CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, uyuşturucu suçlarının terör suçu olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, bağımlılıkla mücadelenin yeni bir bakış açısıyla ele alınmasını istedi. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bağımlılığın bireysel değil, toplumsal bir mücadele gerektiren büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Özkan, mevcut sistemin iflas ettiğini söyledi.
Özkan, uyuşturucu bağımlılığının sanal kumar ve ekran bağımlılığı gibi modern tehditlerle birlikte toplumun dokusunu bozduğunu ifade ederek, mevcut mücadele yöntemlerinin yetersiz kaldığını dile getirdi. Uyuşturucunun toplum yaşamına doğrudan yıkıcı bir etkisi olduğunu belirten Özkan, bağımlı bireylerin ve ailelerinin yalnız bırakılması halinde geleceğin kaybedileceğini söyledi.
"Bugünkü Sistem Artık Çalışmıyor, Acil Düzenlemeler Şart"
Mevcut sistemin ihtiyaca yanıt vermediğini savunan Özkan, Türkiye’nin bağımlılıkla mücadelede partiler üstü bir anlayış geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle uyuşturucu suçlarının terör suçu kapsamına alınması gerektiğini belirterek şu önerilerde bulundu:
Uyuşturucu üretimi, nakliyesi, dağıtımı ve pazarlaması doğrudan terör suçu kabul edilmeli.
Uyuşturucu suçlarına bulaşan kamu görevlileri terörle mücadele yasasına göre yargılanmalı.
Uyuşturucu kullanımına yeni başlayan çocuklar uzun süreli olarak kontrol altında tutulmalı.
Aileler, bağımlılıkla mücadelede daha etkin bir rol oynamalı ve devletle iş birliği yapmalı.
Her ilde büyük rehabilitasyon merkezleri açılarak, bağımlılıkla mücadelede uzman ekipler görevlendirilmeli.
Bağımlılıkla mücadelede eğitim sistemi baştan aşağı yeniden yapılandırılmalı.
"Rehabilitasyon Merkezleri Yaygınlaştırılmalı ve Ekonomik Olarak Desteklenmeli"
Özkan, AMATEM’lerin uyuşturucu mücadelesinde yetersiz ve rehabilitasyon açısından kifayetsiz olduğunu belirterek, rehabilitasyon merkezlerinin yeni bir anlayışla düzenlenmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini ifade etti. Ailelerin bağımlılıkla mücadelede yalnız bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Özkan, bu süreçte uzmanların bağımlılarla birlikte ailelere de destek vermesi gerektiğini söyledi.
Özellikle bağımlıların, uzun süreli bağımlılık geçmişi olan kişilerle aynı ortama sokulmaması gerektiğini belirten Özkan, ailelerin ekonomik olarak sömürülmesinin önüne geçilmesi için devletin bağımlıları vesayeti altına alması gerektiğini dile getirdi.
"Bağımlılıkla Mücadele Anaokulu Seviyesinden Başlamalı"
Uyuşturucu kullanımının ilkokul çağındaki çocuklar arasında bile yaygınlaştığını belirten Özkan, okul önlerinde polis bulunmasına rağmen, uyuşturucu kullanımının giderek arttığını söyledi. "Sistem çöktü" ifadesini kullanan Özkan, bağımlılıkla mücadelenin anaokulundan itibaren eğitimin içine entegre edilmesi gerektiğini vurguladı.
Özkan, 2025 yılının "Aile Yılı" olarak ilan edilmesini hatırlatarak, bağımlılıkla mücadelenin aile yapısının korunması için hayati önem taşıdığını söyledi. "Eğer bu mücadeleyi kaybedersek, sadece bağımlıları değil, aileyi ve toplumumuzu da kaybederiz" diyen Özkan, iktidarı yasal düzenlemeler için acilen harekete geçmeye davet ederek açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bağımlılık, bireysel bir sorun değildir. Toplumsal bir mücadeledir. Uyuşturucudan, sanal kumara kadar bütün bağımlılıklarla mücadele etmek zorundayız. Bugün bağımlılık sorununun ulaştığı boyut toplum yaşamımızı doğrudan olumsuz, hatta yıkıcı bir biçimde etkiliyor. Bugün mücadele etmezsek, bağımlıları ve ailelerini yalnız bırakırsak yarınlarımızı kaybedeceğiz. Çözüm diye sunduğumuz sistem çözümsüzlüğün parçası olmuş. Mutlaka yeni bir bakış açısına ihtiyaç var. Bu partiler üstü bir bakış açısıyla ele alınmalı ve planlanmalıdır. Aileler bu mücadeleye katılmalı ve onlarla iş birliği en üst düzeyde gerçekleştirilmelidir. Bugünkü sistem artık ihtiyaca yanıt vermemektedir. Mücadelede etkili olamamaktadır. Örneğin okul önlerinde polisler var ama okullarda yedi yaşından başlayarak uyuşturucu kullanımı giderek artıyor. Neden? Sistem çöktüğü için. AMATEM ler uyuşturucu mücadelesinde çok yetersiz, rehabilitasyon konusunda kifayetsiz. Rehabilitasyon merkezleri yeni bir bakış açısıyla düzenlenmeli, yaygınlaştırılmalı ve ekonomik açıdan desteklenmelidir. 2025 yılını aile yılı olarak ilan eden iktidara bağımlılıkla mücadelenin aile için yaşamsal önemi olduğunu hatırlatıyorum. Eğer bu mücadeleyi kaybedersek aileyi, toplumumuzu kaybedeceğimizi unutmayın. Bağımlılıkla mücadelede bütün partiler ortaklaşmalıyız. Yasal yenileştirmeleri hemen yapmalıyız. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde bağımlılıkla mücadeleyi daimi bir komisyonla sürekli denetleme ve takip için bir an önce adım atılmasını öneriyorum. Özellikle uyuşturucuya yeni başlayan çocuklar ve gençler kesinlikle uzun süreli olarak kontrol altında tutulmalı. Aileler ve rehabilitasyon merkezlerinde uzmanlar bu aşamalarda birlikte çalışmalı. Bunlar uzun süreli bağımlılığı olan insanlarla bir arada olmamalı. Aileler ileri aşamalardaki bağımlılıklarda şiddetten ve ekonomik talandan korunmalı. Bunun için devlet bağımlıları mutlaka vesayeti altına almalı. Bunların rehabilitasyonu için her ilde mutlaka büyük merkezler açmalı. Bunlar aynı zamanda ilk basamak uyuşturucu bağımlılığı suçlarının rehabilitasyonu ve cezalandırılmasında da uzmanlarla birlikte etkin rol oynamalı. Bağımlılıkla mücadelede ana okullarından başlayarak bütün eğitim sistemimiz güvenlik önlemleri dahil olmak üzere yeniden yapılandırılmalı. En önemlisi, mücadelede uyuşturucu suçları mutlaka üretim, nakliye, dağıtım, pazarlama, aşamalarında terör suçu olarak kabul edilmelidir. Yasalarımız terör finansmanı konusunda uyuşturucuyu terör suçu sayıyor. Uyuşturucu suçlarını doğrudan terör suçu saymalıyız. Özellikle suçlularla birlikte olan kamu görevlileri de terörle mücadele yasasına uygun ceza almalı. Narkotik suçlar mutlaka terör suçu kabul edilmeli. Özellikle kimyasal bazlı üretim yapan kişiler, gruplar, organizasyonlar mutlaka terör ile mücadeledeki yasal yaptırımlara uğramalı. En önemlisi gençlerimiz ve çocuklarımızın korunması. Şu an bağımlılıkla mücadelede canavarların pençesinde olanlar onlar. En kısa zamanda sanal kumar, uyuşturucu bağımlılığı, ekran bağımlılığı konusunda yeni ve etkili önlemleri yaşama geçirmemiz gerekiyor. Bu konuda iktidarı gereğini yapmaya davet ediyorum. Gençlerimizi ve çocuklarımızı korumak için, bağımlılık canavarının pençesine düşenleri yeniden hayata kazandırmak için elimizden gelenin fazlasını yapmak ödevimizdir.”
Özkan, uyuşturucu bağımlılığının sanal kumar ve ekran bağımlılığı gibi modern tehditlerle birlikte toplumun dokusunu bozduğunu ifade ederek, mevcut mücadele yöntemlerinin yetersiz kaldığını dile getirdi. Uyuşturucunun toplum yaşamına doğrudan yıkıcı bir etkisi olduğunu belirten Özkan, bağımlı bireylerin ve ailelerinin yalnız bırakılması halinde geleceğin kaybedileceğini söyledi.
"Bugünkü Sistem Artık Çalışmıyor, Acil Düzenlemeler Şart"
Mevcut sistemin ihtiyaca yanıt vermediğini savunan Özkan, Türkiye’nin bağımlılıkla mücadelede partiler üstü bir anlayış geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle uyuşturucu suçlarının terör suçu kapsamına alınması gerektiğini belirterek şu önerilerde bulundu:
Uyuşturucu üretimi, nakliyesi, dağıtımı ve pazarlaması doğrudan terör suçu kabul edilmeli.
Uyuşturucu suçlarına bulaşan kamu görevlileri terörle mücadele yasasına göre yargılanmalı.
Uyuşturucu kullanımına yeni başlayan çocuklar uzun süreli olarak kontrol altında tutulmalı.
Aileler, bağımlılıkla mücadelede daha etkin bir rol oynamalı ve devletle iş birliği yapmalı.
Her ilde büyük rehabilitasyon merkezleri açılarak, bağımlılıkla mücadelede uzman ekipler görevlendirilmeli.
Bağımlılıkla mücadelede eğitim sistemi baştan aşağı yeniden yapılandırılmalı.
"Rehabilitasyon Merkezleri Yaygınlaştırılmalı ve Ekonomik Olarak Desteklenmeli"
Özkan, AMATEM’lerin uyuşturucu mücadelesinde yetersiz ve rehabilitasyon açısından kifayetsiz olduğunu belirterek, rehabilitasyon merkezlerinin yeni bir anlayışla düzenlenmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini ifade etti. Ailelerin bağımlılıkla mücadelede yalnız bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Özkan, bu süreçte uzmanların bağımlılarla birlikte ailelere de destek vermesi gerektiğini söyledi.
Özellikle bağımlıların, uzun süreli bağımlılık geçmişi olan kişilerle aynı ortama sokulmaması gerektiğini belirten Özkan, ailelerin ekonomik olarak sömürülmesinin önüne geçilmesi için devletin bağımlıları vesayeti altına alması gerektiğini dile getirdi.
"Bağımlılıkla Mücadele Anaokulu Seviyesinden Başlamalı"
Uyuşturucu kullanımının ilkokul çağındaki çocuklar arasında bile yaygınlaştığını belirten Özkan, okul önlerinde polis bulunmasına rağmen, uyuşturucu kullanımının giderek arttığını söyledi. "Sistem çöktü" ifadesini kullanan Özkan, bağımlılıkla mücadelenin anaokulundan itibaren eğitimin içine entegre edilmesi gerektiğini vurguladı.
Özkan, 2025 yılının "Aile Yılı" olarak ilan edilmesini hatırlatarak, bağımlılıkla mücadelenin aile yapısının korunması için hayati önem taşıdığını söyledi. "Eğer bu mücadeleyi kaybedersek, sadece bağımlıları değil, aileyi ve toplumumuzu da kaybederiz" diyen Özkan, iktidarı yasal düzenlemeler için acilen harekete geçmeye davet ederek açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bağımlılık, bireysel bir sorun değildir. Toplumsal bir mücadeledir. Uyuşturucudan, sanal kumara kadar bütün bağımlılıklarla mücadele etmek zorundayız. Bugün bağımlılık sorununun ulaştığı boyut toplum yaşamımızı doğrudan olumsuz, hatta yıkıcı bir biçimde etkiliyor. Bugün mücadele etmezsek, bağımlıları ve ailelerini yalnız bırakırsak yarınlarımızı kaybedeceğiz. Çözüm diye sunduğumuz sistem çözümsüzlüğün parçası olmuş. Mutlaka yeni bir bakış açısına ihtiyaç var. Bu partiler üstü bir bakış açısıyla ele alınmalı ve planlanmalıdır. Aileler bu mücadeleye katılmalı ve onlarla iş birliği en üst düzeyde gerçekleştirilmelidir. Bugünkü sistem artık ihtiyaca yanıt vermemektedir. Mücadelede etkili olamamaktadır. Örneğin okul önlerinde polisler var ama okullarda yedi yaşından başlayarak uyuşturucu kullanımı giderek artıyor. Neden? Sistem çöktüğü için. AMATEM ler uyuşturucu mücadelesinde çok yetersiz, rehabilitasyon konusunda kifayetsiz. Rehabilitasyon merkezleri yeni bir bakış açısıyla düzenlenmeli, yaygınlaştırılmalı ve ekonomik açıdan desteklenmelidir. 2025 yılını aile yılı olarak ilan eden iktidara bağımlılıkla mücadelenin aile için yaşamsal önemi olduğunu hatırlatıyorum. Eğer bu mücadeleyi kaybedersek aileyi, toplumumuzu kaybedeceğimizi unutmayın. Bağımlılıkla mücadelede bütün partiler ortaklaşmalıyız. Yasal yenileştirmeleri hemen yapmalıyız. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde bağımlılıkla mücadeleyi daimi bir komisyonla sürekli denetleme ve takip için bir an önce adım atılmasını öneriyorum. Özellikle uyuşturucuya yeni başlayan çocuklar ve gençler kesinlikle uzun süreli olarak kontrol altında tutulmalı. Aileler ve rehabilitasyon merkezlerinde uzmanlar bu aşamalarda birlikte çalışmalı. Bunlar uzun süreli bağımlılığı olan insanlarla bir arada olmamalı. Aileler ileri aşamalardaki bağımlılıklarda şiddetten ve ekonomik talandan korunmalı. Bunun için devlet bağımlıları mutlaka vesayeti altına almalı. Bunların rehabilitasyonu için her ilde mutlaka büyük merkezler açmalı. Bunlar aynı zamanda ilk basamak uyuşturucu bağımlılığı suçlarının rehabilitasyonu ve cezalandırılmasında da uzmanlarla birlikte etkin rol oynamalı. Bağımlılıkla mücadelede ana okullarından başlayarak bütün eğitim sistemimiz güvenlik önlemleri dahil olmak üzere yeniden yapılandırılmalı. En önemlisi, mücadelede uyuşturucu suçları mutlaka üretim, nakliye, dağıtım, pazarlama, aşamalarında terör suçu olarak kabul edilmelidir. Yasalarımız terör finansmanı konusunda uyuşturucuyu terör suçu sayıyor. Uyuşturucu suçlarını doğrudan terör suçu saymalıyız. Özellikle suçlularla birlikte olan kamu görevlileri de terörle mücadele yasasına uygun ceza almalı. Narkotik suçlar mutlaka terör suçu kabul edilmeli. Özellikle kimyasal bazlı üretim yapan kişiler, gruplar, organizasyonlar mutlaka terör ile mücadeledeki yasal yaptırımlara uğramalı. En önemlisi gençlerimiz ve çocuklarımızın korunması. Şu an bağımlılıkla mücadelede canavarların pençesinde olanlar onlar. En kısa zamanda sanal kumar, uyuşturucu bağımlılığı, ekran bağımlılığı konusunda yeni ve etkili önlemleri yaşama geçirmemiz gerekiyor. Bu konuda iktidarı gereğini yapmaya davet ediyorum. Gençlerimizi ve çocuklarımızı korumak için, bağımlılık canavarının pençesine düşenleri yeniden hayata kazandırmak için elimizden gelenin fazlasını yapmak ödevimizdir.”
Uyuşturucu suçları terörle mücadele kapsamına alınmalıdır!
— Tuncay ÖZKAN (@ATuncayOzkan) February 18, 2025
Bağımlılık, bireysel bir sorun değildir. Toplumsal bir mücadeledir.
Uyuşturucudan, sanal kumara kadar bütün bağımlılıklarla mücadele etmek zorundayız.
Bugün bağımlılık sorununun ulaştığı boyut toplum yaşamımızı…