İktidarın açıkladığı rakamlara göre 6 Şubat 2023’teki deprem felaketinde en az 53 bin yurttaş yaşamını yitirdi.
Tutuklu İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce’nin daha önce paylaştığı verilere göre ise deprem bölgesinde en az 254 bin bina yıkıldı ya da ağır hasarlı olduğu için kullanılamaz hale geldi.
BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre Asrın felaketi olarak adlandırılan bu büyük deprem ise yardım kuruluşu Kızılay’ın depremzedelere çadır satmasıyla hafızalara kazındı. Depremzedeler dondurucu soğukta yardım beklerken çadır satan Kızılay’ın yöneticileri hakkında çok sayıda yurttaş, siyasi parti ve baro suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunanlar arasında SOL Parti, HDP, HKP, İyi Parti, TKP, Çağdaş Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği, Balıkesir Barosu, avukatlar ve bazı yurttaşlar yer alıyor.
DOSYA İKİ BUÇUK YILDIR AÇIK
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kızılay yöneticileriyle ilgili "görevi kötüye kullanma ve ihmal suretiyle ölüme sebebiyet verme” suçlamasıyla yürüttüğü soruşturmada önemli bir gelişme yaşandı.
Savcılık, 21 Şubat 2024’te İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği yazıda, “Kızılay hakkında bazı konularda inceleme yapılması ve düzenlenecek raporun Başsavcılık’a gönderilmesini” istedi. 18 Eylül 2024’te, daha önce AKP’den milletvekilliği de yapan İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 43 sayfalık rapor gönderdiği anlaşıldı.
İçişleri Bakanlığı denetçileri tarafından hazırlandığı ifade edilen rapor, bilirkişiye teslim edildi. Mali müşavir olan bilirkişi ise hazırladığı 28 sayfalık “inceleme ve değerlendirme” raporunu 1 Aralık 2025’te savcılığa teslim etti.
ÇADIR SATIŞI RAPORDA YER ALDI
Raporda, “Ahbap Derneği’ne çadır satışı işleminde; satışa konu çadırların şirket (Kızılay Çadır A.Ş.) stokunda yer aldığı, bedelin banka aracılığıyla ödendiği, işlem taraflarının ticari nitelikte bir satış sözleşmesi çerçevesinde hareket ettiği yönünde kayıt ve savunmalar bulunduğu, buna karşın şikâyet dilekçelerinde bu işlemin Kızılay tüzüğü ve kamu yararı ilkeleriyle bağdaşmadığı, afet döneminde derhâl ve ücretsiz yardım yükümlülüğüne aykırılık oluşturduğu yönünde iddiaların ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır” denildi.
GÖZLER SAVCILIĞA ÇEVİRLDİ
Ayrıca raporda, “Ceza hukuku anlamında suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, hukuki sorumluluğun kapsamı, fail ve mağdur sıfatlarının belirlenmesi ile kovuşturma yapılıp yapılmaması yönündeki takdir ve değerlendirme yetkisi tamamıyla sayın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na aittir” denilerek olayın hukuki kısmının savcılık tarafından değerlendirileceği ifade edildi.
27 YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENEBİLİR
Bu raporun ardından gözler Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na çevrildi. Savcılık, şüphelilerin ifadesini alıp “Görevi kötüye kullanma ve ihmal suretiyle ölüme sebebiyet verme” suçlarından iddianame düzenlerse Kızılay yöneticilerinin 27 yıla kadar hapis istemiyle yargılanabileceği ifade ediliyor.
18 İSİM ŞÜPHELİ
Öte yandan soruşturma dosyasında 18 Kızılay yöneticisi ile Kızılay Çadır A.Ş. şüpheli sıfatıyla yer aldı. Şüpheliler deprem döneminde Kızılay Başkanlığı koltuğunda oturan Kerem Kınık ile diğer Kızılay yöneticileri, Ahmet Çakmak, Emre Koç, Esra Özkoç, İbrahim Altan, Kerem Kınık, Murat Ellialtı, Nurettin Hafızoğlu, Oğuz Can, Ömer Faruk Özgün, Saim Kerman, Şükrü Can, Tevfik Türel, Yasir Yılmaz, Yener Tanık, Yusuf Ramazan Saygılı ve Zübeyde Hümeyra Çelik’ten oluştu. O dönem Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi olan ve Kerem Kınık’ın istifasıyla Kızılay Başkanlığı koltuğuna oturtulan Fatma Meriç Yılmaz da soruşturmada şüpheli sıfatıyla yer aldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: