“Vize meselesinde, çimenler ezilir hikayesini yaşıyoruz”
Özellikle AB ve İngiltere siyasi veya farklı nedenlerden ötürü vize başvurularına ya çok geç dönüyor veya çok kısa süreli verdiğini vurgulayan Yorgancılar şunları söyledi:
“En çok sıkıntı yaşadığımız gerek Almanya gerekse de İngiltere konsolosluklarına girişimlerde bulunmamıza rağmen, henüz sürelerde bir iyileşme gözlemlemedik. Öğrencisinden iş dünyasına kadar ülkemize bu şekilde bir yaklaşım sergilenirken, geçen haftalarda; Estonya Başbakanı’nın savaş hali gerekçesi ile Ruslara yönelik; ‘Avrupa'ya seyahat bir insan hakkı değil, bir ayrıcalıktır.’ Demesi çok dikkat çekicidir. Son olarak, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Rusya vatandaşlarına vize yasağı kararını üyelerin inisiyatifine bırakmasının ardından, Polonya, Danimarka, Estonya ve Finlandiya ‘Ruslara vize vermeyeceğiz’ kararları aldı. Çok sınırlı oranlarda vize verilecek. Ne yazık ki, uluslararası politikada vize meselesinde, çimenler ezilir hikayesini yaşıyoruz.”
“Siyasi görüş fark etmeden bu tablo herkesin canını acıtır”
Yorgancılar, Türkiye’nin kredi notuna tekrardan dikkat çekerek, “Küresel ekonomide bunlar yaşanırken, ekonomik kırılganlığımız devam ederken ülke kredi notumuz ne yazık ki, üçüncü dünya ülkeleri ile aynı seviyelere geldi. Kuşkusuz süreç itibari ile siyasi gerekçelerle de kredi notları artabilir de azabilir de. Burada önemli olan husus, farklı kuruluşlar tarafından verilen notlarda geldiğimiz seviyenin üçüncü dünya ülkeleri ile aynı grupları paylaşmaktır. Hangi siyasi görüşte olursanız olun, bu tablo herkesin canını acıtır” dedi.
“İzlenen politikalarla normalleşme süreci uzuyor”
Bununla birlikte, maddi manevi canımızı acıtan CDS primlerinde, emtia fiyatlarındaki gerileme, petrol fiyatlarındaki düşüş ve jeopolitik risklerde ateşin düşmesi ile küresel bir düşüş seyri, özellikle gelişmekte olan ülkeler için devam ettiğini söyleyen Yorgancılar, “Buna ülke rezervlerindeki artış eklenince 900’lere çıkan CDS'imiz 650 seviyelerine geri çekilse de ne yazık ki, kangrenleşen sorunlarla yeniden 800’ü gördü. Ülke olarak hiç hak etmediğimiz, bu tablonun değişmesi için gereken adımları atmakta geciktikçe, maliyetinin de arttığını görüyoruz. Küresel sorun olan enflasyonla mücadelede izlediğimiz politikalarla giderek daha çok olumsuz ayrışıyor ve ne yazık ki, normalleşme sürecini uzatıyoruz” diye konuştu.
“Merkez Bankası’nın kararını anlamak çok zor”
Yorgancılar, Merkez Bankası’nın faizleri 100 baz puan indirdiğini hatırlatarak, “Türk Liramızın değer kaybetmesine, CDS puanımızın yükselmesine, kurlarda yeni bir yukarı yönlü çıkışa yol açtı. Artan CDS özel sektörün borç çevirme rasyosunu olumsuz etkileyecek ve kısır döngü şeklinde maliyetler artmaya, enflasyon yükselmeye, TL değer kaybetmeye devam edecek. Yaklaşık 215 milyar dolar döviz finansman ihtiyacımız varken, dolar artmasın diye harcanan kaynağın ardından, oynaklığı bu derece artıran, dünya Merkez Bankalarının aksi yöndeki bu kararı anlamak çok zor” açıklamasını yaptı.
“Sanayicimiz istediği krediye ne kadar ulaşabilecek?”
Kamu bankalarınca iş dünyasına karşı daha ılımlı bir yaklaşım sergilenmeye başlandığı açıklaması, istişare toplantılarının önemini ortaya koyması açısından kıymetli olduğunu paylaşan Yorgancılar, “Bu kapsamda, 13 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) kefalet üst limiti 500 milyar liradan 1 trilyon liraya yükseltildiğini de hatırlatalım. Benzer bir yaklaşımı özel bankalarımızdan da beklerken, Merkez Bankası’nın hafta sonu yayınladığı kredi düzenlemeleri ile faizlerin yüzde 22,85 ile yüzde 29 arasında tutmak, kredi ile döviz alımına engel olmak, kredi genişlemesine engel olmak gibi hedefler belirlenmiş. Bakalım bu yeni düzenlemelerle faiz oranı sınırlandırılsa da sanayicimiz istediği krediye ne kadar ulaşabilecek?” ifadelerini kullandı.
Esen, “Umarım alınana kararlar sonrasında aynı iştahla devam edilebilir”
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Meclis Başkanı Salih Esen, politika faizinin 13 puana düşürülmesine dikkat çekerek, “Bunca zamandır bu ülkede yaşayan birisi olarak bu kararın ne işe yaradığını inanın düşünüyorum; ama bulamıyorum. Hani derler ya bu ne lahana turşusu ne perhiz. Amaç yatırımı artırmaksa neden TL kredilerine ulaşılmasını zorlaştırıyorsunuz? Neden dünyadaki bir ülke kendi parasıyla borçlanmayı yasaklar? Biz serbest piyasa ekonomisinden güdümlü piyasa ekonomisine geçmiş bulunmaktayız. Bununla ilgili daha fazla adımlar atılacaktır diye düşünüyoruz. Umarım biz sanayiciler alınan karalardan sonra, aynı iştahla adımlarımızı atmaya devam edebiliriz. Buna çok da inanmasam da inanmaya arzu ettiğimi belirtmek istiyorum” dedi.

Yorumlar
Kalan Karakter: