SENEM KILIÇ, HEM ÜRETİCİYLE HEM DE SANAYİCİYLE BULUŞTU

Türkiye’nin gelişimi yolunda parti olarak üretime büyük önem verdiklerini belirten Kılıç, ülkenin maalesef üretmeyen bir ekonomik yapıya mahkum edildiğini söyledi.

İnşaata dayalı büyümenin artık sürdülebilir olmadığını ifade eden Senem Kılıç, istikrarın devamı söylemi üzerinden ülkede bir korku atmosferi oluşturulduğunu belirterek,  “İnsanların borç batağına batırılarak, borçlarını zar zor ödemelerini sağlamak da bir istikrar seçeneğidir. Kemalpaşa’da verimli tarım arazilerinden insanları para kazanmaz duruma getirerek, tarım arazilerini inşaata açmak da bir istikrar seçeneğidir. Teknolojiye, ar-geye yatırım yapmak yerine, tüketime ve sıcak paraya dayalı bir ekonomik sistemi dayatmak da bir istikrar seçeneğidir. Ancak bu istikrarın ne kadar sürdürülebileceği de çok önemli bir soru işaretidir. Artık ülkemizde bu istikrarın sürdürülemez olduğu ise oldukça açık görünmektedir” diye konuştu.

HEDEFLERDEN UZAĞIZ

İlk olarak Karabağlar’da esnafın sorunlarını dinleyerek çözüm önerilerini sunan Kılıç, Karabağlar esnafının fasonun fasonunu üretir durumuna kadar geldiğini ve yüksek vergiler altında ezildiğini vurguladı.

Türkiye'de mobilyacılık sektöründe 10 yıl içinde 10 milyar dolar ihracat ve 25 milyar dolar üretim kapasitesine ulaşma hedefi konulduğunun altını çizen Senem Kılıç, “Ancak bu hedefe ulaşmaktan oldukça uzak görünüyoruz. İzmir’de mobilyacılığın merkezi olan Karabağlar ise ülkenin diğer bölgelerine göre daha da geri kalmış durumda. Ne alt yapımız ne de yetişen eleman sayımız bizi hedeflere taşımaktan uzak. Maalesef ülkemizde üreten sınıf, üretimin can damarı küçük atölyeler hükümet eliyle cezalandırılıyor. Biz küçük esnafımızın iş bölümüyle hep birlikte büyümesi için yeni işbirliktelikleri sağlayabilecekleri yeni alanlar yaratacağız ve başlarındaki vergi belalarından kurtulmalarını sağlayacağız” ifadesini kullandı.

FELSEFEMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ

ESİAD’ın toplantısına da konuşmacı olarak katılan Senem Kılıç, hızla büyüyen işsizlik rakamına karşı büyümenin giderek azaldığını kaydetti.

Türkiye olarak güvenli bir ekonomik büyüme için yeni bir felsefeye ihtiyacımız olduğunu aktaran Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü: “Güney Kore’nin yıllık 40 milyar dolar ar-ge harcamasına karşı ülkemizde bu rakam sadece 5.6 milyar TL. Aradaki fark tam bir uçurum. Şu an Güney Kore’nin Samsung gibi dev bir firması var. Bizim ise batık tekstil fabrikalarımız. Bir fabrikamızın ömür ortalaması 15 yıl. Çok hızlı kuruyoruz, ama çok çabuk batıyoruz. MHP olarak arge çalışmalarının ve teknolojik yatırımların ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyoruz ve bu yönde önemli çalışmalarımız var. İnovatif yatırımları özel olarak destekleyeceğiz ve KOBİ’lerimize ciddi destekler sunacağız”