Batuhan KAYA-GERÇEK HABERCİ- İzmir Tabip Odası, Özel Hekimlik Komisyonu üyesi Mehmet Çolak, Yönetim Kurulu Üyesi Yücel Ayhan ve İTO başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak’ın katılımıyla muayenehane hekimlerine yönelik çıkartılan ve 6 Ocak 2023’te yürürlüğe girecek olan yönetmelikle alakalı olarak basın toplantısı gerçekleştirdi.
Toplantıda bu yönetmeliğin serbest çalışan hekimleri çalışamaz hale getireceğini açıklayan İTO başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak ‘Yeni düzenleme ile, serbest çalışan hekimlerin, hastaların teşhis ve tedavisini özel hastane ve tıp merkezinde yapabilmesi, özel hastane veya tıp merkezi ile yıllık sözleşme yapması ve ilgili branşta boş uzman hekim kadrosu olması koşuluna bağlanmıştır. Özel hastane veya tıp merkezinin boş uzman hekim kadrosu olmaması halinde, ruhsatında ve/veya faaliyet izin belgesinde kayıtlı uzman hekim branşlarındaki toplam kadro sayısının yüzde 15’ine kadar uzman hekimle sözleşme imzalayabileceği, aynı branşta birden fazla hekimle sözleşme imzalanmak istenmesi durumunda ilgili branşın toplam kadro sayısının üçte birinden fazla uzman hekim ile sözleşme imzalanamayacağı kuralı getirilmiştir. Bu kurala aykırı hareket eden serbest çalışan hekimlere, özel hastane ve tıp merkezlerine para cezası ve faaliyet durdurma yaptırımları getirilmiştir. Bu düzenlemelerin iyi niyet ürünü olmadığını, Sağlık Bakanlığı’nın serbest çalışan hekimleri yeni hedef olarak belirlediğini değerlendiriyoruz.’ dedi.
Hekimlerin ucuza çalıştırılmasının yolları aranıyor
Prof. Dr. Süleyman Kaynak açıklamalarına şöyle devam etti:
“Hekimlerin kendi birikimleri ve emekleri ile ayakta tuttukları muayenehaneler, hekimlerin kendi emeğini değerlendirdiği sağlık kuruluşlarıdır. Serbest çalışan hekimlerin hekimlerinin hastalarının teşhis ve tedavi hizmetlerini tıp merkezlerinde ve özel hastanelerde yapmalarının engellenmesi, özellikle cerrahi branştaki hekimlerin çalışma alanlarını kapatması ve serbest hekim olarak çalışma hakkının kısıtlanması demektir. Serbest hekimlik hakkının kısıtlanması ve işlevsiz bırakılmaya çalışılmasının arkasındaki tek amaç, hekimleri kamuda ve özelde, yöneticilerin inisiyatifinde, istenilen koşullarda çalışmaya zorlamaktır. Bu düzenlemelerin başka bir amacı yoktur. Esas olarak bir yanda kamu adı altında özel sisteme uygun çalışmakta olan kurumlarda, diğer yandan da sadece özel zincir hastanelerde çalışma alanı bırakılarak, üçüncü bir çalışma alanı bırakmadan, hekimlerin, bu çok yüksek sağlık emeğinin köleleştirilmesi, ucuza çalıştırılmasının yolları aranmaktadır… Hala TUS sınavlarında kritik cerrahi dalların kadrolarının boş kalmasını, hala binlerce genç ve başarılı hekimin bu ülkeyi terk etmesini , hala Covid-19 döneminde yasaklanan istifa ve emeklilik hakkının kaldırılması ile 10 bin hekimin istifasını anlamamış, sağlık sistemini sadece bir oy kaynağı, bir seçim enstrümanı olarak gören bir anlayışın sağlık sistemini giderek daha fazla batırmakta olduğu görülmektedir. Bu mevzuat düzenlenmesi de bu anlayışın bir ürünüdür. Akla, bilime ve hukuka aykırı bu düzenlemelere karşı Danıştay’da yüzlerce hekimin davacı olduğu onlarca dava açılmıştır. Hekimlerin mağduriyeti çok büyüktür. Yönetmelik, 6 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir. Danıştay’ın dava dosyalarını ivedilikle ele almasını ve hekimlerin mağduriyetine son vermesini bekliyoruz.”
“Biz bu sarı öküzü çok önce verdik”
Basın açıklamasından sonra salondaki meslektaşlarına ve basın mensuplarına söz hakkı veren Kaynak gelen soruları cevapladı. Söz hakkı alan Plastik Cerrah Özgür Erden “Başkanım sözlerinize tamamen katılıyorum, çok üst bir bilinçle konuluyorsunuz ancak bir özeleştiriyle başlamak gerektiğini düşünüyorum. Böylesine can alıcı bir konuda, 4 bin 500 cerrahi branş ve ekstra olarak 3 bin hekimi etkileyen bir karar alınıyor ve çevredeki açıklamaları dinleyip Twitter’dan takip ettiğimizde bu konu hakkında birkaç bilinçli arkadaş dışında konuşan yok. Fakat biz bu ‘sarı öküzü’ çok önce verdik, birliktelik ve örgütlenme bilincimiz maalesef yok. TBB’ye dahi ‘tü kaka’ diyen bir zihniyetle karşı karşıyayız ve biz buna rağmen bir birliktelik zihniyeti ve bilincini maalesef yıllar öncesinden yaratamadık. Kişisel özeleştirim olsun istiyorum bu. Benimle 7 bin arkadaşa eleştirim olsun, 15 Aralık’ta bir gün iş bırakmayı ve grev yapmayı iki yüzlülük olarak değerlendiriyorum. Kamudaki arkadaşlar bizi göreve davet ettiğinde, muayenehane hekimleri olarak hiçbirimiz iş bırakmadık, greve gitmedik. Bir özeleştiri zamanı geldiğini düşünüyorum” dedi.
“Bizde grev sorunu var, tartışılması gerekiyor”
Kaynak, 6 Ocak’ta yürürlüğe girecek yönetmelikten sonra, şayet davalar sonuç vermez ve yönetmelik yürürlüğe girerse bir grev/iş bırakma eylemi olacak mı? sorusuna işe şöyle cevap verdi:
“Bu durumu şöyle açıklayayım, İstanbul’daki toplantıda grev konusu hakkında konuştum, grev konusunu hepimizin oturup tartışması gerektiğini söyledim. Bakın bizde grev sorunu var, en iyi grev dediğimiz şöyle oluyor; serviste yatan hastaların bakımı devam ediyor, ameliyathanelerin büyük kısmı çalışıyor, laboratuvarların büyük kısmı çalışıyor ve baktığınız zaman şu soruyu soruları gerekiyor ‘e grev nerede oluyor?’, ancak polikliniklerde oluyor, ‘özelde grev nerede oluyor?’, ‘muayenehanelerde grev nerede oluyor? ’dolayısıyla bizim grev nasıl olacak bunu tartışmamız lazım. Grev nasıl olacak sorusunu cevapladıktan sonra bir tarih belirleyeceğiz ve o tarihe kadar servisler boşaltılacak, ameliyat randevuları boşaltılacak, eğer örnek veriyorum 15 Şubat’ta grev yapıyoruz dediysek 15 Şubat’a randevu verilmeyecek! Hasta yatmayacak, poliklinikler randevu vermeyecek. Greve gidebilmek için önce bunları anlamamız lazım, diğer türlü grev başarıya ulaşmaz. Grev konusu düşünülüyor ancak bunun tartışılması lazım çünkü bu kadar şiddet yanlısı ve saldırgan bir hasta kitlesiyle karşı karşıyayken çok iyi planlanmış bir greve ihtiyaç var ancak böyle etkili bir grev yapabiliriz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: