TGC'den Basın Kuruluşlarının Kapatılmasına Tepki

Son yayımlanan KHK ile 14 Kasım 2016 tarihinde “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” şiarıyla yayın hayatına başlayan Dihaber, aralık 2016 tarihinde “Medyanın diline, çuvaldız niyetine” şiarıyla yayın hayatına başlayan Gazete Şûjin ve Türkiye’de yayımlanan tek Kürtçe gazete olan Rojava Medya kapatıldı.

Basın kurumlarının kapatılması Diyarbakır’da protesto edildi. Çok sayıda gazeteci Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliğinde bir araya gelerek, açıklama yaptı. Açıklamaya İHD, Diyarbakır Tabip Odası, SES ve Eğitim Sen yöneticileri de katılarak gazetecilere destek verdi.

OHAL UYGULAMALARINA TEPKİ

Açıklamada ilk olarak konuşan TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, “Muhalif mecralar OHAL marifetiyle birer birer kapatılıyor. Kapatılmayanlar hakkında ise soruşturmalar, davalar ardı ardına geliyor” dedi. Türkiye’de artık demokrasinin esamesinin bile anılmadığını söyleyen Oral, “Bizler; ülkenin, medyanın kutuplaştığı, toplumun kamplara bölündüğü, insanların farklı düşüncelere, bireylerin birbirlerine tahammülünün kalmadığı bugünlerde, mesleğimizi özgürce yaparak, gerçek haberlerin ışığıyla aydınlanan, her kesimin, her düşüncenin kendisini ifade edebildiği bir toplumu, bir medya düzenini arzuluyoruz.

Bu bağlamda hayatı olağanüstü şekilde çekilmez hale getiren, mesleğimizi icra etmemize engel olan, meslektaşlarımızın ardı ardına işsiz kalmasına neden olan OHAL uygulamasının da bir an önce sona erdirilmesini talep ediyoruz. Bu vesileyle kapatılan Dihaber, Rojeva Medya ve Gazete Şujin ile dayanışma duygularımızı ifade ediyoruz” dedi.

‘GAZETECİLİK DEVAM EDER’

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Üyesi Ayşe Güney, kapatılan basın kurumları yaptıkları haberlerle ve üstlendikleri misyonla Türkiye’de önemli bir görevi yerine getirdiklerini belirtti. Basın üzerinde baskıların ilk olmadığını söyleyen Güney, “Bugün racon kesen, tetikçilik yapan bir gazetecilik yaratılmaya çalışılıyor. Buna karşı biz de hakikatin peşinde, halkın yanında olan gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Kapatarak bitirilebilir bir meslek değildir gazetecilik. Hayat devam ettikçe bizim işimiz devam eder” dedi.

‘KÜRT BASININA ÖZEL BASKI’

“Kadınlar birçok zorluğu atlatarak Gazete Şûjin’ı kurdular” şeklinde konuşan Gazete Şûjin editörü Münevver Karademir, şunları kaydetti: “Kadınlara yönelik saldırıları açığa çıkarttık. Geçen sürede tehditler aldık, baskılarla karşılaştık. Ancak çalışmalarımıza devam ettik. Çünkü biz gazeteciyiz. Şimdi de çalışmalarımızı kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.”

Rojava Medya İmtiyaz Sahibi Murat Sekmen ise Kürt basını üzerinde özel bir baskının uygulandığını belirterek, “Bu baskı son dönemde uygulanan savaş politikalarından bağımsız değildir. Bu politikalar burada daha da derinleştirilmek isteniyor. Bunun için kurumlarımız kapatıldı. Ancak her saldırıya karşı biz çalışmamıza devam edeceğiz” dedi.

‘ÖZGÜR BASIN BAYRAĞI DALGALANACAK’

Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Eş Başkanı Hakkı Boltan ise şunları söyledi: “Yeni KHK ile Türkiye’nin polisleşme ve askerleşme sürecine girdiğine dikkat çekerek, Türkiye’de Kürtlere yönelik bir hareketin, saldırının adımları oluşturulmuştur. İlk olarak da Kürtlerin basınına saldırı yapılmaktadır. Bunun devamının geleceği gözüküyor. Daha önce ortak ses olmak için uluslararası gazetecilere seslenmiştik ve büyük destek toplamıştık. Bu destek iktidarı da korkutmuştu. Dolayısıyla gazetecilik desteğini de, dayanışmasını da sürdürmeye devam edeceğiz. Yeniden bütün gazetecilikleri bu saldırıların karşısında durmaya çağıyoruz.”

Dihaber adına konuşan Özgür Paksoy da yaptıkları haberlere değinerek, “Özgür Gündem binasının bombalanmasından özgür basın geleneğini bugünlere getirdik. Bu bayrak OHAL ve KHK ile indirilemeyecektir, dalgalanmaya devam edecektir. Musa Anter’lere, Rohat Aktaş’lara sözümüz var. Biz bu bayrağı kararlıkla dalgalandıracağız” dedi.  (DUVAR)