SUDAN DEĞERLİ ''ALTIN'' MI VAR?
Dünya Su Günü’nde suyun önemine ve İzmir çevresindeki maden ocakları nedeniyle su kaynaklarındaki çevre sorunlarına dikkat çekmek isteyen vatandaşlar Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplandı.
Yayınlanma :
22.03.2016 12:03


“Bugün 22 Mart Dünya Su Günü. Bugün temiz ve sağlıklı suya erişim için temel insani hak taleplerimizi dile getirdiğimiz bir gün olarak çevre mücadelesinin merkezinde yer alan bir gün.
Doğal yaşam için en temel ihtiyaç olan suya erişim her canlının temel hakkı. “Su” piyasa değeri olan bir meta değil, insanlığın ve doğanın ortak varlığı. Ancak sularımız, artan nüfus, plansız ve sınırsız büyüme, yanlış tarım, sanayi ve madencilik politikalarıyla kirlenmeye ve tükenmeye başladı.
Derelerimiz, denizlerimiz, yer altı sularımız, kıyılarımız, ormanlarımız, biyolojik çeşitliliğimiz yasal düzenlemelerle gözden çıkarılıyor, doğal ve kültürel varlıklarımız, yaşam alanlarımız bir bir yok ediliyor.
“Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı”, “Su Kanunu” ve “Mera Kanununda Değişiklik” gibi yasal düzenlemelerle pek çok milli park ve 1.derece sit alanında şirketlerin faaliyetleri kolaylaştırılıyor ve koruma alanlarında her türlü enerji santrali inşaatı, maden arama ve işletme tesisinin önü açılıyor. Nükleer, termik, HES’ler, altın, gümüş, nikel, maden ocakları ve işletmeleri, çimento fabrikaları, yasalar, yönetmelikler ve daha pek çok araç ile yaşam alanlarımız yok ediliyor.
Kentimiz İzmir de bu süreçten nasibini alıyor ve pek çok çevresel kirliliğin odağında bulunuyor. İzmir Körfezi Aliağa’da yapılması planlanan termik santrallerin, İzmir’in içme suyu başta Efemçukuru altın madeni olmak üzere, Çaldağı ve Gördes nikel madenlerinin tehdidi altında. Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes ve Bakırçay yoğun bir kirlilikle yüz yüze...
Yanı başımızdaki Efemçukuru, İzmir kentinin içme suyunun yaklaşık % 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında, yaklaşık 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı’na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer alıyor. Bu bölge İzmir’in arseniksiz tek su havzası. Aynı zamanda orman alanları ve eşsiz üzümleriyle, İzmir’in gözbebeği. İzmir için yaşamsal öneme sahip bu bölgede 4 yılı aşkın süredir altın madeni işletiliyor. Maden işletmesine yönelik “yörenin kayaç yapısı ve işletmede yapılacak zenginleştirme işlemi sonucunda maden işletmesinin ağır metal kirliliği yaratacağı, böylelikle bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleneceği, yörenin bitki ve orman örtüsünün zarar göreceği, bölgede uygulanan ekolojik tarımın sona erdireceği, kısaca ekolojik ve toplumsal yıkıma yol açacağına dair bilimsel raporlar var. Bu çok önemli bilimsel uyarılara rağmen çevre sağlığı ve canlı yaşamı için risk oluşturan altın madeni 2011/Haziran ayından bu yana faaliyetini sürdürüyor. Şirketin kapasite artırımı başvurusu mahkemece iptal edildi. Madende yapılan bilirkişi keşfi bilimin yıllardır yaptığı uyarının ne yazık ki gerçekleşmeye başladığını ortaya serdi. Mahkeme kararıyla, bilim insanlarının yıllardır uyardıkları gibi Efemçukuru yöresinde ağır metal kirliliğinin başladığı kanıtlandı. Artık mahkeme kararının gecikmeksizin uygulanması, çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yarattığı mahkeme kararıyla tespit edilen Efemçukuru Altın Madeni'nin Çevre Kanunu'nun 15.maddesi gereğince derhal kapatılması, işletme hakkında idari yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Maden işletmesinin mahkemece kanıtlanmış zararları nedeniyle mühürlenmesi beklenirken, Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü mahkemece iptal edilen Altın Madeni kapasite artırımı projesi için ÇED sürecini yeniden başlatmıştır. Başlatılan yeni ÇED süreci mahkeme kararına karşı direnmedir, suçtur. Mahkeme kararı ile ağır metal kirlenmesine yol açtığı tespit edilen faaliyetin durdurulmaması açıkça hukuka aykırıdır.
Efemçukuru konusu Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu'nun deyimiyle, "yaşamsal bir konu"dur. Kendisinin yıllar önce Efemçukuru'nda söylediği "Bu altın madeni işletilirse İzmir'i başka yere taşımak zorunda kalacağız" sözleri her şeyin özetidir. Milyonlarca İzmirliyi doğrudan ilgilendiren bu yaşamsal konu hakkında başta milletvekilleri, yerel yöneticiler, kentteki tüm demokratik kitle örgütleri olmak üzere hepimize geleceğimizi kurtarmak adına büyük görev düşüyor. Suyumuzu korumak, geleceğimizi kurtarmak sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır.
Kısacası Efemçukuru'ndan çıkarılan altın İzmir'in, geleceğini yok edecek. Efemçukuru konusundaki tercih; ya İzmir’in suyunun korunmasından yana, ya da Altıncı Şirketin çıkarlarından yana olacaktır.
İzmir’in üstü “ALTIN”dan daha değerlidir. Havamızı, toprağımızı, suyumuzu, kültürümüzü korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Suyumuzu kirlettirmeyeceğiz, sattırmayacağız, yaşam alanlarımıza sahip çıkacağız.”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: