TGS’den gazetecilere üyelik çağrısı

TGS İzmir Şubesi’nden yapılan
yazılı açıklamada, Türkiye'nin içinde bulunduğu olumsuz siyasi ve ekonomik
koşulların, uluslararası arenada yaşanan belirsizliklerin halkın her zamankinden
daha çok doğru bilgilenme gerekliliğinin öne çıktığı bildirildi.

Açıklamada, şu görüşlere yer
verildi:

“Basın mensupları, ‘gazetecilik’ iş kolunda faaliyet
gösteren bir işletmede (gazete, dergi, haber-fotoğraf ajansı, radyo-televizyon)
sigortalı olarak çalışmaya başladığı andan itibaren yasaların koruması
altındadır. Ancak yasaların koruması yeterli değildir. Ayrıca işverenler -daha
ilk başta çalıştırdığı kişinin sigorta bildirimini yapmayarak ya da stajyer
gazetecilik uygulamasında olduğu gibi gazeteciyi kaçak işçi olarak
çalıştırarak- yasaları kolayca ihlal etmektedir. O nedenle, basın mensubunun,
sigortalı olarak çalışmaya başladıktan sonra yapacağı ilk iş Türkiye
Gazeteciler Sendikası’na (TGS) üye olmak, iş yerindeki diğer çalışanlarla
birlikte örgütlenmek ve dayanışma ağını güçlendirmektir. Bir gazetecinin iş
yerinde karşılaşacağı ya da işiyle ilgili olarak haber kaynaklarıyla yaşayacağı
sorunların çözümünü, 'işçisini düşündüğünü' söyleyen patronlardan beklemesi
fazlasıyla iyimserlik olacaktır. Başbakanlık akreditasyonları iptal edilen,
gözaltına alınan, tutuklanan; yazdıkları yazılar nedeniyle kovulması istenen
yazarlarının, muhabirlerinin arkasında durmayan gazete patronlarının, haber
kaynaklarıyla ilişkilerinin bozulmaması kaygısıyla hareket ettiğini ve basın
özgürlüğü adına hiçbir direnç göstermediğini anımsayın. İş yerinde ya da iş
yeri dışında tek başına hak aramaya kalkışan bir basın mensubunun çoğu kez
başarısızlığa uğradığını unutmayın. Güçlü olabilmek için birlikte hareket etmek
gerekmektedir. Basın mensuplarının mesleki haklarının yanı sıra ekonomik,
sosyal hak ve çıkarlarının korunması, geliştirilmesinin yolu güçlerini
birleştirecekleri sendikamızda örgütlenmekten geçmektedir.

Her geçen yıl kazanılmış
hakları ellerinden alınan ve sendikal örgütlenmeleri önüne büyük engeller
çıkarılan, bu nedenle yoğun baskı ve tehdit gören basın emekçilerinin yaşam ve
çalışma koşulları gün geçtikçe daha da kötüye gidiyor. Mesleki deformasyonun
had safhaya ulaştığı, gazetecilerin gözaltına alındığı, tutuklandığı ülkemizde
basın emekçileri şimdi de işsiz kalma korkusuyla karşı karşıya.

Açlık sınırının 1002 TL, yoksulluk
sınırının 3266 TL olduğu gününüzde kriz bahanesiyle çoğu bu ücretleri bile
alamayan, işten çıkarılan yüzlerce basın emekçisi evine ekmek götüremezken,
yüzlercesi de daha düşük ücretlerde çalışmaya zorlanıyor ve maaşlarını
zamanında alamamaları nedeniyle mağdur oluyor.

Türkiye'nin içinde bulunduğu olumsuz
siyasi ve ekonomik koşullar, uluslararası arenada yaşanan belirsizlikler halkın
her zamankinden daha çok doğru bilgilenme gerekliliğini öne çıkarıyor.

Tam da böyle bir dönemde basın
emekçilerinin işsiz kalması ya da işten atılma kaygısıyla gerektiği gibi
habercilik yapamaması, halkın bilgilenme ve haber alma hakkının engellenmesi
gibi tehlikeli bir sonuç doğuruyor.

TGS yönetimi olarak, bu dönemde basın
çalışanlarının uydurma bahanelerle işten çıkarılmasının önüne geçilmesi için
medya patronlarını daha duyarlı ve sağduyulu davranmaya çağırıyoruz.

Tüm gazeteci arkadaşlarımızı bu zor koşullarda, birlikten kuvvet doğar
düşüncesiyle TGS’ye üye olmaya ve
emekçinin örgütlü gücüyle mücadele etmeye çağırıyoruz. Emeğin onuru sendikalı
olmaktır.’’