Zafer sevinci yaşayan Akalan köyü halkı, Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu ve kalabalık CHP heyetini, sloganlarla, coşku içinde
karşıladı. Başkan Kocaoğlu ve CHP İzmir İl Başkanı Bedri Serter, sergiledikleri
direniş sonunda yargı kararıyla büyük sevinç yaşayan Akalan halkını verdikleri
mücadeleden ötürü kutladı, Ankara’ya da mesajlar verdi.
5'inci İdare Mahkemesi, Akalan’daki taş ocağı projesi için
verilen 'ÇED gerekli değildir' kararı için, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan
savunma gelinceye kadar yürütmeyi durdurdu. 2'si kadın 19 köylü için
şantiyedeki iş makinalarına zarar verdiği için ikinci bir soruşturma da
başlatılırken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir İl
Başkanı Bedri Serter ve çok sayıda partili köye çıkarma yaptı. İl Eski Başkanı
ve Milletvekili Aday Adayı Ali Engin de köye gidenler arasında yer aldı.
PANKARTTAKİ MESAJ
Köylüler “Biz de bilirdik yan gelip yatmayı. Kendimize
yakıştıramadık, doğduğumuz köyü satmayı “ pankartı dikkat çekti. Köylülere
hitaben ilk konuşmayı yapan CHP İl Başkanı Serter konuşmasında köye verilen taş
ocağı iznini eleştirdi. Serter, "Memleketimizin her yerinde taş var. 3 kilometre ileride,
böyle katliamlar yapmadan gerekli işlemler yapılabilir. Bugün aldığımız mahkeme
kararının hepinize hayırlı olmasını diliyorum. Bu, sizin mücadelenizin sonucu.
Bu mücadelenizi hükümettekiler de göreceklerdir. Onlar da buranın kirazını
yiyorlar, havasını soluyorlar. Bu katliamın içinde sizi bırakmayacaklardır.
Direnişimiz devam edecek. Sizlerle olacağız” dedi.
Başından beri durumu izlediğini aktaran İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da Akalanlıları, haklı mücadelelerinden ve
alınan mahkeme kararından ötürü kutladı. Kocaoğlu, "Biz ne CHP ne
Büyükşehir Belediyesi ne de vatandaşlarımız hepimiz taş ocağı açılmasına, RES
yapılmasına, güneş enerji tarlası yapılmasına karşı değiliz. Çünkü hepimiz
düğmeye bastığımızda elektrik istiyoruz. Arabaya bindiğimizde yol istiyoruz.
Ama biz neye karşıyız. Onun altını çizmeliyiz. Biz Ankara’da yapılan planlarla
adamın evinin dibine rüzgar gülü dikilmesine, doğayı katledecek hidrolik
santrallere karşıyız. Yerleşim yerlerinin burnunun dibine, okul çocuklarını
bile etkileyecek, hayvanları, doğayı etkileyecek taş ocaklarına ve bu tür
uygulamalara karşıyız. Burada merkezi hükümetle İzmir’deki yerel yönetimi ayrı
partilerden olması, birlikte çalışmalarının önünde engel değildir. Başta
Ankara’da proje, planlama yapanlar, ruhsat verenler bilmeli ki her şey para
değildir. Yerel yönetimlerle mutabık kalınarak, kamyon 5-10 km fazla mesafe gidebilir
ama insanlar, gelecek, çocuklar, köylü kurtulur.
19 arkadaşımızın ifade vermesinden haberim oldu. Baro
başkanıyla görüştüm. Gerekli desteği veriyor. An be an takip ediyoruz. Gövdemiz
burada olmasa da aklımız, gönlümüz burada. Mücadele kanun çerçevesinde
olmalıdır. Mücadele hiçbir vatandaşımızın, çocuğumuzun, ablamızın, abimizin
burnunu kanatacak şekilde olmamalıdır. Sizler ve bizler demokratik hakkımızı
kullanıyoruz. Bu demokratik hakkımızı kullanırken, nolur yargı önünde, mahkeme
önünde suçlu duruma düşecek eylemlerde bulunmayalım. Soğukkanlı olalım ve haklı
mücadelemizde haksız duruma düşmeyelim. Mücadelemizi verelim, sonuna kadar
yanınızdayım ama haksız düşmeyin.
Biz bir çalışma başlattık. Taş da mıcır da kentin ve
memleketin ihtiyacı. Sulu sistem çalışacaksınız, kapalı mekanda ve bizim
gösterdiğimiz yerde çalışacaksınız dedik. Şu anda geçerken tozla, toprakla,
tesisle karşılaşmıyorsunuz. Kimse de rahatsız olmuyor. Orada istemediğiniz
kadar taş var. Sadece Belkahve’de. Ruhsat verince bu kez Pınarbaşı ve
Işıkkent’in üstüne pilot uygulamayı uygulayalım dedik. O saat ruhsat verme
yetkimiz elimizden alındı. Eski yasaya göre ruhsat verme yetkisi bizdeydi.
Olsaydı vermeyecektik ruhsat" dedi. Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buraya gerekli taşı, insanları rahatsız etmeyecek yerden ve
teknolojiyle almaya kimsenin karşı çıkması mümkün değil. Hazır mahkeme de
yürütmeyi durdurmuş iken tüm yetkililerin sağlıklı düşünmelerini, haklı
mücadelesini adil şekilde değerlendirmelerini ve vatandaşlara ve diğer köylere,
hiçbirisini rahatsız etmeyecek yerde ve konumdaki bölgelerden taşın alınması
için özel gayret sarf etmelerini, aklı ve bilimi kullanmalarını diliyorum.
Haklı mücadelenizi canı gönülden kutluyorum. Nolur haklı iken haksız duruma
düşmeyin."

YALAN VARDIR
DEDİKODUDAN İLERİ GİTMEZ
Bir vatandaşın "Kemalpaşa Belediyesi'ne gittim başkanla
görüştüm. Belediye başkanı bana taş ocağına benim yetkim yok. Büyükşehir
belediyesinin yetkisi var' dedi" şeklinde konuşması üzerine Başkan Kocaoğlu,
“Yalan vardır yalan vardır hadi bir tarafından tutarsın. Yalan vardır
dedikodudan ileri gitmez. Çamur atmaktan ileri gitmez. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
taş ocağı ve maden ruhsatları konusunda hiçbir yetkisi yoktur. Ya belediye
başkanı bilgisizlikten söylemiştir yahut da ucuz politika yapmak için
söylemiştir. Bilgisiz olduğuna ihmal vermiyorum. Bu yetki İzmir Valisi İzleme
ve Koordinasyon Kurulu’ndadır. Onun da tek karar vericisi İzmir Valisidir. Bunun
aksinde bir laf varsa, gelsin bana söylesinler” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: