Sındır'dan Milli Tarım Eleştirisi
CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır Meclis'te basın toplantısı düzenledi.
Yayınlanma :
27.10.2016 17:33


“Milli Tarım Projesi”nde yer verilen havza bazlı desteklemenin, destekleme modelleri arasında yer alan unsurlardan sadece birisi olduğunu ifade eden Sındır, sadece buna bağlı bir destekleme düşünülemeyeceğini, önerilen havza bazlı desteklemenin de üretimle ilişkili olup olmadığının tanımlanması gerektiğini söyledi.
Sındır Sözlerini Şöyle Sürdürdü;
"Toprağıyla, havasıyla, suyuyla, Tarım sektörünün yaşamımız için ne kadar önemli olduğu hala anlaşılamamış olsa gerek ki, hükümet sözde “Milli Tarım Projesi” lansmanı ile eşzamanlı olarak “Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı” ile; Tarım alanlarımızın talan edilmesine neden olacak, Zeytinliklerimizi yok edecek, Meralarımızı yok edecek, Hayvansal üretimimizi daraltacak, Şeker pancarı üretimimizi yok edecek, Halkımızın sağlığını tehdit edecek, Gıda egemenliğimizi ulusaşırı tekellerin kucağına teslim edecek, Tarım sektöründe ithalatı ve dışa bağımlılığı artıracak, Çiftçimizin yok olma sürecini hızlandıracak bir yasal düzenlemeye de imza atıyor."
Sındır'ın Basın Açıklamasının Tamamı:
Başbakan Sn. Binali Yıldırım, İzmir’in Ödemiş İlçesinde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sn. Faruk Çelik’in de eşlik ettiği toplantıda “Milli Tarım Projesi” adı altında; ne olduğu, kapsamı ve nasıl uygulanacağına dair herhangi bir bilgiye rastlayamadığımız, kendi içinde çelişkiler taşıyan, AKP iktidarının eksiklerinin ve yanlışlarının itiraflarını içeren, sektörün kendi içinde ve diğer sektörlerle etkileşimleri çerçevesinde hiçbir şekilde bütünsellik içermeyen, akıl ve bilimden uzak, bir çok ürünü kapsam dışında bırakan, uygulama şekli ve yöntemi tanımlanmamış, çiftçilerimizin kafalarını karıştırmaktan ve temenniden öteye geçmeyen bir dizi açıklamalarda bulundu. Söz konusu açıklamaların dışında ve ilçelere göre desteklenecek bazı tarla bitkileri ile fındık, çay ve zeytinyağından oluşan toplam 19 ürün listeleri dışında bugüne kadar Bakanlık kaynakları da dâhil olmak üzere hükümet kaynaklarından kapsam ve yönteme dair herhangi detay bir bilgiye ulaşabilmek te mümkün olamamıştır. Kaldı ki işin bir başka trajikomik yanı, Ödemiş ilçemizde açıklama yapan Sn. Başbakan Ödemiş’imizin patates üretiminden örnek veriyor ancak patates ürünü dahi bu 19 ürün arasında yer almıyor.
AKP’nin “Milli Tarım Projesi”nde yer verilen havza bazlı destekleme tabii ki destekleme modelleri arasında yer alan unsurlardan sadece birisidir ancak sadece buna bağlı bir destekleme düşünülemez ve ayrıca önerilen havza bazlı desteklemenin de “üretimle ilişkili olup olmadığı” tanımlanmamıştır.
Diğer yandan, Toprağıyla, havasıyla, suyuyla, Tarım sektörünün yaşamımız için ne kadar önemli olduğu hala anlaşılamamış olsa gerek ki, hükümet sözde “Milli Tarım Projesi” lansmanı ile eşzamanlı olarak “Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı” ile; Tarım alanlarımızın talan edilmesine neden olacak, Zeytinliklerimizi yok edecek, Meralarımızı yok edecek, Hayvansal üretimimizi daraltacak, Şeker pancarı üretimimizi yok edecek, Halkımızın sağlığını tehdit edecek, Gıda egemenliğimizi ulusaşırı tekellerin kucağına teslim edecek, Tarım sektöründe ithalatı ve dışa bağımlılığı artıracak, Çiftçimizin yok olma sürecini hızlandıracak bir yasal düzenlemeye de imza atıyor.
Tasarıda;
Zeytinliklere en az 3 km mesafe şartı kaldırılıyor, kimyevi atık ve toz bırakan, toz ve duman çıkaran tesis ibaresi kaldırılıyor, Tarım Bakanlığının izin şartı kaldırılıyor ve ayrıca “Zeytinlik sahaları daraltılamaz” ibaresi de metinden çıkarılıyor. Komik bir para cezası ile de işlenecek suç sözde cezalandırılıyor.
Zeytinliklerimiz herhangi bir Bakanlık tarafından verilecek kamu yararı kararı gereğince sanayi, madencilik, vb her türlü hava, toprak, su ve çevre kirletici tesislerin yatırımına açık hale getiriliyor. Zeytinliklerimiz ve zeytinyağı üretimimiz yok olma sürecine giriyor.
Mera Yaylak ve Kışlak olarak kullanılan arazilerin, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının talebi üzerine, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, organize sanayi bölgeleri ve yerleşim alanları içerisinde bulunan sanayi sitelerinin ve münferit sanayi işletmelerinin yerleşim yeri dışına çıkarılması amacıyla ihtiyaç duyulan yerlerin, ilgili müdürlüğün talebi, komisyonun ve defterdarlığın uygun görüşü üzerine, valilikçe tahsis amacı değiştirilebilir. Böylece mera dışına çıkarılan alanlar ranta teslim edilmiş oluyor.
Şeker Kanununda yapılacak değişiklikle sadece kuru madde bazında ağırlık itibarıyla %10 ve daha fazla oranda fruktoz içeren nişasta kökenli izoglükoz kota kapsamına dahil ediliyor ve “Şeker” tanımından “likid ya da kurutulmuş halde glükoz şurubu” ibaresi çıkarılarak aynı zamanda kota kapsamının da dışına çıkarılmış oluyor. Böylece büyük oranda GDO’lu BtMısır’dan elde edilen nişasta bazlı şeker (nbş) olarak ta tanımlanan glikoz şurubunun sınırsız üretim ve tüketiminin önü açılıyor.
11.10.2004 tarihinden önce izinsiz olarak tarım dışı amaçla kullanıma açılmış bulunan arazilerin istenildikleri amaçla kullanımı için tarım arazisi vasfının değiştirilmesinin önü açılarak ülkemizin her bir köşesinde tarım dışı amaçla kullanılmakta olan tarım alanlarımızın talan edilmesinin önü açılıyor.
İhanet mi Dediniz?
Sözde “Milli Tarım Projesi” konuşmasında Sn.Başbakan “tarım yapılacak yere bina yapmak ihanettir” diyerek tarım toprağının önemini vurguluyor ancak bu madde değişikliğiyle kendi sözüyle çelişiyor.
Sn. Başbakan’ın üslubu ile ben de sormak isterim;
“Bu ne yaman çelişki, Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ?”
Şimdi Sormak İstiyorum;
2017 yılı Tarımda Destekleme miktarı ne olacak ? Tarım Kanunu’nun öngördüğü GSYH’nin en az % 1’inin üzerine çıkacak mı ?
Sn.Başbakan’ın Ödemiş konuşmasında son 14 yılda tarıma 90 milyar TL destekleme yapıldığını itiraf etmiş bulunmaktadır. Oysa ki, Tarım Kanun uyarınca en az %1 verilmiş olsaydı 146 milyar TL olması gerekirken aradaki 56 milyar TL fark çitçimize devletin borçlu olduğunun bir itirafı değil midir ? Hükümet bu borcu ne zaman ödemeyi düşünmektedir ?
GAP projesinin yarım kalan tarımsal sulma yatırımlarını ne zaman tamamlamayı düşünüyorsunuz.
“ihanet” olarak nitelemiş olduğunuz “tarım yapılacak yere bina yapımı” eylemi ile çelişen “Üretim Reformu Paketi Kanun Tasarısı Taslağı”ndaki ve yukarıda sıralamış olduğum maddeleri taslaktan çıkaracak mısınız ?
Bu ihanetin içinde olmamak adına 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda amir hüküm olan ve tarım topraklarımızın korunabilmesinin temel koşutu olan “Arazi Kullanım Haritaları”nın tüm yurt sathında ne kadarı tamamlanabilmiştir ? Yoksa tarım alanlarımız parsel bazında verilen kararlarla, illerde Toprak Koruma Kurullarının insafına veya vicdanına mı terkedilmiş olmaktadır ?
14 yıldır çiftçimizin, üreticimizin, tüketicimizin gerçek sorunlarına ayağı yere basan, akıl ve bilimin ışığında doğru çözümler üretemeyen ve yukarıda sıraladığım uygulamaları ile bundan sonra da kesinlikle üretemeyeceği ortada olan AKP iktidarının başta Sn. Başbakan ve Sn. GTH Bakanı olmak üzere tüm yöneticilerine sesleniyorum; artık yeter, çiftçisiyle, işçisiyle, memuruyla, emeklisiyle, esnafıyla, sanayicisiyle, işsiziyle bu millet sizin süslü ve örtülü sözlerinizle kandırılmaktan usandı ve tükendi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: