İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney'in de aralarında bulunduğu 17 kişi, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" ile "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" iddiasıyla tutuklandı.
Operasyon kapsamında tutuklanan İnan Güney'in hakimlik ifadesinde şunları söylediği öğrenildi:
"Suç örgütü üyeliğini kesin bir dille reddediyorum. İnan Güney, 16 yaşından beri yalnızca bir örgüte üyedir; o da onurla, gururla ve başı dik bir şekilde siyaset yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Kendisi toplumda, ilçesinde ve İstanbul siyasetinde tanınan bir kişidir. Dolayısıyla atfedilen suçlamaları kesin bir dille reddettiğimi belirtmek isterim.
Sevk yazısında yer aldığı iddia edilen HTS kayıtları ve mali raporlar, avukatlarımın da ifade ettiği üzere emniyet ve savcılık sorgusunda sorulmadı. İçeriğini bilmediğimiz bu konular hakkında savunma yapma imkânı tanınmadan verilecek bir kararın kamu vicdanını yaralayacağına inanıyorum.
Aziz İhsan Aktaş örgütüne yönelik bazı belediyelerde iş yapılmış olmasından dolayı mevkidaşlarımın tutuklu bulunduğunu görüyoruz. Ben bugün Aziz İhsan Aktaş’a iş vermediğim için gözaltına alınıp karşınızda ifade vermekteyim.”
"Aziz İhsan Aktaş kendisine iş vermediğim için bana husumet besledi"
“Kısaca özetlemek gerekirse, Beyoğlu Belediye Başkanı seçildiğimde, Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Ali Can Abacı tarafından bana hukuki danışmanlık yapmak üzere Mustafa Mutlu isimli bir kişi yönlendirilmiştir. Yaklaşık iki ay birlikte çalıştığım Mustafa Mutlu’nun asıl amacının hukuki danışmanlık değil, Aziz İhsan Aktaş’a iş aldırmak olduğunu ısrarlarından anladım. Araç ihalesi sırasında mevcut firmaya gidip ‘İnan Başkan sizin ihaleye girmenizi istemiyor’ şeklinde yalan söylediğini öğrendikten sonra, belediyedeki odasını çilingir marifetiyle açtırarak şahsi eşyalarını paketleyip kendisini belediyeden uzaklaştırdım. Mustafa Mutlu’yu göndermem üzerine, Aziz İhsan Aktaş’ın Beyoğlu’ndan iş alamayacağını anlayan Ali Can Abacı tarafından bana husumet beslenmeye başlandı. Dolayısıyla hakkımızda iftira atan kişilerin Ali Can Abacı, Mustafa Mutlu ve Aziz İhsan Aktaş olduğunu görüyoruz."
"Murat Kapki görevim boyunca BELTAŞ'tan iş alamadı"
Güney, BELTAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı dönemde Murat Kapki'nin Ali Can Abacı ile birlikte gelerek kendisine iş verilmesini talep ettiğini söyledi ve şöyle devam etti:
"Görev sürem boyunca Murat Kapki BELTAŞ’tan hiçbir iş alamamıştır. Bir diğer iftiracı Durmuş Yıldırım, Belediye Başkanı olduktan sonra seyahatlerde bilet ayarlaması için Ali Can Abacı tarafından yönlendirilmiştir. Daha sonra bu kişinin, şizofren davranışları sebebiyle THY’den atıldığını ve aslında acente sahibi değil çalışanı olduğunu öğrendik. Tüm bu ilişkiler incelendiğinde görülmektedir ki; Ali Can Abacı, BELTAŞ’tan ve Beyoğlu Belediyesi’nden iş alamamış olmasının husumetiyle Mustafa Mutlu, Aziz İhsan Aktaş, Murat Kapki ve Durmuş Yıldırım üzerinden bana iftiralar yöneltmiştir. Bahsi geçen iftiracıların tutuklu oldukları gö önünde bulundurulduğunda, tutukluluklarını sona erdirebilmek amacıyla bana iftira atarak lehlerine sonuç almaya çalıştıkları anlaşılmaktadır.”
Pandemide en uygun teklifi veren kişiye iş vermiş
Kendisine yöneltilen bir diğer suçlamanın yakınları adına şirket kurduğu yönünde olduğunu aktaran Güney, abisiyle birlikte ortağı olduğu 25 yıllık geçmişe sahip iki şirketi olduğunu söyledi. Yakınları adına şirket kurdurmadığını, resmi veya gayriresmi ortaklığı olmadığını aktardı. İsmail Akkaya isimli kişiye iş verdiği iddiasının da doğru olmadığını kaydeden Güney, şunları söyledi:
"Pandemi koşullarında yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle belediyelerden mal almak istemeyen esnaflar çoğunluktaydı. Bu nedenle alınan tekliflerden en uygununu verdiği için kendisine sınırlı sayıda iş verilmiştir. Ancak bu alımlar ilk 1-1,5 yıl içerisinde 5-6 seferle sınırlı kalmış, son 3 yılda hiç alım yapılmamıştır."
"BELTAŞ ciddi kâr etti"
"Kaan Sürmegöz ile tanışıklığının tutuklamaya sevk nedeni olarak gösterildiğini" belirten Güney, şunları söyledi:
"2019-2024 yılları arasında İBB Meclis Üyesi olarak vatandaşlardan gelen ecrimisil taleplerini çözmek üzere kendisiyle bir defa görüşmem olmuştur. Açık hava reklam yerleriyle ilgili herhangi bir görüşmem veya menfaatim olmamıştır. Görev sürem boyunca Beyoğlu Belediyesi’nde hiçbir pano kiraya verilmemiş, panolar kamusal amaçlı kullanılmıştır. Serkan Öztürk’e veya herhangi bir kişiye iş yönlendirmedim, aracılık yapmadım. BELTAŞ’ta her zaman yasal şartları taşıyan ve en uygun fiyatı veren firmalarla çalıştım. Ayrıca dönemimde yaptığım pano kiralamalarında mülkiyet hakkı maddesini sözleşmeye koyarak BELTAŞ’ın panoların sahibi olmasını sağladım. Böylece kurum ciddi bir kâr elde etmiş ve sonraki dönem için güçlü bir altyapı bırakılmıştır."
"Tutuklama kararı Beyoğlu halkını cezalandırmaktır"
Beyoğlu Belediye Başkanı olduktan sonra makam aracı olarak kendi şahsi aracını kullandığını aktaran Güney, şöyle devam etti:
"Ayrıca belediyenin lehine yapılan tasarruflarla, önceki yönetimin yüksek maliyetle yaptırdığı işler çok daha düşük bedellere gerçekleştirilmiştir. Ben Beyoğlu’nun seçilmiş belediye başkanıyım. Burada verilecek olası bir tutuklama kararı, yalnızca beni değil, bana oy versin veya vermesin tüm Beyoğlu halkını cezalandırmak olacaktır. Bu nedenle toplumsal görevimin aksamaması için serbest bırakılmamı talep ediyorum. Hayatım boyunca ticaret yaptım, vergimi bir gün dahi geç ödememiş biriyim. Üç kız babası, ailesini seven, partisine ve yol arkadaşlarına sadık bir kişiyim. 47 yıldır aynı sokaklarda yaşayan, aynı berberde tıraş olan, Beyoğlu’nun her sokağında tanınan biri olarak kaçma şüphem olmadığı açıktır. Dolayısıyla, en kötümser ihtimalde adli kontrol tedbirleri uygulanmak suretiyle tahliyemi talep ediyorum.”
Yorumlar
Kalan Karakter: