Gezi Parkı Davası hükümlüsü, şehir plancısı Tayfun Kahraman, ikinci kez Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurarak hakkındaki "ihlal kararının "uygulanmasını talep etti. Kahraman yaptığı açıklamada, "Yaptığım başvuru, yalnızca benim özgürlüğüm veya kişisel hak arayışımdan ibaret değildir. Tam tersine, hepimizin ortak ihtiyacı olan hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığıyla ilgilidir" dedi.
"Yaşadığım süreç zor, yorucu ve kimi zaman yıpratıcı oldu. Ancak umudumu hiç kaybetmedim" diyen Kahraman, "Allah kimseyi masumiyetini müdafaa etmek zorunda bırakmasın" mesajı verdi.
Kahraman'ın avukatı Cansu Çifçi, 7 Kasım'da Kahraman'ın tahliye edilmesi ve yeniden yargılanması için İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurmuştu. İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu şehir plancısı Tayfun Kahraman’ın Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına uyulmamasına karşı yaptığı itirazı reddetmişti. Kahraman sosyal medya üzerinden açıklama yaparak yeniden AYM’ye başvurduklarını açıkladı.
Kahraman'ın sosyal medya hesabından duyurulan açıklaması şöyle:
"Herkese Merhabalar, Anayasa Mahkemesi’nin hakkımda verdiği ihlal kararının uygulanmamasından bu yana kamuoyuna hiç konuşmadım. Bu süreçte sessiz kalmayı, hukuka olan inancımı ve sabrımı korumak için bilinçli olarak tercih ettim. Ancak bugün ikinci kez Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak hakkımdaki kararın uygulanması talebinde bulunduğumu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Evet, 4 senedir Silivri’deyim; adil yargılanmadığım ve masum olduğum AYM kararı ile tescillendiği halde evime, Vera’ma dönemiyorum ve bu ancak yaşayanın anlayabileceği kadar zor ama dilerim bu hatadan bir an evvel dönülür ve hiç kimse bir daha bunu yaşamaz.
Yaptığım başvuru, yalnızca benim özgürlüğüm veya kişisel hak arayışımdan ibaret değildir. Tam tersine, hepimizin ortak ihtiyacı olan hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığıyla ilgilidir. Bugün bu karar benimle ilgili olabilir; yarın bambaşka bir yurttaşla ilgili olabilir. Haksızlığa uğrayan kim olursa olsun, onun yanında durabilme iradesini gösterebildiğimiz ölçüde bu ülkede hepimizin güvende olacağına inanıyorum. Her siyasi görüşten, her partiden, her düşünceden insanın hukuk karşısında eşit olduğu bir düzeni savunmak hepimizin ödevidir. Adaletin kimliğe, dünya görüşüne, oy tercihlerine göre değişmemesi gerekir. Bu nedenle çağrım, yalnızca bana destek verilmesi çağrısı değildir; hepimizin güvenliğini sağlayan hukuk devletinin korunması için bir arada durma, doğru tarafta olma çağrısıdır.
Yaşadığım süreç zor, yorucu ve kimi zaman yıpratıcı oldu. Ancak umudumu hiç kaybetmedim. Bu umudu bana ailem, dostlarım, dayanışma gösteren herkes verdi. Şimdi herkesi bu dayanışmayı, kişisel bir haksızlığa değil, ülkemizde adaletin 86 milyon tarafından güvenilir biçimde tesis edilmesi için büyütmeye davet ediyorum. Ben ve ailem adaletsizlik ve haksızlığın acısını yaşadık, yaşıyoruz. Bu acıyı kimsenin yaşamamasını istiyorum. Kimse bunu hak etmiyor. Evladım Vera başta olmak üzere, bizden sonraki tüm nesiller için adil bir düzen istiyorum. Bu isteğe herkesin tüm başka aidiyetlerini geride bırakarak, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ortak olmasını diliyorum. Allah kimseyi masumiyetini müdafaa etmek zorunda bırakmasın."
Yorumlar
Kalan Karakter: