YÜZLEŞMEYE, TARİH HESAPLAŞMASINA ÇAĞRI
İzmir’de Ermeni Soykırımın 100. Yılında, soykırımı kınama, soykırımda yaşamını yitirenleri anma etkinliğinde, yüzleşmeye, tarih hesaplaşmasına çağrıda bulunularak, Ermeni sorununun demokrasi mücadelesinin bir unsuru olduğu belirtildi ve “100 yıllık suskunluğumuzu bozuyor, özür diliyoruz, saygıyla anıyoruz” denildi.
Yayınlanma :
25.04.2015 14:19


İzmir Yüzüncü Yıl Komitesi adına yapılan açıklamada, “dedeleri topraklarından koparılmış bugün diaspora kod adlı bir şeytanlaştırmanın nesnesi haline getirilmiş olan Ermenilere, yurttaşlık ve yurduna dönme hakkı verilmelidir” denildi.
Açıklamada, Ermeni sorununun, demokrasi mücadelesinin bir unsuru olduğu belirtilerek, 100 yıl öncesindeki büyük felaketin, Ermeni halkının bu topraklardan silinmesiyle ve mallarına mülklerine, topraklarına el konulmasının, bir zamanlar bütün dünyanın ‘Ermenistan’ olarak bildiği topraklarda bugün hemen hemen hiç Ermeni kalmamış olmasının, uluslararası düzeyde de ‘soykırım’ tanımına giren uygulamalar olduğuna işaret edildi.
Anadolu topraklarında 1000 yıldır bir arada yaşayan Ermeni, Kürt, Süryani, Ezidi, Keldani, nice halkın gelmiş geçmiş tüm iktidarlar tarafından yok sayıldığı, asimilasyona tabi tutulduğu, buna karşı koyanların ise katledildiği, inkarın bir devlet politikası haline getirildiği kaydedilerek şöyle denildi:
“Öyleyse bugün, Başta Ermeniler olmak üzere Müslüman ve Türk olmayan halklara karşı işlenmiş ağır insanlık suçunun kabul edilmesi önemli bir silahın düşmesi anlamına gelecektir.
Bu yalnız bir tarih hesaplaşması olmayıp, siyasal iktidarların kendi suçlarıyla yüzleşirken halk kitleleri önünde gerçek yüzlerinin açığa çıkması, şanlı tarih dedikleri kanlı geçmişin aldatıcı yanlarının görülmesi, tüm halklar için; barış ve kardeşlik için bir kazanım olacaktır.”
“ERMENİ TOPLUMUNA AİT TOPLUMSAL ZENGİNLİKLER, ANITLAR İADE EDİLMELİ ANCAK BU YETMEZ”
“Ermeni mallarının, topraklarının, evlerinin, bahçelerinin, dükkânlarının Müslüman eşraf ve esnaf eline geçmesiyle birlikte büyük bir sermayenin el değiştirmesinin, bu ‘Ermenilerin geri gelmesi’ gibi baş edilmesi imkânsız bir korku yarattığı” ifade edilen açıklamada, “Evet, Ermeni toplumuna ait toplumsal zenginlikler, tarihi ve kültürel anıtlar onlara iade edilmelidir. Belki bunlar çok geç kalmış adaleti tesis edemez, ama kırılmış kalpleri bir nebze olsun yumuşatabilir, geçmişinin acılarının peşinde geleceğine odaklanamamış bir halkı daha özgür kılabilir” denildi.
Ama bunun yetmeyeceği çünkü Ermeni sorununun demokrasi mücadelesinin bir unsuru olduğu vurgulanarak, “Geçmişte Komünizmle Mücadele Dernekleri ya da adında Milli ya da Türk geçen dernek, parti ve hatta sendikalar, kitlelerini seferber etmenin, üye kazanmanın geçerli yolu olarak Ermeni düşmanlığını kullanmış, her ilerici hareketin ya da kişinin ‘Ermeni olması’, ’Yahudi olduğu’ iddiasını ‘siyasal çatışmanın’ başlangıç noktasına koyulmuştur” denildi.
Anadolu topraklarında 1000 yıldır bir arada yaşayan nice halkın iktidarlar tarafından yok sayılması, asimilasyona tabi tutulması konusunda inkârcı bir devlet politikası izlenmesine karşı; yüzleşmenin, tarih hesaplaşmasının barış ve kardeşlik için kazanım olacağı vurgulanan açıklama şu sözlerle tamamlandı:
“Ermeniler; sanki hiç olmamışlar gibi kuşaklar boyunca unutturulmaya çalışılan bir halk. Biz de artık 100 yıllık suskunluğumuzu bozuyor ve özür diliyoruz, saygıyla anıyoruz.”
İzmir’de 2012 yılından bu yana her 24 Nisan’da, tarihle yüzleşmeyi savunan demokratik kitle örtüleri ve bireylerin katılımıyla “soykırımı anma” etkinlikleri düzenleniyor.
İzmir Yüzüncü Yıl Komitesi’nin basına ve kamuoyuna yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
“Bugün Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi olan ve 100 yıl önce ‘yüksek Ermeni Platosu’ olarak anılan bölgede yaşayan insanlar ailelerinin yaşlı kadınlarından, büyük büyük annelerden ‘oralarda yaşamış olan’ Ermenilerin hikâyelerini dinlediler.
Ermeni halkı Yerevan’da, diasporada, İstanbul’da ya da her nasılsa gizlendikleri herhangi bir yerde bu büyük acıyı kalplerinin en derinlerinde hissediyor ve gecikmiş ve nafile de olsa bir ‘adalet’i temenni ediyor.
Evet, dedeleri topraklarından koparılmış bugün diaspora kod adlı bir şeytanlaştırmanın nesnesi haline getirilmiş olan Ermenilere yurttaşlık ve yurduna dönme hakkı verilmelidir.
Evet, Ermeni toplumuna ait toplumsal zenginlikler, tarihi ve kültürel anıtlar onlara iade edilmelidir. Belki bunlar çok geç kalmış adaleti tesis edemez, ama kırılmış kalpleri bir nebze olsun yumuşatabilir, geçmişinin acılarının peşinde geleceğine odaklanamamış bir halkı daha özgür kılabilir.
Ama yetmez!
Ermeni sorunu, demokrasi mücadelesinin bir unsurudur çünkü
100 yıl öncesinde gerçekleşen büyük felaket, Ermeni halkının bu topraklardan silinmesiyle ve mallarına mülklerine, topraklarına el konulması,
Bir zamanlar bütün dünyanın ‘Ermenistan’ olarak bildiği topraklarda bugün hemen hemen hiç Ermeni kalmamış olması uluslararası düzeyde de ‘soykırım’ tanımına giren uygulamalardır.
Ermeni sorunu, demokrasi mücadelesinin bir unsurudur çünkü
Ermeni mallarının, topraklarının, evlerinin, bahçelerinin, dükkânlarının Müslüman eşraf ve esnaf eline geçmesiyle birlikte büyük bir sermaye el değiştirmiş ve bu ‘Ermenilerin geri gelmesi’ gibi baş edilmesi imkânsız bir korku yaratmıştır.
Geçmişte Komünizmle Mücadele Dernekleri, ya da adında Milli ya da Türk geçen dernek, parti ve hatta sendikalar, kitlelerini seferber etmenin, üye kazanmanın geçerli yolu olarak Ermeni düşmanlığını kullanmış, her ilerici hareketin ya da kişinin ‘Ermeni olması’,’ Yahudi olduğu’ iddiasını ‘siyasal çatışmanın’ başlangıç noktasına koyulmuştur.
Anadolu topraklarında 1000 yıldır bir arada yaşayan Ermeni, Kürt, Süryani, Ezidi, Keldani, nice halk gelmiş geçmiş tüm iktidarlar tarafından yok sayılmış, asimilasyona tabi tutulmuş, buna karşı koyanlar ise katledilmişlerdir. İnkâr bir devlet politikası haline getirilmiştir.
Öyleyse bugün;
Başta Ermeniler olmak üzere Müslüman ve Türk olmayan halklara karşı işlenmiş ağır insanlık suçunun kabul edilmesi önemli bir silahın düşmesi anlamına gelecektir.
Bu yalnız bir tarih hesaplaşması olmayıp, siyasal iktidarların kendi suçlarıyla yüzleşirken halk kitleleri önünde gerçek yüzlerinin açığa çıkması, şanlı tarih dedikleri kanlı geçmişin aldatıcı yanlarının görülmesi, tüm halklar için; barış ve kardeşlik için bir kazanım olacaktır.
Ermeniler…
Sanki hiç olmamışlar gibi kuşaklar boyunca unutturulmaya çalışılan bir halk.
Biz de artık 100 yıllık suskunluğumuzu bozuyor ve özür diliyoruz, saygıyla anıyoruz…”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: