Zorlama… Değişmeyecek Olanı Kabul Et…
Yayınlanma :
30.08.2022 17:37
Zihnimizi rahatlatmak ve günümüzün en büyük problemi haline gelen stresi azaltmak için neler yapabiliriz sorusunun cevabı olarak gündelik hayatımıza antik çağdan bir ışık yakmaya ne dersiniz. İnsanlar binlerce yıldır huzurun peşindeler, kendilerine göre çözüm arıyorlar. Son günlerde yeniden görünür hale gelen felsefi okullardan biri olan Stoacılık bize bu konuda rehber olabilir. Farklı işlerle uğraşan pek çok ünlü insanın da yaşam felsefesi haline geldi Stoacılık… Stoacılar mantıktan siyasete oldukça geniş çaplı bir düşünce sistemi geliştirdiler. Fakat şu an sadece stres ve huzur konusunu ele alalım.
Stoa felsefesinin en belirgin özelliği doğanın planına güvenmesidir. Seneca; Tanrı’nın, evrenin her tarafına yayılmış akıl olduğunu söyler. O, evrenin yaratıcısıdır. Her bir parçaya her bir ayrıntıya nüfuz etmiştir. Stoacılara göre insanın amacı mutlu olmaktır, mutlu olmanın ise tek yolu doğaya uygun yaşamaktır. Doğaya uygun yaşamak derken özüne uygun yaşamak anlaşılmalıdır. Kadercilikle rastgelelik arasında başka bir şey daha yapma şansımız olduğunu gösteren bir düşünce sistemi belki de…
Standford Üniversitesinin efsane hocalarından Robert Sapolsky “Zebralar Neden Ülser Olmaz” adlı kitabında uzun süreli stresin, depresyon, ülser, kalp-damar hastalıklarının da dahil olduğu bir dizi fiziksel ve zihinsel hastalığa neden olduğunu, dozunda bir mizahla okuyucularına sunuyor. Satır aralarında merakınızı çekecek pek çok şey bulabilirsiniz.
Peki kitaba dönecek olursak; Zebralar neden ülser olmaz, çünkü onlar andadır. Geçmişin pişmanlıkları, öfkeleri ya da geleceğin kaygıları ile uğraşmazlar. O an için aslan onu kovalarsa, kaçmaya başlar, kurtulursa otlamaya kaldığı yerden devam eder. Aslan onu yakalarsa da zaten olay bitmiştir. Dert etmeye gerek yoktur. Tıpkı "Ben varsam ölüm yok, ölüm varsa ben yokum. O halde üzülecek ne var." şeklindeki Epikür’ün sözü gibi… Bilinçli olarak deneyimleyemeyeceğim bir şey için niye endişe edeyim ki… Yani kısaca, zorlama… Değişmeyecek olanı kabul et ve ona uyum sağla.
Bizi üzen bir olay meydana geldiğinde onu aklımızdan çıkartmamız epey zor olabiliyor, hatta biraz duygusal bir kişiliğiniz de varsa olayı yeniden defalarca kez başa sarıp kendimizi yaralama konusunda epey usta olabiliyoruz. Marcus Aurelius “kendime düşünceler” adlı eserinde şöyle der; Pek çok durumda Epikouros’un “acı dayanılmazdır ancak sonsuz değildir.” Sözünü kendine her zaman hatırlatmalı ve acıyı hayal gücünle devleştirmemelisin.
Bazen yaşam dilimlerimizde belirli süreçlerde üzücü ve yıkıcı olaylar, ölümler, ayrılıklar, kayıplar, yokluklar, yoksulluklar yaşayabiliriz. Bu çok normal… Böyle zamanlarda sanki her şey böyle devam edecek gibi düşünebiliriz. Yaşananların ve hislerin gelip geçici olduğunu bilmeliyiz, gökyüzünden geçen bulutları izler gibi, hiçbir şey hissetmeden onların geçişini izleyebilmeyi ya da denizin dalgaları gibi sahile usulca gelip huzurlu bir şekilde gittiklerini izleyebilmeyi öğrenmeliyiz. Elbette ki yapmak anlatmak kadar kolay değil. Fakat değiştiremeyeceğimiz şeylerin farkına vardığımızda önemli bir adım atmış olacağız.
Satırlarıma Epiktetos`un Mutluluk Öğretisi ile son vermek istiyorum; “Hayatta sanki bir yemek davetindeymişsin gibi davranmayı unutma. Bir şey dönüp dolaşıp sana kadar gelmişse, elini uzat ve kibarca payına düşeni al. Gidiyorsa alıkoymaya çalışma. Henüz önüne gelmemişse, iştahla kendine doğru çekme, önüne gelene kadar bekle.”
Ayşegül Tezcan - otuzağustosikibinoniki
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: