
Kongrede rakibiniz erkekti. Bu kongreden başarıyla sıyrılmış bir kadınsınız. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyim?
Açıkçası kongredeki rakibimin erkek ya da kadın olması ile ilgili çok fazla yorum yapmayacağım. Siyaset yaparken kadın bakış açısına evet; ama düşüncede cinsiyetsiz olmak gerekiyor. Çünkü toplumun her cinsiyetine hitap ediyorsunuz. Bizim için iyi bir kongre süreciydi. Birbirimizin haklarına saygı duyarak yarıştığımız, kendi içimizde bir rekabetti. Çok az bir oy farkıyla ipi göğüsleyen ben oldum. İki arkadaş olarak birbirimizi incitmeden süreci tamamlamış olduk. Kongre geçeli çok uzun zaman oldu, o yüzden pek yorum yapmak istemiyorum.
“Biz kadınlara balık vermedik, balık tutmayı öğrettik”
Buca İzmir’in en kalabalık ilçesi. Buca’da kadın nüfusunun durumu ve sorunları ile ilgili bir çalışmanız var mı?
Pandemi süreci birçok çalışmamızı engelledi ama kadın kollarımız bu konuda güzel çalışmalar yapıyor biz de destekçileri oluyoruz. Kadın hayatın her alanında yer alıyor. Kadının görmüş olduğu şiddet, sadece fiziksel değil, biz ekonomik anlamda şiddet gören kadınlarımıza da ulaşmaya çalıştık. Pandemi sürecinde evi idare eden, ihtiyaçları gideren kadınlardı. Doğal olarak bu kadınlara sosyal yardımda bulunduk. Birçok kadınımızın istihdamla ilgili sorunları var, onları yönlendirerek iş sahibi yapmaya çalıştık. Kadınlara balık vermektense balık tutmayı öğrettik. Belediyemizin Özgecan Aslan Kadın Dayanışma Merkezi var, psikolojik destek almak isteyen kadınlarımızı oraya yönlendirdik. Bunun dışında kadınların siyasetteki yolunun açılması için belki de bir sembol oldum. Ben ne kadar başarılı olursam, o kadar çok kadınların siyasette yolu açılacak. Biz de bunu yapmaya kararlıyız. Bu yolda kadın arkadaşlarımın çok desteğini görüyorum. Siyasette de kadının sayısının çok olması seni nitelik anlamında yine var olman anlamına gelmiyor. Sayın ne kadar çoksa o kadar varsın demek değil. Tabii ki bir kadın bakış açısı var, onu yerleştiremediğin sürece eril her zaman hâkim oluyor. Bunun önüne geçebilmek için kadınlarımızla bire bir görüşüyoruz. Birçoğunun da önünün açıldığını görüyoruz. Çok değil kısa bir zaman önce, pandemi sürecinde kirasını ödeyemediği için ev sahipleri tarafından şiddete uğramış bir kadın arkadaşımızı ziyaret ettik, sorunlarını dinledik. O da yardım değil destek istedi ve biz de o konuda elimizden geleni yaptık. İl Başkanımız Deniz Yücel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in emekleri inkâr edilemez. O kadın arkadaşımızın iş sahibi olmasını sağladık. Lokalde çalışmalarımız oluyor. Birebir kadınların ev ziyaretine gidiyoruz. Onlarla siyasete, ev hayatına dair sohbetlerimiz oluyor.
Bucalı kadınların partili, partisiz size yaklaşımı nasıl?
Partili kadınlarımızın bakış açısı bana olması gerektiği gibi. Benimle konuşurken daha rahatlar. Odada herhangi bir derdini anlatabiliyor, içlerini dökebiliyor. Parti üyesi olmayan kadınlarımız da geliyor. Siz de kadınsınız beni anlarsınız, anlayışıyla gelen çok kadınımız var. Bu durum açıkçası beni çok duygulandırıyor. İyi bir yaklaşımları var.
CHP’de seçilmiş kadın oranını nasıl buluyorsunuz? Yorumunuzu alabilir miyim?
Tabii ki kadın belediye başkanları, ilçe başkanları çoğaltılmalı. Demin bir cümle kullandım, sayısal olarak zaten kadınların üyelik anlamında sıkıntısı yok ama siyasette var oluşları sayı ile doğru orantılı değil. Bir kadın bakış açısı var, kimse inkâr edemez hatta bu kadın bakış açısı belki dünyayı değiştirecek bir bakış açısı, buna ihtiyacımız var. Kadınların temsiliyetleri kesinlikle yeterli değil. Ne zaman temsiliyette eşitlik sağlanırsa o zaman kadın bakış açısı siyasete yerleşecek. Eğer kadınlar siyasette fazla olursa ama yine de niteliksel olarak o bakış açısı değişmezse yine erillik hâkim olur. Ben, daha çok kadın siyasetçi olması gerektiğini düşünüyorum. Aslında bu soru bile ne kadar vahim bir durumda olduğumuzu gösteriyor. Bir eksiklik olduğu zaman bu tarz sorular sorulur. Demek ki bir eksik var ve bu herkes tarafından biliniyor. Ne zaman bu sorular sorulmazsa kadınlar siyasette o zaman var olmaya başlayacak. Şimdi ne oluyor hiçbir zaman biz siyasette erkeğin yeri diye soru sormayız ya da erkek siyasetçi olarak yaşadığınız zorluklar diye bir soru sormayız. Çünkü kadın siyasette hak ettiği yerde değil. Düşüncede cinsiyetsiz olduğumu ifade etmiş olsam da o kadın bakış açısının yerleşmesini ve kadının siyasette sözü geçmesi konusunda gerekli bütün emeği veriyorum.
8 Mart yaklaşıyor. Bir etkinliğiniz olacak mı?
8 Mart aslında bir kutlama değil, daha çok anma günüdür. Yüzün üzerinde kadınımızın hayatını armağan ettiği bir gün diye düşünüyorum. Evet, bir programımız olacak. Biz emekçi kadınlarımızı ziyaret edeceğiz. Onlarla sohbetlerimiz olacak. Daha önce söylemiştim. Kadınlarımızı evlerde ziyaret ediyoruz. Kadınların sorunlarını dinleyip biz bu sorunları nereye kadar çözebiliriz bunu değerlendireceğiz. Kadın kollarımızın faaliyetleri var. Bir süredir proje yönetiyorlar. Birlikte üretimin alana çok iyi yansıtıldığı bir proje yaptılar. Kadın Kollarımızla beraber 8 Mart’ta bir takım etkinliklerimiz olacak; ama ağırlıklı olarak biz kadınları ziyaret edeceğiz. Emekçi kadınlar derken, iş yerinde çalışan kadından bahsetmiyorum. Evdeki kadınımız da emekçi kadındır. 24 saat işçilik yapan bir kesim.
İstanbul Sözleşmesi konusunda Buca’daki kadınlara herhangi bir bilgilendirme çalışmanız var mı?
İstanbul Sözleşmesi çok uzun süre önce imzalanmış ama uygulaması iyi bir şekilde yapılmamış sözleşme. Sadece kadınları koruma değil toplumda pozitif ayrımcılık yapılması gereken kısmı da koruyan bir sözleşme. Bununla ilgili bilgilendirmeler zaman zaman sosyal medya üzerinden, zaman zaman basın açıklamaları ile yapılıyor. Parti olaraksa, bizim milletvekillerimiz İstanbul Sözleşmesi’nin olduğu gibi uygulanması konusunda gerekli çalışmaları yürüttüler. Biz de yerelde siyaset yapan kadınlar olarak, bunun bilgilendirmesini yapıyoruz. Burada şu var imzalanması yetmiyor, uygulanması da gerekiyor bu anlamda İstanbul Sözleşmesi çok önemli. Kendi açımdan konuşuyorum. Kadın sığınma evlerinde yöneticilik yaptım. Oralar hayatın gerçek fotoğrafını gördüğünüz yerlerdir. Bizler orada başkalarının acılarından güç almayı öğrendik. Kadınlarımız gerçekten kötü günler geçiriyor.
Son sözü size verelim. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Çok uzun süredir bir pandemi süreci var. Yani ölümün kapımıza geldiği zamanlar yaşadık, yakınlarımızı, sevdiklerimizi kaybettik. Yakınımız olmasa da bir kişinin daha hayatını kaybettiğini öğrendiğimizde içimiz acıdı. Böyle bir süreçten geçiyoruz. Sosyal devlet olmayı beceremeyen, 18 yıldır bu ülkeyi yönetip kendi haklına yabancı bir iktidarla yönetiliyoruz, tırnak içinde 'yönetilemiyoruz'. Barış dilini bu ülkeye getirmemiz lazım. Ben iyilikle kavgasız savaşsız bir dünya için el ele vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Kendi çocuğunun geleceğini düşünen kadınların ve kendini düşünen kadınlar, bizim bizden başka kurtarıcımız yok. İnsanlar olarak en iyisini hak ediyoruz, sadece bunun için savaşabiliriz.
Yorumlar
Kalan Karakter: