Gazeteciler Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, MHP’nin kurultayında Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’a “Bırakıp gidemezsin” çağrısını yorumladı. Serdar Öztürk, yerel seçim sürecinde partilerin son durumunu da analiz etti.
Erdoğan’ın rejiminin birçok şeyi değiştirdiğini söyleyen Öztürk, “Erdoğan’ın rejimi birçok şeyi baştan aşağıya değiştirmiş durumda. Bunun normale nasıl döneceği konusunda çok bir fikrim yok. Pek normale döneceği gibi gözükmüyor” dedi. “Bu Erdoğan ile başlayan bir sistem değil” diyen Ahmet Nesin de “En kullanışlı eleman Erdoğan olduğu için sanki Erdoğan’ın sistemiymiş gibi 12 Eylül sonrası bütün siyasetçilere bak, doğru dürüst bir sohbet masasında iki üç cümle konuşabileceğiniz kişi yok” dedi.
1991 seçimlerini hatırlatan Serdar Öztürk, “Bir açık oturum. Şöyle hafızamda var. Özal, Demirel vardı. Hatırlıyorum yani. Hayal meyal de olsa. En son herhalde parti liderlerinin katıldığı açık oturumdu. Ondan sonra siyasi parti liderlerinin yuvarlak masa etrafında ülkenin sorunlarını tartışırken görmedik. Zaten son 20 yılda bu hiç yaşanmadı. Geldiğimiz nokta bundan sonra da pek yaşanacak gibi göstermiyor” diye ifade etti.
MHP’nin kongresini konuşan gazetecilerden Ahmet Nesin, “MHP’de siyaset mi yapılıyor? Başka partinin genel başkanına yalvaran… Bir sürü tweet vardı. Devlet Bahçeli’nin bir şarkı ile Erdoğan’a yalvarması. Bir parti başkanı diyor ki Erdoğan’a ‘Lütfen gitme, bizi bırakma.’ Diyor. Tam oyla başkan seçiliyor 11. Kez” dedi.
Durumun ilginçliğine dikkat çeken Serdar Öztürk ise “Bana da ilginç gelen oydu. Konuştu, indi, hemen gitti oyunu kullandı. Başkaları da oylarını kullandılar. Sonra açıklandı. Bütün delegelerin oyu ile seçildi diye. Geçmiş olsun. Sol omzu herhalde sakatlanmış. Bu yaşta normal diye düşünüyorum. Kaza geçirmiş gibi sanki. Günlerdir pek e ortalarda değildi. Seçim çalışmalarına da aktif olarak katılmıyordu. İlk defa Devlet Bahçeli, MHP gibi bir partide; din bu tür siyasi partilerde barınmaz. Hele MHP’de pek yok. Türklük üzerinedir. İlk defa uzun süre sonra Devlet Bahçeli’yi din üzerinden politika üretirken gördüm. Şöyle bir tanımlama vardı. ‘Biz Allah’ın yolunda gidiyoruz. Dualar bizi koruyor.’ İlk defa MHP sanki Erdoğan’ın elinden din kozunu da almak istiyor gibi. Hele o ‘gitme biz senin yanındayız. Nereye bırakıp gidiyorsun. Yeni Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz’ sözleri aslında Erdoğan’a bir yakarış mıydı yoksa bir tehdit miydi? Bahçeli sonuçta çok uzun süredir prompter kullanıyor. Ağzından çıkan kelimeler şifahi değil. Mutlaka o kelimeleri birkaç kez gözden geçirdikten sonra promptera yansıtmıştır. Çünkü biliyoruz ki Bahçeli çok uzun süredir böyle şifreli konuşmayı seviyor. Çeşitli rakamları toplayıp çıkartarak siyaseti yürütmeye çalışıyor. Çok heyecanlı görmedim. MHP’nin kitlesi zaten aşağı yukarı bu kadar heyecanlı. Çünkü Erdoğan ismi bence MHP tabanında bir rahatsızlık yaratıyor gibime geliyor. Kemikleşmiş oyu var. Yine de tabanda bir yenilik yapan yada o oyları artırmaya yönelik bir siyaset izleyen Bahçeli yoktu karşımızda. Yeni bir şey vadetmiyor. Bildiğimiz MHP politikalarını anlattı. İktidar olmak gibi bir derdi olmadığını gösterdi. MHP’nin geleceği ne olur? 2-3 yıl sonra bir kurultay yapıldığında, Bahçeli’nin sağlık sorunlarının dışında söylüyorum bunu. Siyasi lider olarak yeniden MHP’nin başında devam edebilir mi? Ben onu düşünmüyorum. MHP’ye yakın kanalda izledim. İYİ Parti’ye yönelik mesajlar da verildi kurmayları tarafından. İYİ Parti’yi birçoğu övdü. Neden övdü, yerel seçimlerde DEM Parti’ye karşı takındığı tavır nedeniyle İYİ Parti’yi kutladıklarını gördüm. Seçimden sonra İYİ Parti MHP yakınlaşması olur mu? Bu Bahçeli’nin tavrına bağlı ama biz yine ‘Eve dönün’ çağrıları duyabiliriz. Sanki Erdoğan’ın MHP’yi dışlamak isteme çabasına karşı Bahçeli de başka bir cephe kurmaya çalışıyor. Ama bunu sessizce yapıyor. MHP 80 maddeye yakın anayasa değişiklik teklifini Cumhurbaşkanlığı’na sunduklarını ama bunu kamuoyu ile paylaşmayacaklarını söyledi. Hiçbir zaman o maddeleri öğrenemeyeceğiz. Gerekçe olarak kamuoyunda tartışılmasını istemediklerini söylediler. Bahçeli’nin iktidar ortaklığını devam ettirebilmek için bir yada iki basamaklı planı var. Ama bu 31 Mart’taki yerel seçim sonuçlarına göre önce Türkiye yeniden şekillenecek. Erdoğan anayasa değişikliği için bir süre daha Bahçeli’yi yanında tutar mı? Yoksa koalisyonu bozup başka bir koalisyon üzerinden mi gider? Onu çok kestiremiyorum. Çünkü Yeniden Refah Partisi gibi bir sorunu daha var. CHP’nin ‘Hayır’ deyişi var. İYİ Parti’nin seçim sonuçlarına göre nasıl bir iç çatışma yaşayacağı… Yerel seçimlerden sonra biz yeni anayasa tartışmasıyla falan ciddi uğraşacağız. O da bizi yeni bir referanduma mı götürür? Yoksa bu iş meclis içinde çözebilirler mi? Bu konuda pek emin değilim” ifadelerine yer verdi.
“İYİ Parti ile birlikte hareket ederse MHP, Erdoğan’ın elinden ciddi bir koz almış olur”
Öztürk’e analizindeki iki önemli konuya dikkat çeken Ahmet Nesin, “İlk defa dinden bahsetti diyorsun. Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının MHP’den ayrılmasının en önemli nedenlerinden birisi, MHP’nin Türk İslam senteziyle başlayıp İslam sentezini çok fazla ön plana çıkartmamasıydı. Alperen grubu, BBP grubu dinle ilgili daha çok açıklama yapar ve önem verir. MHP sadece Türkçülük üzerine devam edince tartışma konusu oldu. O açıdan Bahçeli’nin o şekilde konuşması kuruluş amacına dönüş gibi bir şey olarak açıklanabilir. Ama ilginç bir şey daha oluyor. Birdenbire İYİ Parti bu seçimlerden anketlerde üçüncü parti çıkacak havası oluştu. Meral Akşener yine İYİ Parti ciddi bir oy kaybına uğrarsa yüzde 10’luk oyunu 6’ya falan düşürürse Meral Akşener evine (MHP) dönecek mi? Yoksa evine mi dönecek? İlla parti birleştirmeye gerek yok. Koray Aydın ve arkadaşları MHP ile birlikte hareket etmeye giderse Erdoğan’ın elinden bir koz almış olur MHP esasında. Çünkü Erdoğan’ın yapmak istediği MHP’yi dışlayıp İYİ Parti’yi yanına almak gibi bir şeyi vardı. Ayakta durabilmesi için” dedi.
Erdoğan’ın MHP’yi sıkıştırıp etkisini azaltma planı olabileceğini de söyleyen Serdar Öztürk, “Koalisyon ile birlikte hareket etmeye devam edip elindeki kozu mümkün olduğunca en aza indirip arayış olabilir. Seçimlere iki hafta kalıyor. Hala anket sonuçlarına bakıyorum. Yüzde 6-10 arasında kararsız görünüyor. Son iki hafta bu. Son bir haftayı zaten çıkartın, etkili hafta olmuyor genelde. Ani çıkışlar oluyor. Seçmen kararını değiştirecek gibi görünmüyor. Eğer yapılacak anketlerde yine yüzde 6-10 gibi kararsız çıkarsa bu kararsızların aslında sandığa gitmek istemeyenlerden oluştuğunu düşünüyorum. Diğer seçimlerde bu oran en fazla yüzde 3-4’e yükselirdi. Şimdi yüzde 6 ila 8 olması bunlar genelde büyükşehirlerle ilgili… Buralarda vatandaşın tercihinin hala sandığa gitmemekten yana olduğu konusunda fikir uyandırdı. Siyasiler de şu anda sandığa gitmeye düşünmeyen seçmeni ikna etmeye çalışıyorlar gibi. Çünkü o söylemler öyle CHP lideri Özgür Özel bile tuttu seçime iki hafta kala ‘CHP’nin seçim kazanmasını istemeyenler var bunların içinde derin devlet de var.’ Dedi. El bombasını bıraktı. Derin devlet yine tartışmaların içine girdi. Benim tabirimle müesses nizamın yöneticileri. Kim bunlar? Hangi ittifaklar hangi ortaklıklar kuruluyor. Bunu genel seçim öncesi biz çok tartıştık. Şu an o kurulan ortaklıklarda değişiklik görmüyorum. NATO’cular ile Avrasyacıların Erdoğan’ın etrafında ama ne pazarlığı yaptılar yada neye kadar yaptılar. Onu bilemiyorum. Erdoğan’ı yarı başkanlık sistemine ikna etmiş olabilirler. Daha değişik bir parlamento daha Fransız tipi bir parlamento gibi… Buna ikna etmiş olabilirler. Erdoğan’ın ‘Bu benim son seçimim’ demesinin altında da bu yatıyor olabilir.” Dedi.
Yeni bir anayasa sistemi ile CHP’nin de ikna edilerek yarı başkanlık sürecine dönülebileceğini ifade eden Ahmet Nesin de “Ama bu yeni bir sistem olduğu için ‘Ben yeniden seçilebilirim’ diyerek erken seçimle zaten bunu yapabilirler. Erdoğan kimi Başbakan yapacak. Öyle birisi kalmadı AKP’de.” Diye konuştu.
Yerel seçim sonuçlarına göre böyle bir durumun Erdoğan’ın yerel seçim sonuçlarına göre ortaya koyacağı planlardan biri olduğunu söyleyen Serdar Öztürk, “Bahçeli’nin konuşmasına bakarak nasıl organize olur. Bahçeli yarı başkanlıkta Başbakan olabilir. Yani mümkündür. İlettikleri anayasa teklifinin altında bu yatıyor olabilir. Orada Erdoğan’ın bir açmazı var. Erdoğan bu haliyle bile MHP ittifakından rahatsızsa Bahçeli gibi bir ismi Başbakan yapmak istemez gibime geliyor. Çünkü Erdoğan’ın Başbakan olarak getirecek kişinin muhtemelen MHP’yi tasfiye etmesi gerekiyor. Süleyman Soylular yaratmaması lazım. Ama gördüğümüz siyasi tabloda İYİ Parti’nin denklemin neresinde olup olmayacağını hatta YRP’nin bu denklemin neresinde olacağı önemli” dedi.
Ahmet Nesin de “Saadet Partisi önceki seçimlerde sağ kesim tarafından çok tartışıldı. Ahmet Davutoğlu’na başbakanlık teklif edilerek orta yol bulunabilir” dedi. Öztürk de “Erdoğan’ın kendisinden kopanlarla ilgili tavrını çok bildiğimizden Davutoğlu’na, Ali Babacan’a çok önem vereceğini düşünmüyorum” diye konuştu.
Serdar Öztürk, “Sanki Erdoğan’ın MHP’yi dışlamak isteme çabasına karşı Bahçeli de başka bir cephe kurmaya çalışıyor”
Yayınlanma :
19.03.2024 09:21


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: