SINDIR: “MİLLİ EĞİTİMİN ‘MİLLİSİ’ DÜŞMÜŞTÜR!”

Kültür Merkezi’ndeki    düzenlenen panelde Tirelilere hitap eden Sındır, Köy Enstitülerinin Türk  devriminin en önemli yapıtaşlarından olduğunu söyledi. Sındır, “Köy Enstitüleri; Cumhuriyet’in, aydınlanma devriminin eğitimdeki en önemli atılımıdır. Günümüze bile örnek teşkil eden bu kurumların en temel ilkeleri; birliktelik, katılım, üretim, yetki ve sorumluluktu. İş içerisinde iş aracılığı ile iş öğretiliyordu. Türkiye’nin bugün de Köy Enstitüleri gibi özgün eğitim kurumlarına ihtiyacı var” dedi.

“SİNMİŞ OLANLAR HAREKETE GEÇTİ”

Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümlerinde burukluk yaşadığını söyleyen Sındır, “17 Nisan Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümü. Köy Enstitüleri’nin bugün kuruluşunu kutluyoruz. Ama kapatıldığı için üzgünüz çünkü karşı devrimin bugün Türkiye’yi getirdiği durum ortada.  Atatürk şöyle demişti: ‘Devrimin ateşli hamleleri sönmeye başlayınca sinmiş olanlar harekete geçerler.’ Köy Enstitülerini Büyük Önder Mustafa Kemal’in eğitim alanındaki devrimlerinin doruk noktası olarak ifade edebiliriz. Cumhuriyet alanında da en özgün en çok ses getiren aydınlanma ve üretim uygulamasıdır” dedi.

“VARLIK VE GELECEK KAYGISI”

Türkiye’nin kendine özgü geliştirdiği eğitim kurumu olan Köy Enstitülerinin varlık ve gelecek kaygısı ile kurulduğunu belirten Sındır; “eğitim bir ülkenin, bir toplumun varlığının ve geleceğinin en temel kurumlarından birisidir. Köy Enstitüleri bu gerçeği esas alarak genç Türkiye Cumhuriyeti’nin hür ve bağımsız olarak ilelebet varlığını sürdürebilmesini ilkesinde kurulmuştur. Anadolu’nun  her şeyi kader kabul ederek geri bırakılmasına, çağın gerisinde kalan düzeyine son veren aydınlanma hareketidir Köy Enstitüleri. Binlerce genç kızın ve erkeğin doğup büyüdükleri köylere öğretmen olarak atanmalarının önünün açan bir çağdaş adımdır Köy Enstitüleri” dedi.

“ANADOLU’NUN KARA YAZGISI DEĞİŞTİ”

Köy Enstitüleri ile birlikte Anadolu’nun kara yazgısının değiştiğini söyleyen Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: “Toprağın bereketlendiği, insanların üretim yaptığı bir büyük adımdır Köy Enstitüleri. Köy Enstitülerinde sadece öğretmen yetiştirilmemiştir. Ziraatçı, veteriner, sanatçı, sağlıkçı,  edebiyatçı, yazar her konuda uzman olan bir öğretmen yetiştirilmiştir Köy Enstitülerinde. Oysa bir de bugüne bakalım. Çoğunluğu genç olan milyonlarca nüfusa sahip bir ülkemiz var. Ancak eğitim politikalarımız çağın gerisinde. Bulan, icat eden, üreten bir anlayışta değiliz. Ezberleyen, tekrarlayan bir anlayışla hiçbir ilerleme ve gelişme yapamıyoruz. Bugün başında milli kavramı olan Milli Eğitim Bakanlığı geldiğimiz noktada maalesef milli özelliğini yitirmiştir. Yürütülen eğitim politikalarında bilimsel, kültürel değerlerimiz göz ardı edilmektedir. Ezbere dayalı bir eğitim sistemi ile ülkemizin ileriye taşınması mümkün değildir. Üretimden uzak, araştırma ve sorgulamadan uzak bir anlayışla günü geçiştiren hiçbir gelişmeye olanak tanımayan bir eğitim modeli üzerinden geleceğimizi heba ediyoruz. Bugün Köy Enstitülerini anımsadıkça bu acı durumu daha derinden görebiliyorum. Ama sizleri temin ederim CHP iktidarında dar kalıplara sıkışan, çağın gerisindeki eğitim anlayışına son vereceğiz.”