SENEM KILIÇ: “İZMİR’E YENİ BİR SES LAZIM”

Kılıç, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin istediği oyu ve belediye başkanlığı seçimlerini alamadığı için devlet kanalıyla İzmir’e yeterli ödenek ayırmadığını, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ise, ‘nasıl olsa İzmir benim’ mantığıyla hareket ederek kente yeterli hizmet sumadığını savundu.

Hükümetin 2015 yılı için belirlediği toplu ulaşım yatırımlarından örnek veren Senem Kılıç, “2015 yılı yatırım programında kent içi ulaşım yatırımları için hükümet Ankara’ya 955 milyon lira, İstanbul’a 750 milyon lira kaynak ayırırken, bu rakam İzmir için sadece 62 milyon TL.  oldu. Ankara İzmir’in 15 katı yatırım alırken, İstanbul'a ise İzmir'in 12 katı ödenek ayrılıyor. Çifte standart ortada. Bu yatırımlarla biz İzmirliler'in ödediği vergileri karşılaştırdığımızda da uçurum mevcut. İstanbul ve Kocaeli’nin ardından en çok vergiyi veren üçüncü kent olmamıza rağmen, yatırımlarda hep son sırada kalıyoruz. Üstelik bu açığı telafi edebilecek bir yerel yönetim aklına da sahip değiliz. Bunu aşmanın tek yolu, İzmir’de yeni bir ses. O da Milliyetçi Hareket Partisi’nin sesi” diye konuştu.

 

PARA, BATIKLARLA YOK OLUYOR

İzmir’in baştan sonra batık proje kenti haline geldiğini vurgulayan Kılıç, ayrılan az bütçenin de bu batıklarla yok olup gittiğine dikkat çekti.

Kemalpaşa OSB Demiryolu Bağlantı Hattı’nda küf tutan rayların İzmir’deki küflenmiş siyasetin en ibretlik örneklerinden biri olduğuna dikkat çeken Senem Kılıç, şunları söyledi: “12 Mart 2014’de sorumlu bakan, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan’ın da katılımıyla hattı açtılar. Hatta yandaş fabrikalar, insanları toplayıp töreni kalabalık göstermek için üretimlerini durdurdu. Açılışta bir tren kalktı; ancak o trenin ardından daha da kalkan bir tren olmadı. O gün bugündür tren gören yok. Zamanla açılışı yapılan istasyon unutuldu, raylar unutuldu. Hatta o kadar ki; tren rayları pas tuttu, istasyonun sıvaları döküldü. Haydi eski bakanımız Sayın Binali Bey’in tren hattında başarısız olmasını anlarız. Kendisi daha çok deniz ulaşımıyla ilgili. Ancak açılışını yapan bakanımız Lütfü Elvan’dan bir açıklamayı beklemek hakkımız”

TEK YOLU VAR

İşin en kötü tarafının ise Gazeteci Umut Karakoyun haberleştirene kadar kamuoyunun bu konudan bile haberi olmadığını belirten Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü: “Batık projeler maalesef bununla da sınırlı değil. Aliağa’da yarım kalan tünellerden tutun da, adını bile unuttuğumuz 35 projeye, Türkiye’nin 80’li yıllarını hatırlatan temeli atılıp bırakılmış Karaburun Karareis Barajı’’na kadar. Tüm bu batık projelerin yanında, bir de belediyenin yarım kalan projeleri. Uzadıkça uzayan, bir türlü bitmek bilmeyen sözde altyapı çalışmaları. Tüm bunların yanında ise çift kutuplu siyasetin altında ezilen esnaf, sanayici, memur ve işçi. Büyüklerin kaçtığı, küçüklerinse can çekiştiği bir ekonomiye sıkışıp kaldık”