“Eş zamanlı faiz arttırımları küresel resesyon riskini artırabilir”
Dünya Bankası, bu ay içinde ‘Küresel Durgunluk Yakın mı?’ başlıklı bir rapor yayınladığını hatırlatan Yorgancılar, “Merkez bankalarının son 50 yılda görülmeyen bir eş zamanlılıkta faiz oranlarını artırmalarının, 2023'te küresel resesyon riskini artıracağına vurgu yapıldı. Ve en önemlisi de bu faiz artışlarının gelecek yıl da yapılacağı ancak, küresel enflasyonu salgın öncesi seviyelere geri getirmek için yeterli olmayabileceği paylaşıldı. Raporda öngörülen 3 senaryoya göre büyüme tahminlerine de yer verildi. Küresel ekonomi için temel senaryoda 2022 yılında ortalama yüzde 2,9’luk büyüme öngörülmektedir. 2021 yılında büyümenin yüzde 5,8 olduğunu söylersem küçülme daha net anlaşılacaktır. Ve 2023 için beklenen de 3 farklı senaryoya göre yüzde 0,5 ile yüzde 2,4 arasında değişmektedir. Raporda; ‘Dünya 2023'te küresel bir durgunluğa ve yükselen piyasalar ile gelişmekte olan ekonomilerde kalıcı zarar verecek bir dizi finansal krize doğru ilerliyor olabilir. ABD, Çin ve Euro Bölgesi, keskin bir şekilde yavaşlıyor’ değerlendirmesinde bulunuldu” açıklamasını yaptı.
Yorgancılar, benzer bir değerlendirme raporu, Euromonitor araştırma kuruluşu tarafından da yapıldığını söyleyerek, “2022 yılı 3. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre; durgunluk ve enflasyonun aynı anda görülmesi olarak tanımlanan küresel stagflasyon riskinin arttığını, covid-19 etkisinin azaldığını, Çin’de sert iniş etkisinin düştüğünü ve Çin-ABD arasındaki ticaret savaşının yeniden kötüleştiği belirtilmektedir. Dünyanın en büyük 62 ekonomisinin verilerine dayanarak, küresel stagflasyonun küresel büyümeyi yüzde 5,6 kadar aşağı çekebileceği öngörülmektedir. Raporda, enerji arzı ve fiyatlandırma belirsizliğinin, iş yapmayı ve yatırımları bozarak stagflasyona neden olabildiğine de vurgu yapılmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Önceliğimiz enflasyon olmalıdır”
Baltık kuru yük endeksinin durgunluğu desteklediğini dile getiren Yorgancılar, şunları söyledi:
“2022 yılındaki azalış küresel büyüme ile aynı paralelde. 2023 küresel büyüme tahmini ise seneye baltık kuru yük endeksinin hangi seviyelerde olacağına dair önemli bir işaret. Zira, Standart&Poor’s 2023 yılında Baltık kuru yük endeksinin 1.300’e kadar gerileyebileceğini paylaştı. Tabi ki gerek sıcak, gerekse soğuk savaş senaryoları ile seviye daha aşağı veya farklı yöne evrilebilir. Küresel enflasyona çözüm arayışları kapsamında sadece geçen hafta 30’a yakın Merkez Bankası faiz artırmaya devam etti. Eylül ayı toplantısında 75 baz puan artışa giden Avrupa Merkez Bankası’nın ardından Fed de 75 baz puan faiz artışı yaptı ve 2023 yılında da sıkı duruşun devam edeceği mesajı verildi. Ve resesyon ihtimali de artmış oldu. TCMB ise aksi yöndeki kararlılığını sürdürdü ve 100 baz puan indirerek politika faizini 12’ye çekti. Ağustos-Eylül aylarında 147 Merkez Bankası’ndan 76’sı faiz artırdı. 66’sı faizi sabit bıraktı. Sadece 5 MB faiz indirdi. Yüzde 80,2 enflasyon oranı ile dünyada en yüksek enflasyona sahip altıncı ülkeyiz. Vatandaşından üreticisine kadar her kesim, her hafta değişen fiyatların mağduriyetini yaşamaya devam ediyor. O nedenle, önceliğimiz enflasyonu indirmek olmalıdır.”
“Bunun kapsamı genişletilmeli”
Merkez Bankası’nın geçen hafta yayınladığı tebliğ ile bankaların ticari kredi kullanımına sınırlama getirildiğini aktaran Yorgancılar, “Diğer yandan, bu kürsüden de, verdiğimiz dosyalarda da sıkça dile getirdiğimiz bir talebimiz kısmen hayata geçirildiği bilgisini paylaşmak isterim. Vergi mükelleflerimizin vadesi geçmiş vergi borçlarının kamu alacaklarından mahsup edilmesi imkanı getirilmiştir. Böylece mükelleflerimiz borçlarını kolayca öderken kamu alacakları da gecikme yaşanmaksızın tahsil edilebilecek. Mevcut borçlara da uygulanarak, kapsamın genişletilmesini bekliyoruz” dedi.
“Buna benzer bir kriz yaşamayacağımızın garantisi yok”
Yorgancılar, artan enerji fiyatları ve Rusya’nın Avrupa’ya gazı kesmesi sonrası, Avrupa kışı rahat geçirebilmek adına art arda bir dizi tasarruf önlemlerini hayata geçirdiğini dile getirerek, “Ülkemizde şu anda arz güvenliğine ilişkin bir sorun görünmese de yarın Rusya ile ters düşülmesi durumunda benzer bir krizi yaşamayacağımızın garantisi ne yazık ki yoktur. Bununla birlikte, Eylül tarifesinde sanayide kullanılan elektriğe ve doğalgaza yüzde 50 oranında yapılan zam, üretimin sürdürülebilirliğini riske atmaktadır. Avrupa’nın yaşadığı enerji krizinin ve resesyonun azalan talep etkisi ile birlikte ülkemize fırsattan çok olumsuz yansıyacağı değerlendirmeleri ağır basmaktadır” diye konuştu



Yorumlar
Kalan Karakter: