğlu ile ilgili soruşturmanın içeriği bundan sonra çok tartışılacak. Özellikle gizli tanıklar çok tartışılacak. Yani bir şey söylemek zor şu anda” diye ifade etti.
“İmamoğlu bundan sonra nasıl serbest kalır serbest kalabilir mi? Bu en çok tartışılan şey olacak”
Ahmet Nesin, “Ercan saatçiyi bırakmışlar sanatçıya dokunmamışlar onun niye alındığını da bir anlayabilsem zaten” diye sordu. Öztürk de “Onun da şirketi üzerinden işte bu yolsuzluk soruşturması kapsamında alındığı söyleniyor. Yani iddialar önünde Medya A.Ş. üzerinde. Murat Ongun da zaten yönetim kurulu başkanı. Aynı zamanda İmamoğlu'nun danışmanı. O da tutuklandı. İstanbul Planlama Ajansı'nın başkanı İzmir'in eski Büyükşehir Genel Sekreteri Buğra Gökçe'de tutuklandı. Epey bir isim tutuklandı. Ama tutuklamaların çoğu dediğim gibi yolsuzluk soruşturması kapsamında. Bana göre sanki iktidar işi biraz siyasetten çıkarıp biraz daha yolsuzluk, ya bunlar yolsuzluk yaptı demeye getirecek öyle görünüyor. Çünkü Erdoğan'ın işte partisinin İstanbul Teşkilatı'nın iftar yemeğinde de yaptığı konuşmada en çok vurguladığı şey CHP'li yerel yönetimlerin bulaştıkları yolsuzluk iddiaları ile ilgiliydi. Kendi belediyelerinde uyardı bizde böyle şeyler olmayacak diye. Önümüzdeki günlerde göreceğiz ama yani İmamoğlu bundan sonra nasıl serbest kalır serbest kalabilir mi? Bu en çok tartışılan şey olacak. Bir de tabi İmamoğlu için bir temayül yoklaması vardı Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye genelinde. Hatta onun yanına ikinci bir sandık kurmuşlardı adına dayanışma sandığı dedikleri. Günlerdir şehirlerin, o kentlerin meydanlarını özellikle Saraçhane'yi dolduran kalabalıklar. Açılan iki soruşturmadan da tutuklama bekliyordum. Özellikle kent uzlaşısı yani terör üzerinden açılan duruşmada soruşturmada adli kontrol verilmesi beni şaşırttı açıkçası.” Dedi.
Ahmet Nesin, “Sanıyorum orada bir el devreye girdi” derken Öztürk ise “Yani olabilir tabii çünkü Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'un, dünyanın da sayılı şehirlerden birinin belediye başkanını tutukluyorsunuz. Şimdi bunu yurt dışında özellikle tırnak içinde söylüyorum. Terörle ilgili bir dosyadan tutukladığınız zaman açıklamak sıkıntı olur. Ama biraz yolsuzluk dediğiniz zaman dışarıdakiler de yani Türkiye'nin dışında da tepkiler biraz önlenebilir. Ya bir bakalım dosyaya diye bir duraksarlar gibi geliyor. Ama terörden de tutuklamış olsalardı o zaman tepkiler farklı olurdu diye düşünüyorum” dedi.
“MHP’ye yine aynı oyunu oynatılıyor”
Terörden tutuklandığında DEM hakkında soruşturma ve parti kapatma davası açılması şart olacağını söyleyen Nesin, “Kentsel uzlaşmayı sen terör eylemi içerisinde sayıyorsan kimden yaptın demeyin. O zaman DEM’i terör partisi olarak ilan edecekse ve anayasa mahkemesi işte. Cumhuriyet Başsavcısı falan filan bir şeyler yapacak. Dava açılacak. Bunu böyle bir dönemde PKK'yı bekleyen Devlet Bahçeli ve arkadaşları olduğu sürece ne yapamazlar? Benim dediğime geliyor mu acaba diye bir kafamda soru işareti var. Böyle bir davayı açacaklar mı? 2-3 ay sonra tahliye ve Ekrem İmamoğlu görevinin başına dönecek ama AK Parti ve Erdoğan ciddi bir şekilde bu sonuçlarla oy kaybetmiş olacak. Yani o hep söylüyorum şu anda o kadar her şey denk geliyor ki MHP'nin CHP'ye çok kızgınmış gibi tavırları falan filan. Aynı kızgın tavırlar birleşmeden önce Cumhur İttifakı öncesi MHP-AK Parti arasındaydı. MHP’ye yine aynı oyunu oynatılıyor. Buraya doğru gidecek ve Ekrem İmamoğlu 3 ay sonra 4 ay sonra koltuğuna geri dönecek. Esasında bir üçkağıt olmadığı, yani para anlamında olmadığı da ortaya çıkacak gibi geliyor. Hala ben bunların Erdoğan tarafından yapıldığına inanmıyorum çünkü bir insan son dönem bir daha seçilmek istiyorsa bunu kendisi engellemek için, arkadaşlar teveccühü yapmayın, bir daha başkan olmak istemiyorum dedim. Demek istiyorsan ancak bunları yapar. İstedikleri kadar bana soruşturma açsınlar ben söylüyorum. Bu kadar aptal olamaz diye düşünüyorum bu adamı. Ve çevresindekilerin yani bir kısmının zekasızlık ölçüsünü bilmeme rağmen yok ama yok bu kadar da olmaz diye düşünüyorum. Bana Erdoğan'a oynanan, Erdoğan'ı dışlamak için, Erdoğan'ı bitirmek için yapılan bir şey diye düşünüyorum. Çünkü bu hiç birisi sadece bu tutuklamalar, yaşantılar, soruşturmalar değil. Bahçeli'nin ilk Abdullah Öcalan açıklamasıyla beraber Erdoğan'ın sessizliği, Şamil Tayyar'ın ortaya çıkışı birinin haberi yoktu, birinin haberi vardı. Kavgaları etmeleri falan filan. Devlet Bahçeli yanındaki Mehmet Uçum’un anayasa açıklamaları her hafta ki bu son açıklama tam bir faşist açıklama gibi geldi” dedi.
“Açıklamaları CHP’yi SHP’nin İski dosyasındaki duruma düşürmek istiyor gibi”
“Kuşkusuz bu son açıklamadan yola çıkarak bir şeyler söylenebilir belki. Mehmet Uçum bir süredir yani biz de programlarımıza konu ediyoruz. Bu konuda ısrarlı olarak her hafta sonu bir yere getirmeye çalışıyordu. Getirdiği yer evet sizin dediğiniz gibi biraz böyle ırkçı faşizan bir anayasaya doğru getirdi bıraktı” diyen Öztürk, “Şimdi dikkat çekmek istediğim iki şey var. Yani belki sizin söylediklerinize çelişiyormuş gibi görünüyor olabilir ama. Birincisi Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanma gerekçesi. Yolsuzluk, tırnak içinde söylüyorum, dosyasından tutuklanma gerekçesi, kaçma şüphesi ve delil karartma şüphesi. Bu bir. Yani tutuklanma nedeni bu. İkincisi evet söyledikleriniz belki Erdoğan'a rağmen yapılıyor olurmuş gibi görünebilir ama ben dün akşam tam da bu kadar karmaşanın içinde partisinin İstanbul Teşkilatı'nın verdiği iftar yemeğine katılmasını, bu kadar soruşturmanın dibine girmesini söylüyorum. Orada yaptığı açıklamalar sanki Cumhuriyet Halk Partisi'ni bir dönem SHP’nin İski dosyasındaki duruma düşürmek istiyor yani CHP'nin desteğini düşürmek istiyor gibi hiç terörden falan söz etmeden büyük çoğunlukla konuşmasını yolsuzluk üzerine Erdoğan. Erdoğan'ın bu konuda çok söyleyecek sözü var mı önümüzdeki günlerde verilecek yanıtlarla göreceğiz ama... Şimdi ortada şöyle bir durum var. Bütün bunların Erdoğan'ın haberi olmadan yapıldığına dair birtakım görüşler var. Ama ben bu görüşlerin birçoğuna katılmıyorum. Erdoğan'ın bundan haberi olmasa bile dahil olduğu andan itibaren muhtemelen onayladı. Kendi lehine bir gelişme olarak gördüğü için. Yani Erdoğan bütün politikasını aslında çok uzun zamandır iki şeyin üzerine oturtuyor. Birisi CHP'nin iç karışıklığını körüklemek. Yani parti içindeki muhalefeti körüklemek. Cumhuriyet Halk Partisi hakkında açılmış üç yıllık 4 tane de ayrı soruşturma var. Her ne kadar Cuma günü Özgür Özel olağanüstü kurultay kararı alıp bunu savuşturduklarını söylese bile mahkemeden bu hafta içinde yani önümüzdeki hafta içinde bir çıkacak CHP'ye kayyum kararı Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde çok tartışma yaratır. Çünkü sonuçta Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihinde kayyum atan bir şey yoktur. Bir bunu düşünüyor Erdoğan yani siyaseten CHP'yi bir ya da birden fazla parçaya bölmeyi düşünüyor. İkincisi ise bizim gözden kaçırdığımız Erdoğan'ın ise bir süredir üstüne basa basa söylediği bu İstanbul'un rantı. Özellikle de Kanal İstanbul projesiyle beraber artan rantı. Şimdi Ekrem İmamoğlu görevinin başında olduğu sürece Erdoğan'ın bunu yapabilme şansı yoktu. İşte bir takım açılan mahkemeler, iptal edilen dosyalar, projeler. Bu yüzden Erdoğan bu konuda ciddi sıkıntılıydı çünkü İstanbul'un rantının ne kadar büyük olduğunu Erdoğan da dahil herkes biliyor. Ben konuşmasında o yüzden ikiye ayırdım. Ki kendisi de zaten aslında bilerek böyle yaptı bence. Bir Cumhuriyet Halk Partisi'nin parti olarak iç işlerini kaşımak İkincisi İstanbul Belediyesi'nin söylediğim gibi İSKİ skandalında olduğu gibi bir yolsuzluk batağıymış gibi göstermek. Bunu söylerken bir örnek de vereyim. Ekrem İmamoğlu daha gözaltına alınmış İfadeye bile çıkarılmamışken ne oldu? Birdenbire işte bu kreşler hakkında yeni bir soruşturma açıldığını öğrendik. Bunlar yarın kent lokantaları için ya da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin diğer sosyal hizmetleri için de. Bir soruşturma konusu edilecek gibi görünüyor. Ama dediğim gibi burada önemli olan Erdoğan'ın İstanbul'un rantı konusunda büyükşehirin önüne çıkardığı engelleri aşması burada uzlaşılabilir mi? Önümüzdeki günlerde belki bunu göreceğiz. Erdoğan'ın istediği rant projeleri çünkü her ne kadar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle geçirilse de ya da uygulanmaya konulsa da İstanbul Büyükşehir Belediyesi gidip dava açıyordu. O planları iptal ettiriyordu. Şimdi burada bir sanki böyle bir suçtan tutuklayıp diğer suçlar adli kontrol ile serbest bırakılması Erdoğan'ın talebinin dışında bir gelişmeymiş gibi geliyor bana. Yani bana kalsa Erdoğan ikisinden de tutuklanmasını istiyordu. Özellikle de terör suçundan” dedi.
Nesin ise “Peki terörden Erdoğan'ın dahli olduğunu düşünelim bütün bunlarda. O zaman dünkü konuşmada niye terörden hiç bahsetmiyorsunuz?” derken Öztürk de “İşte biraz o kuşkuları artırıyor ama Erdoğan iyice çıkmaza giren bana göre çünkü bir tarafta Erdoğan konuşurken yani bir iftar yemeyen de partisinin İstanbul'da konuşurken aynı zamanda DEM Parti'nin eş genel başkanı Tuncel Bakırhan da başka bir aslında tırnak içinde söylüyorum yandaş denilebilecek bir kanalda derdini anlatmaya çalışıyordu. Benim açıkçası çok sıkılarak seyrettiğim bir programdı çünkü nasıl dayandı. Nasıl programın sunucusuna yeter be kardeşim artık demedi diye epey sabırla dinledi ve hepsine bir yanıt vermeye uğraştı” dedi.