İnce hain mi kahraman mı?..

24 Haziran seçimleri sonrası CHP içinde başlayan tartışma an be an yeni bir boyut kazanırken, parti içinde saflar iyice ayrışmaya da başladı. Özellikle dün gevce bir TV kanalında açıklamalarda bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, söylemleri ile bu tartışmayı derinleştirdi. Geceki program sonrası görüştüğüm çok sayıda partili ve yöneticinin İnce için, "kahraman" ve "hain" ikileminde olduğunu gördüm. 

Programın analizi için arayan isimlere dediğimi burda yazmasam olmaz. Dün geceki programda İnce'nin seçim dönemindeki o canlılığı ve güçlü duruşu yoktu. Yorulmuş ve dağınık bir ruh hali vardı. Bunun yanısıra, cevaplarda bana savruk geldi. Zira savruk olmasa çok sayıda ismi zikretmez, onları CHP Genel Merkezi'nin önüne yem atmazdı. Özellikle, "İzmir de, Aziz Kocaoğlu gibi bazı belediye başkanlarımız imza toplayıp örgütü kurultaya götürecektir mutlaka" sözü, burada el altından kendisine çalışanları, bu kadar açık deşifre etmesi kendisi için başlatılan hareketi baltalamaktan öte bir şey getirmez.

Yine seçim döneminde "dobralığı ve açık sözlülüğü" ile puan toplayan Muharrem İnce'nin, "O da bana kalsın" sözleri ile gardını alıp olayları kapatması da dikkat çekiciydi. Bu tavrının yanı sıra, yüksek ego ile başladığı söylemleri en çok da, "Kılıçdaroğlu'na sizinle yarışmak istemiyorum. Beni genel başkan yapın dedim" ifadesi en çok tepki toplayan sözlerinden biri oldu. Bu tarz bu üslup nasıl bir egodur. Ezilerek kaybettiği bir isme karşı, herşeyden önemlisi kendi Genel Başkanı'na makama karşı bu tavır İnce'ye puan kaybettirmiştir.

Parti içinde kurultay için imza kampanyası başlatan ve Muharrem İnce'nin Genel Başkan olması için çalışan gurupların en büyük handikapı, İnce gibi görünüyor. Zira çok savruk konuşan ve partiyi basın üzerinden tartışmaya açan İnce'nin söylemi, partiliyi ve kongre kararı verecek delegeyi rahatsız ettiği gerçeği var. Bir çok partilinin dediği gibi; Muharrem İnce susmuş olsa çoktan kurultay için imza toplanmış Genel Başkanlık kesin olmuştu.

 

GönderMe1: Ülke de yönetim ve sistem değişikliği yaşanmışken ana muhalefet partisi CHP'de ilginç şeyler oluyor. CHP'nin en önemli merkezlerinden biri olan İzmir'de, Bornova ilçe yönetimini düşürmek için yapılan çalışmaya akıl erdirmek mümkün mü? Hele de bu istifa operasyonunu yapan ismin kurultay toplanması için imza başlatmak istiyen yapı için çalışan Nevzat Kavalar olması daha da düşündürücü. Sahi, CHP ne zaman iç kavgadan sıyrılıp ülke gündemine odaklanacak?

 

GönderMe2: Bugün yerel bir gazete de ortada olmayan bir rapora dayandırılarak yayınlanan belediye başkan adayları ismi ile CHP içinde yeni bir iç kavga ortamı yaratıldı. Yayınlanan liste ile adı açıklanan yeni isimlerin ateşe atıldığı bir yana başarılı olduğu ileri sürülen isimlerin parti içinde değişim beklenenler olması ayrı bir muamma. Yerel seçim öncesi yayınlanan bu haber ile aday adaylığı süreci başlamış görünüyor. Her ne kadar habere üst düzeyde yalanlama gelse de, açıklanan isimlere bakınca yerel seçim sürecinde CHP içinde ciddi bir ekipler savaşı olacağa benziyor.