TBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti, Van’da geçen yıl 27 Eylül’de kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kaybolan ve cansız bedeni 15 Ekim’de Mollakasım Mahallesi sahilinde bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümünün araştırılması için verdiği öneri reddedildi.
Öneri üzerine söz alan CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, "Muhalefet partilerinin verdiği, kadına yönelik şiddetin nedenlerinin araştırılması önergelerinin kaç kez reddedildiğini hepimiz biliyoruz. Bu önergeleri reddedenler, bu cinayetlerdeki sistematik paylarını da itiraf ediyorlar" dedi.
Önerinin gerekçesini açıklayan DEM Parti Hakkari Milletvekili Öznur Bartın şunları söyledi:
"Her şüpheli kadın ölümü aydınlatılmamış bir cinayettir. İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin 1 Kasım 2024 tarihli raporu Rojin'in bedeninde 2 farklı erkek DNA'sı tespit etti ancak ilk raporda örneklerin hangi bölgeden alındığı açıklanmadı ve "Şüpheli bulgu yoktur." denildi. Yaklaşık on aylık mücadeleden sonra 10 Ekim 2025 tarihli ikinci rapor örneklerin göğüs ve vajinal bölgelerden alındığını belgeledi. Hayati bir bilgi baştan beri mevcut iken neden saklandı? Neden dosyaya geç girdi? Kim veya kimler korundu? Bu geciktirme soruşturmanın akışını tıkamış, Rojin'in şüpheli ölümünün yani bir cinayetin örtbas edilmesine hizmet etmiştir. Adli Tıp Kurumunun bulaş olasılığı iddiası ile aynı raporda bulaş riskinin bertaraf edildiğinin ileri sürülmesi bilimsel tutarlılıkla bağdaşmaz. Olay günü 200'den fazla kolluk görevlisinden örnek alınmış, sekiz ay süren incelemelere rağmen bu iddiayı doğrulayacak şeffaf ve ikna edici veri sunulmamıştır. Bu davada devletin sorumluluğunda olan kurumlar görevlerini yerine getirmemiş, hakikati ortaya çıkarmak yerine gerçeği karartan bir tutumla fiilen fail konumuna düşmüşlerdir.
Türkiye'de her yıl yüzlerce kadın, erkek şiddeti nedeniyle yaşamını yitirmekte ya da ölümleri şüpheli olarak kayıtlara geçmektedir. Geçmişte Şule Çet, Aleyna Çakır, Rabia Naz Vatan, Nadira Kadirova dosyalarında görüldüğü üzere, benzer uygulamalar toplumda adalete olan güveni sarsmıştır. Bu Meclis susmamalıdır, Rojin'in çığlıklarına kulak vermelidir. Benzer ihmal ve karartmaların önüne geçilmelidir. Taleplerimiz açıktır ve acildir. TBMM bünyesinde bağımsız bir Meclis araştırması komisyonu derhâl kurulsun."
"İHMALLERİ KONUŞUYORUZ"
Yeni Yol Grubu İstanbul Milletvekili Birol Aydın, "21 yaşında bir kızımızın ölümünün üzerine konuşmak gerçekten zor bir durum. Rojin "gün gibi, güneş gibi" demek, Rojin "gün gibi, güneş gibi" demek. Rojin'in sönüp gitmesinin üzerinden bir yıl geçti. Sabah babası Nizamettin Bey'i aradım. Bir an empati yapmak bile insanın beynini patlatıyor; insanı yüreği, sadrı parçalanırcasına kendinden geçiriyor. 2025 yılındayız. Her yerin kamera olduğu, bu kadar teknolojinin geliştiği bir zamanda biz bugün ihmalleri, ihtimalleri, şüpheleri konuşuyoruz. Oysa bizim bu imkânlarla bugün bu faillerin canının nasıl yandığını görmek ve konuşmak durumunda kalmamız gerekiyordu. Bugün, kendisi gibi düşünmeyen her bir toplum kesimini, adliyeyle, adliye koridoruyla, cezaeviyle tanıştıran bir iktidarın önünde bu konuyu çözmemek için hiçbir mazereti olamaz. Polisse polis, kanunsa kanun, yetkiyse yetki! Herkes burada, bu hâl yoluna konulmalıdır" dedi.
"RAPORLAR ÇELİŞKİLERLE DOLU"
İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın ise şu ifadelere yer verdi:
"Rojin Kabaiş Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisiydi; tıpkı Aleyna Çakır'ın, Rabia Naz'ın, Nadira Kadirova'nın ve Şule Çet'in olduğu gibi hayalleri vardı ama o da kadın olduğu için bu ülkede bir kez daha adaletin erkek egemen duvarlarına çarptı. Her yıl yüzlerce kadın erkek şiddeti nedeniyle yaşamını yitiriyor ya da ölümleri şüpheli olarak kayıtlara geçiyor. Bu ölümlerde deliller yeterince incelenmiyor, raporlar çelişkilerle dolu ve failin lehine yorumlanıyor. Her defasında sistem maalesef yaşamını savunamayan kadını değil, suç işleyen erkeği koruyor. Bu tablo sadece bireysel bir trajedi değil, hukuk devletinin sistematik bir erozyonudur. Bu meseleyi yalnızca hukuki bir dava olarak görmek yanlıştır, bu mesele Türkiye'nin vicdan sınavıdır. Kadınların yaşam hakkını korumak, şiddeti önlemek ve adaleti tesis etmek anayasal sorumluluktur ve bu bizim görevimizdir. Bu Meclis araştırma önergesi sadece Rojin Kabaiş için değil, bu ülkede şiddet mağduru bütün kadınlar için bir umut çağrısıdır."
CHP SAKARYA MİLLETVEKİLİ AYÇA TAŞKENT İSE ŞUNLARI SÖYLEDİ:
"Tıpkı onlarca, yüzlerce kadın gibi Rojin'in yaşam hakkı elinden alındı. Bu ülkede bir kadının hayatta kalması bile politik bir meseleye dönüştü çünkü cinayetlerin faili sadece bireyler değil, kadını ikincil gören zihniyet, cezasızlığı olağanlaştıran bir sistem, suskunlukla beslenen bir düzen. Diğer kadın cinayetlerinde de gördüğümüz gibi Rojin'in katlinden sonra yaşanan adli eksiklikler nedeniyle bir kez daha adalete güven sarsıldı. Dosya savunma makamından saklanarak Rojin'in intihar ettiği üzerine bir algı yaratıldı; deliller saklandı, raporları eksik düzenlendi, olay yeri özenle incelenmedi. Rojin'in ölümünde yalnızca bireysel değil kurumsal bir sorumluluk zinciri var.
Kadınların yaşam hakkını savunmak, erkek şiddetini önlemek ve gerçekleşecek adaletin cinsiyet eşitliği temelinde olmasını sağlamak anayasal bir sorumluluk değil midir? Rojin için, yaşam hakkı elinden alınan tüm kadınlar için adalet istiyoruz. Bu Meclisten 'yine bir kadın daha öldürüldü' dememek için etkin soruşturmalar, etkin yasalar, caydırıcı cezalar ve gerçek bir toplumsal dönüşüm talep ediyoruz. Muhalefet partilerinin verdiği, kadına yönelik şiddetin nedenlerinin araştırılması önergelerinin kaç kez reddedildiğini hepimiz biliyoruz. Bu önergeleri reddedenler, bu cinayetlerdeki sistematik paylarını da itiraf ediyorlar aslında. Rojin için, tüm şüpheli kadın ölümleri için, kadınların özgür ve eşit yaşayacağı bir ülke ülke için mücadelemizi sürdüreceğiz."
"KADIN VE ERKEK AYRIMI ÜZERİNDEN CİNAYETLERİ YARIŞTIRMAYALIM"
AKP İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım ise, "Buraya gelip her şüpheli kadın ölümü bir cinayettir' ifadesini kullanmak eksik bir ifade. Her şüpheli kadın ölümü bir cinayet değildir, her şüpheli insan ölümü bir cinayettir. Kadın ve erkek ayrımı üzerinden cinayetleri yarıştırmayalım" sözleri milletvekilleri tarafından tepki çekti.
Öte yandan Yıldırım konuya ilişkin yeni bir komisyon kurulmasına gerek olmadığını Kadına Şiddeti Önleme Komisyonu'nun zaten var olduğunu ifade etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: