TBMM'deki süreç komisyonuna başkanlık yapan Kurtulmuş, Diyarbakır'daki etkinlikte yaptığı "ana dili" açıklamasını yineyelerek, "Hiç kimsenin ana dilini bahane ederek siyasal bir ayrışma içerisinde olması asla kabul edilemez. Herkesin ana dili, ana sütü kadar helaldir" ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, "Meclis Başkanı olarak söylemenin önemli bir kapıyı açtığını düşünüyorum ama hiç kimsenin ana dilini bahane ederek siyasal bir ayrışma içerisinde olması asla kabul edilemez" dedi.
PKK yönetimi, 12. Kongre kararları doğrultusunda ve Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye'deki tüm güçlerinin Medya Savunma Alanları'na geri çekilmeye başladığını duyurdu. "Biz 12. Kongre Kararlarına bağlıyız ve uygulamakta kararlıyız" denilen açıklamada, sürecin ilerlemesi için “gecikmeden” hukuki ve siyasi düzenlemelerin hayata geçirilmesi talep edildi.
Açıklamada, "PKK’ye özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır" denildi.
KURTULMUŞ'TAN DÜZENLEME AÇIKLAMASI
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan da karar sonrası ilk açıklama geldi. Süreç komisyonuna başkanlık eden Kurtulmuş, "Güvenlik ve istihbarat birimleri, örgütün silah bıraktığını tespit-tescil ettikten sonra Terörsüz Türkiye ile ilgili birtakım yasal düzenlemeler dönemine geçilecektir" dedi.
Kurtulmuş, sürecin sonunda mutlaka kazanacaklarını ve başaracaklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Dünyada çatışma çözümleri bakımından en zor şey, devletlerle terör örgütleri arasındaki terörü bitirme süreçlerinin yönetimidir. Birçok ülkede bu işin nasıl sonlandığını biliyoruz. Geldiğimiz nokta nedir? Terör örgütü lideri, bildiğiniz gibi 'Örgütü dağıtıyoruz, artık örgüt silahlarını bırakıyor' diye açıklama yapmıştı. Ondan sonra devletin kurumları bu süreci ciddi bir şekilde takip ediyor. Dün bir açıklama daha yapıldı. Artık örgütün Türkiye'den tamamen çekildiği, Türkiye'deki faaliyetlerin tamamen sona erdiğini ifade eden bir açıklama geldi. Bunun önemli bir adım olduğunu görüyoruz ancak Türkiye'nin güvenlik ve istihbarat birimleri, hakikaten örgütün silah bıraktığını ve kendisini fesih sürecini sürdürdüğünü ya da sonlandırdığını tespit ve tescil ettikten sonra Terörsüz Türkiye ile ilgili birtakım yasal düzenlemeler dönemine geçilecektir."
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun bazı üyeleriyle Dicle Üniversitesi 2025-2026 Eğitim Öğretim Yılı Akademik Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, "Ayrışmanın değil çok çeşitliliğin ve çok kültürlülüğün büyük gölgesinin yansımasıdır. Ana dili, ana sütü kadar helaldir. Bu ülkede hiçbir kimse dilini istediği gibi kullanmak istediği için bir şekilde sorgulanamaz" diyen Kurtulmuş, bu sözlerini de yineledi.
ANA DİL AÇIKLAMASI: ÖNEMLİ BİR KAPIYI AÇTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Türkiye’de ret, inkar ve asimilasyon döneminin geride kaldığını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Türkiye'de önemli bir toplumsal kesimi oluşturan Kürt kardeşlerimizin kimlikleri üzerindeki baskılar artık asla mevzu bahis olamaz. Herkes kendi kültürünü geliştirmek, kendi kimliğini olduğu gibi kabul etmek durumundadır. Bizler de farklı kimlikleri kabul etmek durumundayız ama şunun da altını çizmek isterim ki farklı kimlikleri kabul etmek, farklı kimlikler üzerinden toplumu ayrıştırmak, bölüştürmek, ötekileştirmek değildir.
Geçen hafta Diyarbakır’daki üniversitede konuşmamı bitirirken Kürtçe bir beyitle bitirdim. ‘Bir olalım, beraber olalım, el ele, gönül gönüle, barış olsun, kardeşlik olsun’ manasına gelen sözlerdi. Bunu Meclis Başkanı olarak söylemenin önemli bir kapıyı açtığını düşünüyorum ama hiç kimsenin ana dilini bahane ederek siyasal bir ayrışma içerisinde olması asla kabul edilemez. Herkesin ana dili ana sütü kadar helaldir. Benim annem Türk. Öyle olduğu için Türkçe biliyorum. Bir başkasının annesi başka etnik bir kökendense o da annesinin diliyle dilediği gibi konuşsun. Çünkü bu bizim kültürümüzün, inancımızın bir gereğidir."
Yorumlar
Kalan Karakter: