Gazeteciler Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, seçim sürecini değerlendirirken “Seçimi rüşvet, dolarlar mı belirleyecek?” sorusunu sordu.
Seçim sürecindeki mitingleri dinleyerek yayına hazırlandıklarını ifade eden Ahmet Nesin, “Bugünkü hiçbir şey söylemeyen muhteşem konuşmalarının ardından Murat Kurum ve Erdoğan’ın konuşmaları üzerinden nasıl karar verirsin?” diye sordu.
İstanbul’da Erdoğan’ın yerel söylemlerinin etkili olma ihtimalini vermediğini söyleyen Öztürk, “İstanbullu seçimlerde yerel bir takım söylemlere bakacaktır ama büyükşehirde politik davranacağını düşünüyorum. Özellikle İmamoğlu’na yönelik çok saldırgan konuşma bekliyordum. ‘Sizlere hizmet etmek için geliyoruz. Büyükelçilerle yemek yemeye gelmiyoruz’ sözlerinin dışında bir söz duymadım. Erdoğan neredeyse hiç değinmedi? Söylediği şeyler aslında yaptığı şeyler. Ayasofya, Çamlıca Kulesi, Yavuz Sultan Köprüsü gibi bir takım yatırımlardan söz etti. Erdoğan’ın İstanbul’a ait söyleyeceği pek sözü yok gibi görünüyor. Bu da ekonomik nedenlerden kaynaklandığını düşünüyorum. Daha geçen hafta sonunda Erdoğan hiç istemediği halde faizi artırmak durumunda kaldı. Faiz yüzde 50’lere dayandı. Erdoğan bir çıkmazın içinde öyle görünüyor. O çıkmazı aşabilmek için yerel yönetimlerde belki de Ankara’yı, İzmir zaten söz konusu bile değil. Bir de ona İstanbul’u ona eklemeyi istememek için böyle bir konuşma yapmış olabilir. İstanbul seçmeni büyükşehir adayını seçerken ülke politikasına bakarak karar verecek. Emekliler konusu, zamlar konusu, ulaşım İstanbul için çok önemli bir problem” dedi.
“Topu vatandaşa ve partililere attı”
Erdoğan’ın İstanbul mitinginde kapı kapı dolaşılması gerektiği yönündeki sözlerini hatırlatan Serdar Öztürk, “Bildiğim günde 2-3 araç değiştirip işe giden arkadaşlarım var. Günde 6 araç değiştirip işe gidip geliyorsanız bütçenize ciddi külfet demektir. Bunların daha değerli olacağını oy verirken özellikle büyükşehir için daha değerli olacağını düşünüyorum. Zaten Erdoğan bunu fark etmiş olacak ki bu tür konulara hiç girmedi. İmamoğlu’nu neredeyse hiç eleştirmedi. Bunun arkasında da oradaki kitleye verdiği son bir hafta kapı kapı dolaşın, ev ev dolaşın ikna edin cümlelerinin altında biraz topu vatandaşa ve partililere attı gibi geldi bana. Kaybedersek az çalıştınız, o kadar seçimi kaybetmezdik gibi bir gerekçeye sığınacak olabilir. Ama Erdoğan için İstanbul kaybedilmiş gibi göründü bana” ifadelerine yer verdi.
“Bana göre ilk defa Erdoğan büyükşehirleri tekrar kaybettiğinin farkında, üstün ekleneceklerden korkuyor ki” diyen Ahmet Nesin, “Urfa, Bursa, Ordu bunları kaybediyormuş gibi gözüküyor. AKP’den daha da eksilecek mi Erdoğan bunun farkında artık son dönemki Turgut Özal gibi kafasında var mıdır? Bilmiyorum acaba yeni parti kuracak gibi mi bilmiyorum.” Dedi.
“Karadeniz’de, İç Anadolu’da Erdoğan’ın seçim kaybedeceğini düşünmeyenlerdenim”
Bursa’da Erdoğan’ın çok sıkıntıda olduğu şeklinde o kadar da kötü olmadığı yönünde gazetecilerin analizler yaptığını ifade eden Serdar Öztürk, “Ordu’da özellikle İYİ Parti’nin çok bir etkinlik göstereceğini sanmıyorum. Erdoğan’ın Karadeniz’de seçim kaybedeceğini düşünmüyorum. Urfa’nın şahıstan kaynaklı durum var. İki gün önce bir video seyrettim. Hatay’da Lütfü Savaş’ı kürsüden indirdiler. Belediye başkanını kürsüden indirdiler. Malatya söyleniyor ama ben çok ihtimal vermiyorum. 31 Mart akşamı Erdoğan’ın İstanbul için Ankara için üzülebileceğini ama genelde çok üzüleceğini düşünenlerden değilim. Erdoğan sanki mevcut iktidarını koruyacak en azından bir erken seçime zorlayacak bir sonuçla çıkmayacağını düşünüyorum. O rahatlığı yüzünde gördüm. Son iki konuşmalarına bakarak Erdoğan şu anda kafasında anayasa takıntısı var. Yerel seçimler yarın yapılsa razı gibi geliyor. Hemen kurtulma gibi bir düşüncesi var. Çok kaybedeceğini düşünmeyenlerdenim” diye konuştu.
Erdoğan’ın boşvermiş havasına girdiğini öne süren Ahmet Nesin, “Havaalanındaki mitingi 1,5 milyon insan vardı. 650 bin kişi, iki ile çarpsan bir önceki kişi kadar insan yok” dedi.
“Erdoğan’ın kafasındaki plan iktidarını devam ettirmek”
Önceki programlara atıfta bulunan Serdar Öztürk, “Bu hafta Rusya’daki saldırı var. Dünya siyasetinin gittiği yön açısından önemli. Çünkü Putin daha bir hafta önce beşinci kez devlet başkanı seçilmiş hem de yüzde 82 gibi bir oyla. Seçimin üzerinden bir hafta geçmiş, Rusya’da ciddi sayıda insanın hayatını kaybettiği bir saldırı olmuş. Bugün sosyal medyada çok fazla miktarda görüntü var. Saldırıyı düzenleyenin göğsüne konulmuş kameradan çekildiği söyleniyor. Onlara bakarak söylüyorum. Putin’in de beşinci kez bu kadar yüksek oyla seçilmiş olmasına rağmen Putin’e ‘sen de o kadar rahat değilsin, rahat olamayacaksın’ mesajı veriliyor. Putin 2030’a kadar devlet başkanı seçildi. Eğer bir ölüm olayı yaşanmazsa Putin dünyadaki sorunların bir tanesi olarak devam edecek. ABD’de Kasım ayında yapılacak seçim. Bu şu anlama geliyor. Dünyadaki o kutuplaşma kendini yeni bir yola doğru hızla sürükleyecek. Eğer dünyadaki politik gelişmeler başka bir tarafa evrilmezse biz kendimizi sorunlar yumağında bulacağız. Suriye, Libya, Filistin, İsrail, İran’a karşı Amerika’nın projeleri var. Liderler değişmediğine göre sorunlar da değişmeyecek. Ama bizim bir de anayasa problemimiz var. Erdoğan’ın bir türlü istediğini gerçekleştiremediği bir anayasa problemi var. Bahçeli geçen hafta bunun sinyalini verdi. Kayıtsız şartsız destek olacağını söyledi. YRP’den istifa eden bir milletvekili Erdoğan tarafından orada mitingde rozeti takıldı. Demek ki seçimlerden sonra Türk siyasetinde yeni bir hareketlilik olacak. Aynı şeyi İYİ Parti için daha önce kaç kez konuştuk. Seçimlerde istediği sonucu alamaması halinde bir grup vekilin yeniden MHP’ye dönebileceği hatta MHP kökenli kimi vekillerin İYİ Parti’nin halen vekillerinin Akşener’e bayrak açacağı iddiaları vardı. Bunlar Türk siyasetinde belki Nisan-Mayıs ayında siyasetin hareketliliğinin göstergesi. Erdoğan’ın yerel seçimlerde İstanbul’u kaybetse bile hezimet olmasın. Bir topal ördek olarak devam etsinler diye düşünüyorum. Erdoğan bundan sonra Cumhurbaşkanı yetkisiyle İstanbul ve Ankara’yı çalıştırmamaya devam ettirecek. Yurt dışından bile kredi bulsalar hazinenin garantisi gerekiyor. Erdoğan da o garantiyi vermiyor. Öyle olduğu için onların yatırım olanaklarını kısacaktır. Yerel seçimlerden sonra bu şeyi çabuk atlatacağını düşünüyorum. Onun kafasındaki plan iktidarını devam ettirmek. Yarı başkanlık dahil önünde birçok seçenek var. Bunlardan birini seçmek zorunda artık” ifadelerine yer verdi.
Erdoğan’ın anayasayı değiştirmek istediğini, kendisine uyan yollardan devam etmek istediği yönünde çabaları olduğu, belli de ettiğini öne süren Nesin, “Kafasında şöyle de soru olmalı? Kimle devam etmeli? Kendi partisinde kimle devam etmeli? Erdoğan şu sıkıntıyı yaşıyor mudur şimdi? Bana göre yaşıyordur. Bu kadar ara sıra tartışsam da anlaşamasam da etrafımda akıllı adamlar var. Hatta bazen beni frenliyorlardı bile diye düşünüp de devam edeceğim ama kimle devam edeceğim diyor mudur acaba” dedi.
“YRP’ye bir miktar İmamoğlu’ndan daha fazla eleştirdi”
Erdoğan’ın pragmatist olduğunu öne süren Serdar Öztürk, “Daha önce birlikte çalıştığı şimdi yolunu ayırdığı herkesle önümüzdeki dönemde ‘Ben yeniden çalışırım’ demesi çok normal. Mehmet Şimşek örneğinde görüyoruz. Ekonominin başına getirdi. Erdoğan’ın söylediklerinin tam tersini yapıyor olmasına rağmen halen Mehmet Şimşek’i tutuyor. Ekonomi için onu tutmaya devam edeceğini düşünüyorum. Ama bu ekonomiyi kurtarabilir mi kurtaracak gibi görünmüyor. Erdoğan şu anda dünyada herhalde dövize ihtiyacı olan liderler içinde başta geliyor. Çok alternatifi kalmadı. Doların 40 olması mümkün dür? Kimisi de Borsa İstanbul’un tamamen çöküp Arap sermayesine bir biçimde devredileceği yönünde iddialar da var. Erdoğan’ın para bulması gerekiyor ve para bulacağı kaynaklar Ortadoğu ülkeleri kaldı. Seçeneklerin azaldığını bildiği için ya politik hamle yapmak zorunda. Yada birileriyle uzlaşmak zorunda. Erdoğan uzlaşmayacağı kimse yoktur derken bunun için söylüyorum. Her dönem her seçim birileriyle uzlaştı. Yerel seçimleri atlattıktan sonra uzlaşacağı konu anayasa. Erdoğan’ın iktidarını devam ettirecek bir anayasa, birinci temel koşul o olacak. Ama uzlaşacakları da Erdoğan’ın iktidarını devam ettirirken hangi yöntemi kullanacağını zorlayacaklar. Yarı başkanlık dahil. O kadar yetkiyi devreder mi? Bana göre devretmez. Bu kadar yol kat ettikten sonra elindeki yetkilerin hiçbirini devretmek istemez. Ama devretmek zorunda kalırsa ne yapar? Valla bir çıkar yolu bulur. Bu tür u dönüşlerini bildiğimiz için ‘sistemi getirdiğimiz için sakıncaları ortaya çıktı. Kafamızdaki Türkiye’nin Yeniyüzyılının sisteminin bu olmasına karar verdik’ deyip bir anda yarı başkanlığa evet dediğini görebiliriz. İktidarda kalmak için hangisiyle uzlaşırsa uzlaşsın şu ekonomiyi aşmak zorunda. Önündeki en büyük problem bu. Çünkü para bulamıyor. Masrafları bir taraftan azalmadıkça her geçen gün artan güvenlik harcamaları, sağlık harcamaları, örtülü ödenek harcamaları bunlar hep artıyor. Devlet kendisinde tasarruf yapmıyor. Ekonomik olarak çözüm diye sundukları ‘tüketimi daraltalım, ekonomi çözülür.’ İyi de vatandaşın tüketimini azaltıyorsunuz, devletin tüketimini azaltmıyorsunuz. Böyle olunca Mehmet Şimşek’in de elinde argüman olmuyor. Erdoğan’ın ağzına bakıyor. Erdoğan yine körfez ülkelerinden birtakım tavizler verip pansuman paralar alacak. 4 yıl anlamda siyasi anlamda sorun yok. Kendisini götürebilecek bir siyasi güce sahip. 1987 yılındaki yerel seçimlerindeki gibi ciddi bir yenilgiye uğramaz ise Erdoğan’ın siyasi olarak bir korkusu yok. Zaten yetkiler elinde. İstediği an istediği gibi kanun çıkartarak ülkeyi yönetiyor. Erdoğan bu işi istediği gibi yapar. Ama uzlaşmak zorunda olduğu kimselerle nasıl anlaşacak? Hangi maddeler üzerinde anlaşacaklar. Bence o uzlaşmanın metni önemli. YRP’ye bir miktar İmamoğlu’ndan daha fazla eleştirdi. YRP vekilini oraya getirmek kolay değil. Bir mesaj vermek için yapılmış bir şey. Özellikle İstanbul’da etkiyi azaltmak için yapılmış bir şey. Ama çok etkisi olacağını sanmıyorum” dedi.
Milli Görüş’ün hem kadrolarının hem de tabanının bir kısmının Saadet Partisi’nde bir kısmının da YRP’de olduğunu ifade eden Ahmet Nesin, “AKP’de o kadro kalmadı. Erdoğan o partiden milli görüş gömleğini çıkarttım diye ayrıldığı için şimdi tekrar giydim demesi o ana kadroyu ikna etmez” dedi.
İkna durumunun yanı sıra yeterli de olmayacağını söyleyen Serdar Öztürk, “Erdoğan’ın iki yolu var. Ya TBMM’de anayasa değişikliği yapacak sayıda milletvekili sayısına ulaşmak yada en azından referanduma götürecek sayıya ulaşmak. Şimdi Erdoğan’ı MHP destekliyor. Bence bu da tartışılır. MHP’nin Erdoğan’dan eğer istediği tavizleri koparamazsa çok da destek vereceğini sanmıyorum. MHP’ye oy kullanan vatandaşların böyle tercih değişikliğini ben de gözlemliyorum. Ordu’da İYİ Parti’nin adayının kazanması için MHP’lilerin AKP adayını desteklemediğini düşünüyorum. Bu sayı seçilmesi için yeterli gelir mi net bir şey söylememem ama orada MHP’liler İYİ Parti adayına oy verecekler. İYİ Parti’nin adayı da Erdoğan’ın eski yol arkadaşı. Ne değişecek sorusunu sorarsak aslında Ordu gibi bir yerde AKP kaybedip İYİ Parti kazanırsa bence yine AK Parti kazanmış olacak. Orada MHP seçmeni biraz politik davranıyor. Belki de AKP’ye ders vermek için. Bunu İç Anadolu bölgesinde MHP’nin kuvvetli olduğu bazı il ve ilçelerde görebilmek mümkün. Adayların özelliklerine göre MHP seçmeni genel merkezin aksine yüzde 100 AKP adayına oy vermeyecek gibi görünüyor. Bu CHP, İYİ Parti için de geçerli. CHP’nin de içinde bulunduğu durum partiyi henüz tek vücut haline getirmiş ve Özgür Özel’in arkasında birleştirilmiş ve onun arkasında yüzde 100 yürüyen bir kitle yok. DEM Parti bence bu seçimlerde en sağlıklı tahlili yapıp adaylarını belirlemiş görünüyor. Kamuoyuna yansımayan tartışma mı denir istişare mi denir, tabanın taleplerini karşılamaya yanıt verdiği için sonuç olur. Diğer partilerde bu görülmüyor” dedi.
DEM Parti’nin İstanbul, Ankara ve İzmir’de aday gösterirken kendi partisine inananların, üyelerin ve seçmen kitlenin kendisine ne kadarının CHP yönelebileceğini bildiğini söyleyen Nesin, “Üç aşağı beş yukarı biliyor. Bu rakamda yanılmaz. Diğer partiler bunu bilmiyor. Diğer partilerin ilginç yanı bu. CHP’liler Yalova’da kendi partilerine ne kadar, Muharrem İnce’ye gider yada şu ilde ne kadarı AKP’ye, DP, İYİ Parti’ye gider bilmiyorlar. DEM Parti bunu çok iyi biliyor. Öyle bir çalışmayla sisteme başlamış ki Diyarbakır’da dört adayı bağımsız aday yaparken şu sokak A arkadaşa şu sokak B arkadaşa diye bölmüş. O bölmede hiçbir yanılma olmamış” dedi.
Bunlara en iyi örneğin İzmir olduğunu söyleyen Serdar Öztürk, “Sandığa gitmeyeceklerinin gelme olasılıklarını gördüğü için İzmir için hiç itici olmayan bir isim çıkardı ortaya. Muhtemelen hesapladığından fazla oy alacak. Tersini de biliyor. Bu iyi hesaplanmış bir şey. Ama benim gördüğüm Özgür Özel hep İzmir çevresinde dolaşıyor. İlçelerine kadar gidiyor. Aliağa’da miting yapmış. Aliağa MHP’lidir. Yine MHP’li aday var. Manisa’ya da geliyor. Bir genel başkan ilçe ilçe dolaşıyor. 30 bin 50 bin nüfuslu ilçelere gidiyor. Küçümsediğim anlamında söylemiyorum. Ben Özgür Özel’in mesela Bursa’ya, Balıkesir’e gitmesini beklerdim. Ama Özgür Özel niyeyse İzmir ve Manisa’da çakıldı kaldı. Bunu birkaç kişiye sordum. En büyük gerekçesinin özellikle İzmir adaylarını kendisi belirlediği için gerçekten adaylarda önemli miktarda değişiklik yaptığı için İzmir’i kaybetmeyi göze alamıyor diyorlar. Memleketi olduğu için doğal olarak Manisa’ya da gidiyor. Büyükşehirden kimse söz etmiyor. İki ilçeden birini alabilir miyiz? Telaşı var. Yine de ben bir genel başkanın konuştuklarının da siyaseti taşıma şeyi değil. Genel merkezde de yavaş yavaş şikayetler başlamış. Bir yerin özellikleri, seçmenin durumu hakkında verilen notlar onun üzerinden hazırlanan konuşmalar metin olarak verilmiş olmasına rağmen, Özel bunların ilk cümlesini okuyup sonra kendi kafasına göre takılıyormuş. Metne hiç bağlı kalmıyormuş. Buna ben şahit oldum. Bir adaya Atatürk’ün adayı dedi. CHP’ye bu siyaseti üretecek kadrolar pek kalmamış görünüyor. Engin Özkoç Sinop’ta grup başkanvekilim hatta çırağım dedi. Biz Erdoğan’ın yerel seçimlerden sonra bir anayasa değişikliği ile kendi iktidarını uzatmayı planladığını söylüyoruz ama CHP içinde de bu tartışmalar devam ediyor. Muhtemelen Özgür Özel’in genel başkanlığı da yerel seçimlerden sonra tartışmaya açılabilir. Bunu açacak olan da muhtemelen Ekrem İmamoğlu’dur. Çünkü biz bu tavrı işte bu Afyon vekili olarak belediye başkanı adayı olan kadının belediyeyi kazanırsak herkes girebilir DEM Partililer hariç sözüne CHP içinden farklı tavırlar geldi. Özgür Özel dil sürçmesi diye nitelendirirken İmamoğlu, kendisine yakışan partiye gitsin dedi. Bu ciddi bir kırılma aslında” diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş seçilirse başarının kendilerine yazılacağını, mevcutlardaki birkaç ilin kaybedilmesi halinde Özel’in başarısızlığı olarak yazılacağını söyleyen Ahmet Nesin, “Diğer illeri de tekrar kazanır, Ankara-İstanbul kazandı, Antalya ile Hatay gitti ama Bursa ile başka bir ili aldın. Bu başarı Özgür Özel’in başarısı olacak. O zaman partinin başkanlık tartışması sıfırlanacak mı? Hem Kılıçdaroğlu, hem İmamoğlu hem de Özgür Özel açısından bu Ekrem İmamoğlu’nun böyle bir sonuç sonrasında susmasını gerektirmiyor mu?” diye sordu.
Nesin’in bu sorusuna “Sanmıyorum” diye cevap veren Serdar Öztürk, “Asıl önemli olan şu. Şimdi Özgür Özel nereye giderse gitsin son 5 mitingini izledim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını veriyor. O mitinge o alanda toplananlar da alkışlıyorlar. Bence bu müesses nizam sahipleri bundan rahatsız. Rahatsız oldular ki para sayma işini birden bire gündeme getirdiler. Ne tuhaftır o iş döndü dolaştı Canan Kaftancıoğlu’nun başına patladı” ifadelerine yer verdi.
Öztürk, “Özgür Özel, İzmir adaylarını kendisi belirlediği için İzmir’i kaybetmeyi göze alamıyor”
Yayınlanma :
25.03.2024 09:53


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: